ZEHR-i TUTKU +18

ZT 28

yağmur damlaları cama vurdukça ağzımdan çıkan dumanlar onlara eşlik ediyordu. yağmur adeta dünyanın sonunu getirircesine yağarken , sadece ölümünü bekleyen ağaç gibi bakmıştım.her an şimşek çakıp yanarak kül olabilcekmiş gibi.

günahlarımızdan arınırcasına yağan bu yağmur sanki hepimizin günahını alıp götürüyormuş gibi. aslında hepimiz biliyorduk dimi, yağmurun sadece boş yağdığını, aslında hava bizim halimize biz günahkarlara öfkelendiği için ağlıyordu.

keşke hayat böyle olmasaydı, keşke bu kadar günah işlenmeseydi, keşke hayat bildikleri gibi tozpembe olsaydı. belki herşey daha farklı olabilirdi.

' ne düşünüyorsun '

merihe bakmadan sıgaranın izmaritini küllükte söndürdükten sonra dışarıya bakmaya devam ettim. şuan onunla konuşmak bile istemiyordum. onu görmeyi bile istemiyordum.

ama lanet olası bu hayat resmen beni ona zorla itiyordu, kimseye muhtaç olmayan ben ona muhtacım gibi davranıyordum, bu zoruma gidiyordu.

normalde çocukların muhtaç olduğu tek şey annesi ve babasıdır, ama benim hiçkimsem yoktu, sadece sorgusuz sualsiz didem vardı. zaten onunda neden yanımda olduğunu anlamamıştım, ama benim için çok şeyi ifade ediyordu.

' sana soruyorum ikra '
' ne dememi bekliyorsun merih '
' ne düşündüğünü bilmek istiyorum '
' seni ilgilendirmiyor '

merihi görmesemde , sinirlendiğini anlayabilmiştim. zaten merihi az çok tanıyorsanız en ufak bir şeyde sinirlendiğini anlayabilirsiniz.

' sen bodrumu özledin sanırım '
' evet ya çok seviyorum orayı..hatta diyorumki haftanın 4 günü orayı beraber ziyarte gideriz '
' bu kadar sevdiğini bilmiyordum orayı..ama çok istiyorsan neden olmasın'

merihin sinirli sesinden sonra çıkan keyifli sesi gözlerimi devirmeme sebep olmuştu. bu adama gerçekten sinir oluyordum, elimde olsa onu şuan boğabilirim.

' ben gidiyorum '
' nereye '
' hayırdır sana hesapmı vereceğim ? '
' biliyormusun, cehennemin dibine kadar yolun var '
' seninle olacaksa neden olmasın...şirkete'
' ne ?'
' şirkete gidiyorum sormak istediğin başka bir şey varmı '
' var '
' nedir o '
' bende gelmek istiyorum '
' şirketemi '
' yok tarlaya '
' ne ?'
' alıyormusun peşine almıyormusun ?'
' 2 dakikaya aşağıda ol '

merih odadan çıkarken sırıtmıştım, tabikide 2 dakikada aşağıya inmeyecektim. biraz beklesinde akıllansın beyfendi.

dolabın kapaklarını açtıktan sonra elime aldığım siyah mini pileli eteğime küçük bir göz attıktan sonra fazla düşünmeden hızlıca giyinmeye başladım. üsttende giyidiğim gömlek ve süveterimle hazır sayılırdım. ceketimi aldıktan sonra ayağıma çizmelerimi geçirip odadan çıkmıştım.

merdivenleri inerken kolumdaki saate bakmıştım. tam 10 dakika geçmişti, benim için uzun bir süre değildi istesem 2 dakikada bile hazırlanabilirdim ama inat diymi.

aşağıya indiğimde gözlerimle merihi arasamda bulamamıştım, yanımdan geçen hizmetçiyi kolundan serçe yakalamıştım. bu kızında suyu kaynamak üzereydi sanırım bununda fişini çekmem gerekiyordu.

' bir şeymi istemiştin '
' birincisi ben istemem emrederim ikincisi benimle konuşurken saygı çerçevesinde konuş üçüncüsü merih nerde '
' birincisi sizin emirleriniz benim umrumda değil ikincisi sizinde benden bir farkınız yok merih beyin eskortusunuz üçüncüsü merih bey şirkete gitti'

yumruklarımı yavaşça sıkarken gerçekten bu kızın fazla olduğunu fişinin çekilmesi gerektiğini bir kez daha aklıma kazımıştım. madem bu kadın böyle oynamak istiyordu oynarız o zaman.