13. bölüm: VİCDAN AZABI VE KALBİNİN SESİ

53 12 8
                                    


Keyifli okumalar canlarım 🌺 Satır aralarına bol bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın 😘

🔥

"Sesime gel!" Demir'e bir kez daha bağırarak geriye doğru adımladım. Demir'in üzerime atlamasıyla çığlık atarak kaçtım. Diğer taraftan da Ülkü bağırdı. "Buradayım abiiiiş!"

"Buraya gel!"

"Arkanı dön koççuum!"

Yağız ve Uraz abimin de aynı anda bağırmasıyla Demir ortalıkta deli danalar gibi dolaşmaya başladı. Kahkaha atarak bir o yana bir bu yana kaçışırken birbirimizi Demir'in önüne itiyorduk.

En sonunda Uraz abim Yağız'ı Demir'in önüne itti ve Demir Yağız'ın üstüne atlayarak onu yere düşürdü. "Aağh! Lan hayvan! Kalk üstümden camış!" Ülkü ile katıla katıla onlara gülerken Demir Yağız'ı yakalamanın verdiği mutlulukla Yağız'ı ezerek ayağa kalktı ve Yağız'ın acıyla hönkürmesine sebep oldu.

Yağız bir küfür savurarak ayaklanınca Demir gözlerine bağladığımız yazmayı çıkararak kırbaç gibi Yağız'a vurdu. "Ne küfrediyorsun lan?! Abinim ben senin." Demesiyle Yağız'ın onun kafasına bir şaplak atması bir oldu. "Abi gibi davranmıyorsun bir de geçmiş bana ben senin abinim diyorsun. Gece senden daha çok abi gibi davranıyor." dedi.

Biz gülerken onlar yine boğuşmaya başladılar ve onları ayıran halamın sesi oldu. "Ne yapıyorsunuz siz?! Kocaman eşek kadar herifler oldunuz hala 5 yaşındaki küçük çocuklar gibi davranıyorsunuz. Kreşteki çocuklar bile sizden daha akıllı!" Diye söylene söylene Demir ve Yağız ikilisini ayırdı.

Sonra Uraz abime dönerek "Hadi bunlar daha olgunlaşmamış, ergenlikten çıkamamış, sen Uraz? Evlenip çoluğa çocuğa karışacak yaşa geldin bir de bu eşeklere mi uyuyorsun?" Ülkü ile birbirimize yaslanmış onları izlerken gülmemek için kendimizi zor tutuyorduk.

"Helal olsun valla anne. Bu hayvanların kavgasından bile konuyu evliliğe getirdin ya! Valla helal olsun!" Diye söylendi. Halam kaşlarını çatarak "Getiririm tabii! Kaç yaşına geldin kazık kadar oldun! Hala bir gelin adayı yok ortada!" Uraz abim oflarken bizde dayanamayıp kıkırdadık. Halamın bakışları hemen bize döndü.

"Siz neye gülüyorsunuz bakalım? Sanki sizin onlardan bir farkınız varmış gibi..." Top bu sefer bize atılınca gülüşümü bastırdım ve kollarımı bağlayarak "Valla halacım, benim şöyle asırlar geçene kadar sevgili falan yapmaya niyetim yok." Halam gözlerini kıstı ve "Asırlar geçse bile sen bu deli kafayla gidersen yine birini bulamazsın." Dedi.

Yağız hemen araya girdi. "Bulmasına da gerek yok yani halacım." Ben ona alayla bakınca boğazını temizledi. "Sonra salakça kıskançlıklarından sevgilisini dövüp, kafasını kolunu falan kırar. Bir de onlarla uğraşırız. O yüzden söylüyorum." Kıskanıyorum demiyor da haspam!

"İstersen aynı performansı senin sevgililerinin üzerinde de gösterebilirim marul kafa." Diye tısladığımda Yağız güldü. "Önce bir sevgilim olmalı ama. Benim sevgilim olmadığına göre..." Yerden bir taş alıp üzerine fırlattım. Taştan son anda kurtulurken yine gülüyordu. "Kızlarla gönül eğlendirmen onlarla sevgili olmadığın anlamına mı geliyor porsuk surat?! Seni döverim Yağız! Seni boğaz köprüsünden aşağı sallandırırım Yağız!"

ATEŞ ÇEMBERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin