4. bölüm: FRANSA'YA GİDİŞ SEBEBİ

82 19 73
                                    

Keyifli okumalar 🌺 satır aralarına bol bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın 😘



Şimdi ise her zaman geldiğimiz mekanlardan biri olan Chelsea kafeye gelmiştik. Dün gelişen olayları Ali'ye anlatmıştık. "Vay anasını ya... Bir gün evde zıbarıp yataktan çıkmadım. Şu olanlara bak yaa..." Alinin hayretle konuşması ve olay hakkında uzun yorumlarından bunalan Ateş araya girdi. "Asıl konuya dönsek diyorum..." Ali kolunu omzuma atıp beni kendine çekti ve "Gelelim aşk adamım. Neymiş şu asıl mesele?" Ateş'in gözü bir iki saniye Ali'nin omuzuma attığı kolunda oyalandıktan sonra sabır dilercesine gözlerini yumdu. Sonra konuya giriş yaptı. "Bu Keriman hanım ve Levent lavuğu şu Serhat piçi vesilesiyle tanışmışlar..."

  Ateş'in söylediği şey gözlerimi sinirle yummama neden oldu. "Anası ney  ki oğlu ne olsun?!" Düşüncelerimi dile getiren Yağızdı. O da sinirliydi belli ki. Gerçi nasıl sinirli olmasın ki, bunlar maaile bizim başımıza belaydı. Keşke dedem de bunların ne mal olduğunu anlayabilseydi. Ateş önümüze bir dosya bırakınca Ali ıslık çalarak "Adama bak ya. Sıkı çalışmış." dedi. Yağmur kıkırdarken Ateş gözlerini devirdi. Ona da benden kalan bir alışkanlıktı bu.

  O sırada gözlerim Yağız'a takıldı. Hafif bir tebessümle Yağmur'un gülüşüne dalmıştı. Sonra sanki bakışlarımı hissetmiş gibi gözleri bana çevrilince yakalanmış olduğunu anlayarak gözlerini kaçırdı. Aahhh ahhhh! Ne yapacaktım ben bunlarla. Yağız gözlerini etrafta gezdirirken de Yağmur Yağız'a baktı. Ama ilgisinin etraftaki kızlarda olduğunu görünce yüzü düştü. Hayır yani bu ikisi aptalın tekiydi! Ya ben bıkmıştım bunlardan! Seviyorsan adam gibi söylesene! En çok da Yağıza kızgındım. Hadi Yağmur çok çekingen o yüzden birşey söyleyemiyor ki utancından pancar gibi kızarmasından bile anlaşılır, sen ne diye açılmıyorsun? Salak salak kızlarla muhatap ederdi o beni anca!

  Sinirle nefesimi verdim ve Ateş'in verdiği dosyaya baktım. Ateş'te anlatmaya devam etti. "Bu Serhat denen piç ile Levent lavuğu aynı üniversitede okumuşlar. Oradan tanışıyorlarmış. Ayrıca şu satış işlemleri de sahte belgeler ile yapılmış. Yani atölyenin sizin üzerinize olması için daha birkaç ay var. O zamana kadar dedenin üstüne olduğu için onun imzası gerekli. Gece sen dedeni aradığında deden haberi olduğunu söylemiş ama  bu işkağıtçıların bundan haberi yok sanırım. Yani Yağızın anlattığı kadarıyla. Amaçlarını anlamamız için biraz daha araştırmamız lazım tabi ama bunun içinde bir planım var..."

  Bu çocuğun bu kadar kısa sürede bu kadar şey bulup böyle plan yapması gerçekten takdir edilesiydi. Benim ki kadar olmasın ama çok hızlı çalışan bir beyni vardı. "Plan anlaşılmıştır umarım..." Dedi. Hepimize birkaç görev verince kontrolü eline almış olması beni rahatsız etmedi. Normalde kontrol edilmek gururuma dokunur, asla kabul etmezdim ama Ateş'ten rahatsız olmuyordum. Zaten planı gözlerimin içine bakarak anlatırken karşı gelesim varsa da karşı gelemezdim ki...

🔥

  Annemin arayıp gece gelemeyeceklerini çok işleri olduğunu söyleyip Yağmurlara gidebileceğimizi söyleyince Yağmur onlara gitmemiz hakkında ısrar etti. Evde yalnız kalmamızı istemiyormuş haspam. Sanki ben Yağız'ı daha fazla görmek için yaptığını anlamıyormuşum gibi. Diğerlerinin zaten canına minnetti. Sadece Ali bize katılamıyordu. O da babaannesinin akşam çağırdığı misafirlerle ilgilenmek içinmiş. Ağlaya ağlaya gitmişti garibim. Tabi giderken beni sinir etmek için saçımı karıştırmasaydı daha iyi olurdu ama neyse.

Kapıyı Yağmurların evinde daha önce hiç görmediğim bir kız açmıştı. Yağmurların yeni çalışanıymış. Bu ayrıntıyı bana anlatmadığı için ona kötü kötü bakınca öpücük atarak koluma girdi ve beni içeri sürükledi. Ateş her zaman ki gibi gergindi. Nedenini az çok tahmin ediyordum ama o nedene neyin sebep olduğunu bilmiyordum. Sorsam anlatır mıydı ki acaba?

ATEŞ ÇEMBERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin