İki Kaos

47 3 0
                                    

Yn'nin bedeninin kontrolünü artık tamamen ele geçirmiş olan Allie planını uygulamak üzere kamptan ayrıldı.
Ormanda yakacak toplayan Raven ile John, Yn'in kamptan uzaklaştığını görünce bir süre birbirlerine baktılar.
"O nereye gidiyor?" diye sordu John elindeki dalları yere bırakırken, ardından hızlı adımlarla yn'in yanına doğru yürüdü.
"John!" dedi ona yetişmek için koşan Raven.

John çok geçmeden yn'i yakaladı.
Kolunu sıkıca kavradığı yn'in korkunç bir edayla gülümsediğini fark edince dehşete düşmüş bir şekilde elini çekti.
"İyi misin sen?" diye sordu telaşla.
Yn onu cevaplamadı.
İrice açılmış gözleri ve ürkütücü gülümsemesiyle John'a bakmaya devam etti.

Yanlarına geldiğinde soluk soluğa kalmış Raven, Yn'i görünce korkuyla bi adım geriye attı.
"Tanrım- Ne oldu sana?"

"O artık bizimle." dedi yn
Raven ile John anlamsız gözlerle birbirlerine baktılar.
Allie, yn'in çipi aldığını göstermek için elinde sıkıca tuttuğu hançerle kolunda derin bi kesik açtı.
John sendeleyerek geriledi.
Raven kendi yaşadıklarını anımsayarak öfke doldu.
"Kaltak!" diye bağırarak Yn'nin üstüne atıldı.
John'un gözlerinden yaşlar akıyordu.
Yn Raven'ın yüzüne sert bir yumruk attı.
Yere serilen Raven patlayan kaşını tutarak küfürler yağdırdı.
John, Raven'ın yanına eğildi.
Başını kollarının arasına alarak yn'nin bedenine baktı.
"Bunu niye yapıyorsun?" dedi yalvarırcasına.

Yn'den cevap gelmedi, ardına bakmadan yavaş adımlarla yürümeye başladı.

"Onu öldürmüş mü?" diye sordu John şok içinde sesi titreyerek.
"Sadece bedenini kullanıyor- İşi bitince öldürecek." dedi gözünü akan kanlardan açamayan Raven.

O sırada kampta Bellamy vücudunun her bir tarafı titrerken koşar adımlarla Jaha'yı arıyordu.
Onun peşine takılmış olan Luna ise olayları anlamadığı için git gide daha da endişelendi, çok geçmeden daha fazla kendine hakim olamayarak ağlamaya başladı.

Arkasında hıçkırıklara boğulan Luna'nın sesini duyan Bellamy, duraksayarak Luna'nın yanına gitti.
"Hey- hey." "Sakin ol onu bulucağız." dedi elini nefes almakta güçlük çeken Luna'nın yanağına koyarak.

O esnada koridorun sonunda Jaha belirdi.
Bellamy'nin gözündeki öfkeyi görünce başına gelecekleri anlayarak koşmaya başladı.

Bellamy sakinleştirmeye çalıştığı Luna'nın bileğini kavrayarak koşmaya başladı.
Jaha gözden uzaklaşırken Luna'yı bırakarak hızlandı.
Luna olduğu yerde kalarak hançerini çıkardı, fırlattığı gibi jaha'nın bacağına saplanan hançer Jaha'nın yere serilmesine sebep oldu.
Bellamy şaşkınlıkla ardına, Luna'ya baktı.
Bir an yn , onun aylar önce avda hançer atışı geldi aklına.
Kendi cebinde de bir silah vardı, onu düşündü, nasıl olur da ateş etmek aklına gelmedi, bunu düşündü.
Luna'nın yn için yaptıkları ve yapabileceklerini düşündü.

Aniden Lunanın dürtmesi ile irkilerek kendine geldi.
Luna şaşkınlıkla kısa bir anlığına onu izledi.
"Bellamy?" dedi meraklı bir sesle.
Bellamy kafasını iki yana sallayıp ona baktı.
"İyiyim." diye kısaca yanıtladı onu.
Ardından yerde kıvaranan Jaha'nın yanına gitti.
Yakasından kavrayıp hafifçe kaldırdıktan sonra yere vurdu Jaha'yı.
"Yn'e ne yaptın?"
"Sana soruyorum!" diye bağırdı.

"Bana bırak." diyerek araya girdi Luna.
Jaha'nın üzerinden kalkan Bellamy meraklı gözlerle Luna'yı izledi.

Luna Jahanın bacağından çıkardığı hançeri alarak Jaha'nın boynuna bastırdı.
"Ne yaptın ona!"
Jaha güldü.
"Çip onda da var acı hissetmiyor." dedi Bellamy.
"O zaman çipi çıkarırız." dedi Luna emin bir şekilde.
Ve bellamy'nin belindeki telsizi alıp kablolarını söktü.
Ardı ardına Jaha'nın başına değdirdi kabloları.
Çip etkisiz hale geldiğinde Jaha acı içinde bağırmaya başladı.
"Ne yaptınız ona!" diye yineledi Luna.

Olanları birbir anlatan Jaha acıya daha fazla dayanamayarak bayıldı.

