Keyifli okumalar 🌺
"Hazır mısınız çocuklar?" Diye seslendi Yıldız alt kattan. 2 gün sonra bayramdı ve bayram için Antep'e gideceklerdi. Ancak ikizler bir türlü aşağıya inmek bilmiyordu. Tekrardan seslenecekken gürültü ile aşağıya inen ikizleri gördü. Yine kavga ediyorlardı. "Boş boş konuşup tepemin tasını attırma Yağız! Tabi ki de o salak kızla aranı yapmayacağım!" Onların bu haliyle ne yapacağını bilmiyordu Yıldız. Daha 13 yaşındalardı fakat Yağız çok çapkındı. Gece ise aşırı derecede kıskançtı. Hatta bazen annesine bile karışıyordu.
"Aramızı yap diyen yok zaten Gece! İstersem bir bakışımla bile olur bizim aramız. Sadece kızla uğraşma diyorum." Gece sinirle Yağız'ın omzuna sertçe vurdu. Yine birbirlerine gireceklerini anlayan Yıldız olaya el attı. "Yine neyi alıp veremiyorsunuz siz?" Olayı anlamıştı ancak ne cevap vereceklerini merak ettiğinden duymamış gibi yaptı. Gece annesini görünce Yağız'a kaçamak bir bakış attı. Ardından annesinin yanına gelerek "Yağız yine boş yapıyor. Daha ne olabilir ki? Anne Allah aşkına şu oğlunu alır mısın başımdan?" Diye söylendi.
Ne olursa olsun asla birbirlerini satmıyor ya da ifşalamıyorlardı. Bazen birbirleriyle saç başa girişiyorlardı ancak asla birbirlerinden ayrılmıyorlardı. Her kavganın sonunda mutlaka birbirlerinin gönlünü alıyorlardı. Gerçi birbirlerine alındıkları pek söylenemezdi. "Birbirinizle uğraşmayı bırakın bakalım. Kocaman çocuklarsınız. Yakışıyor mu hiç? Herşeyiniz hazır mı onu söyleyin bakalım." Dedi Yıldız.
Yağız annesinin yanaklarını öperek"Hazırız sultanım. Sen hiç telaş yapma." Dedi. Gece ise umursamazca omuzlarını silkti ve telefonunu cebinden çıkardı. Yıldız bu kızın kime çektiğini anlayamıyordu. Kendisi asla umursamaz biri değildi. Aksine çok takıntılı ve evhamlı bir insandı. Gece ise çok soğukkanlıydı. Hemde aşırı derecede fazla. Yıldız da işini yaparken soğukkanlı bir insandı. Hatta laz damarı tuttuğunda kimse kurtulamazdı elinden ancak kızı her konuya soğukkanlı yaklaşıyordu. Yaramazlık yapacağı konular dışında.
Eşyalarını arabaya yerleştirmesi için bir korumaya rica eden Yıldız kızının korumalara attığı ters bakışların farkındaydı. Bu da başka bir huyuydu. Eşyalarına başka birinin dokunmasından ve etrafında korumalar olmasından nefret ediyordu. Özgürlüğüne ve rahatına çok düşkündü. Asiydi, hırçındı, inatçıydı ve asla geri adım atmayacak kadar gururluydu. Bir şey söyledi mi arkasında durup sözünü tutacak kadar yürekli ve dürüsttü. Yıldız kızıyla gurur duyuyordu ancak bir gün bu başına buyrukluğunun başına bela olmasından korkuyordu. Zaten başlarından bela eksilmiyordu ki.
10 dakika sonra gelen Murat herkesi hazır bir şekilde onu beklerken buldu. Yavuz daha izin kullanamıyordu ama izin aldığı gibi Trabzon'a gidecekti. Arabaya yerleşip yola koyulduklarında Gece huzursuzdu. Antep'e değil Trabzon'a gitmek istiyordu çünkü. Havaalanına geldiklerinde Murat Gece'yi kolları arasına alarak "Neden suratı düşmüş benim çiçeğimin?" Diye sordu. Gece omuzlarını silkti ve başını babasının göğsüne yasladı. "Ama böyle yapma. Üzme beni kızım... Bak nenenler sizi ne kadar çok özlemiş. Hem halanlar da oraya gelecek." Diyen babasına hafifçe güldü.
'Beni değil ama biricik erkek torunlarını özledikleri kesin' diye geçirdi içinden. Kıskanmıyordu, aksine Yağız'ı bu kadar çok sevmeleri onu mutlu ediyordu. Ancak biraz eski kafa oldukları için şu bir senedir çok üzerine geliyorlardı. Yine de bundan bahsederek babasının canını sıkmak istemedi.
Uçağa yerleştiklerinde Gece hevesle pencere kenarına oturmuştu. Yanına da Yağız yerleşmişti. Hemen arka koltuklarında ise Yıldız ve Murat vardı. Yolculuk bir buçuk saat sürüyordu ve Gece bu süreyi ikiziyle uğraşarak geçirmeyi kafasına koymuştu. Küçüklüğünden beri en büyük hobisi Yağız ile uğraşmak olabilirdi. Gerçi bu aralar başka şeyler daha çok dikkatini çekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ ÇEMBERİ
ActionGece, Karadağ'ların küçük, asi, inatçı, güzeller güzeli kızı... Yaşadığı onca olaydan sonra başına gelenlerle akli dengesini yitiren genç kız herşeyi hatırlamaya başlarsa ne olur? Büyük yıkıma giden bu yolda kimsesiz kalan bu kızın yanında olmaya...