Ardı ardına küfürler eden Bellamy'i kendine getirmek için Luna hafifçe bir tokat attı.

"Yn'i bulmalıyız." dedi Luna emin bi sesle.
Kamptan çıkan Luna ve Bellamy uzaktaki John'u
gördüler.

Onun yanına vardıklarında yerde üstü başı kanla kaplanmış Raven'ı gördüler.
John dehşete düşmüş bir şekilde bağırmaya başladı.
"Yn çipi almış- Azgedaya gidiyor! Her şeyi mahvedicek."

Bunlar yaşanırken John'un telsizinden Clarke'ın sesi duyuldu.
"Polis'e gidiyoruz, Ontariyi öldürüp ateşi ondan almalıyız. Işık şehrini kapatabiliriz. Çabuk hazırlanın."

Bir süre herkes ne yapacaklarını bilemeyerek birbirlerine baktı.

"Ben, Jasper ile Monty'i alıyorum. John sen de bizle geliyorsun. Doğruca Polis'e gidicez."
dedi Luna bir yandan belindeki boş tabancayı çıkartıp john'un eline tutuşturdu.
"Raven sen burda kalıyorsun, Bellamy sen de-."
Bellamy'nin belindeki tabancanın kurşunlarının yarısını alıp John'a verdiği tabancanın içine doldurdu.
Kafasını kaldırıp hayranlıkla onu izleyen bellamy'e baktı.
"Sen de Miller'ı alıp yn'i azgedaya ulaşmadan bulmaya gidiyosun."
Saçını topuz yaparken üçünün de gözlerini üzerinde hisseden Luna duraksadı.
"Ne bekliyorsunuz! Çabuk!" dedi.

Hepsi dört bir yana dağıldı dedikleri gibi Lunalar Polis'e doğru yola çıkarken, Miller ve Bellamy arabayla Yn'in peşine düştüler.

Yn emin adımlarla azgeda sınırlarının içine girdiğinde üzerine doğru gelen onlarca azgedalı gördü.
Oldukça iri yarı olan Azgedalı bir adam kılıcını yn'e doğrultarak yerli dilinde bağırdı.
"Ben Skaikru'danım." diye yanıtladı yn onu.
"Burada ne işin var!" diye kükredi içlerinden biri.
"Ateşe sahip olmak ister misiniz?" diye sordu yn.
"Ontari zaten komutan, yönetim bizde." diye cevapladı biri.
"Öyle mi?" dedi yn ve gülerek Polis'e doğru yüzünü çevirdi.
Onla birlikte o tarafa bakan azgedalılar Polis'ten çıkan kırmızı dumanı gördüler.
Ontari ölmüştü.
Azgedalılardan bir tanesi yn'e saldırmak için bir kaç adım attı.
Bir diğeri onu kavrayarak durdurdu.
"Planın ne?" diye dordu yn'e.

"Clarke Griffin- Wanheda, ateşi o alıcak. Lider o, onu öldürün gerisini ben hallederim." dedi gülümseyerek.

Tam o esnada arabanın sesi duyuldu.
"Allie!" diye bağırdı Bellamy.
Yn'nin üstüne doğru koşarken bir kaç azgedalı onun üzerine atılarak yere düşmesine sebep oldular.

İrice olanı Bellamy'e doğru eğilerek.
"Bize Clarke Griffin'i getir, kızı al." diye yanıtladı.
Bunu demesi ile birlikte yn'nin kolunu bir adam sıkarak tuttu.
"Kızı nereye götürelim?" diye sordu.
İri adam cevap vermek için arkasını döndüğünde miller silahı ile arabadan çıktı.
"Bırakın onları!" diye haykırdı.
Azgedalılar geri çekilmeyince bir el ateş etti ve iri yarı olan adamı bacağından vurdu.
"Bırakın dedim!"

Adam elliyle onları bırakmalarını işaret etti ve Bellamy serbest kaldığı gibi yn'i sıkıca kavradı.
Yn çırpınarak Bellamy'den kurtulmaya çalıştı.
"Aküyü çalıştır!" diye bağırdı miller'a.
Miller bir eliyle silahı Azgedalılara doğrulturken diğer eliyle aküyü çalıştırdı.
Bellamy zorla yn'i tutarak Miller'ın elektirik vermesini bekledi.

Azgedalılar anlam veremeyerek olanları izledi.
Yn çığlıklar atarak kendine geldiğinde bitkin bir halde Bellamy'e "Allie ateşin Clarke'da olduğunu söyledi." diye fısıldadı.

Dehşete düşen Bellamy kendinden emin bir şekilde Azgedalılara döndü.

"Wanheda ateşi Floukru'ya götürüyor." diyerek yalan söyledi.
Azgedalılar yerli dilinde bir şeyler konuştuktan sonra ardlarına bakmadan atlarına binip uzaklaştılar.
"Bu onları oyalayacaktır." diye ekledi Bellamy.
Bir anda kendine gelerek yn'e sıkıca sarıldı.
"Seni kaybettim sandım." dedi ve ekledi;
"Seni öldürdü sandım." Gözleri dolu doluydu.

Miller Yn'nin başını okşayarak "Bir an önce Polis'e gitmeliyiz, orada işler karıştı." dedi

Tüm yalnız insanlar||The100Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin