Kampa göğüsümde bir boşlukla döndüm
Ağlamaktan gözlerim ve burnum kızarmıştı, boş gözlere etrafa bakıyordum.Bellamy'nin dokunmasıyla irkildim
'Uyumak ister misin?' dedi, sırtımı okşuyordu bir yandan
'Abimi istiyorum' diyebildim sadece
'tamam.. tamam burda dur onu bulup geliyorum' dedi ve beni yere oturturdu, ilerleyecekti ki onu tuttum
'Bellamy yalnız kalmaktan korkuyorum'
bana doğru eğilip sarıldı
'Yn bunu travma haline getirmemelisin, dünyadayız!! dünyadayız ve daha bir çocuğumuz ölücek' kafamı kaldırıp bunu söylüyor olamaz diye düşündüm, bakışlarıma da yansıtmış olmalıyım ki
'evet yn evet ölücez, buna ben de abin de sen de dahilsin' dedi
onu ittirdim
'duymak istemiyorum bellamy' dedim
'yn buna alışmamız lazım, artık her ölümde babanı hatırlamaman lazım' dedi
orda bir şeyler koptu
sinirle kalktım
'bu kadar çabuk ölümlere alışmamı bekliyorsam yanılıyorsun blake, eğer alışmış olsaydım senin ölümünü kabullenirdim.' daha da sinirle ekledim;
'kardeşin bile senden umudu kesmişken senin yaşadığına inandım ben!,ölümlere alışmamı isteme o yüzden benden.'daha fazla bir şey demeden dönüp ilerlemeye başladım
'AYNI DURUM DEĞİL YN!' dedi duyabilmem için bağırarak'gözünün önünde ölsem de mi kabulleneceksin' dedim ona dönerek
ayağa kalkıp yanıma gelip kolumu tuttu
'yn saçmalıyorsun, öyle deme' dedi sesi titreyerek
'kabullenmek kolaysa niye önemsiyorsun ki, NEYİ ÖNEMSİYORSUN!' diye bağırdım
'Seni!, seni önemsiyorum gerizekalı, daha yani tanıştığın bi adamı baban yerine koyarak ölümüyle yıkılamazsın!' dedi
'jasperla monty'e bir şey olsa ne yapıcaksın, yn şu an yıkılamazsın'dedi sakinleşerek
'sus, SUS ARTIK!' diye bağırarak ittirdim ağlayarak kamptan çıktımbir süre ormanda gözüm yaşlı bir şekilde söylenerek dolaştım.
Roger'ın mağarasına vardığımda kendimi çok daha iyi hissediyordum.
Mağaranın içini dolaşırken kırık dökük bir ayna gördüm, aynadan kendime baktığımda Roger'ın yaptığı makyajımın bir kısmının ağlamaktan aktığını fark ettim.
elimle biraz düzeltmeyi başarsamda Roger'ın yaptığı ilk hali kadar güzel durmuyordu.
Mağarada dolaşmaya devam ettim
içeride kıyafetler ve bir kaç takı buldum üstüme Roger'ın kazağını geçirip kendi yaptığı belli olan bilekliğini taktım.
kıyafetlerin yanında duran masada bir fotoğraf gördüm
Roger'ın çok daha genç olduğu bir fotoğraftı bu, kucağında küçücük sarı saçlı bir bebeği tutuyordu
yanında çok güzel bir kadın vardı o da kucağında bir kız çocuğu tutuyordu.
fotoğrafın arkasında
Roger kom trikru ,Mary kom Floukru ve güzel kızları Isabelle ve küçük bebek Jack yazıyordu.
Fotoğrafı çantamın içine koydum.Bir süre daha mağarada kaldıktan sonra hava kararmadan önce kampa ulaşabilmek için yola koyuldum.
Birden bire silah sesi duydum
kurşsun resmen kafamı ucu ucuna sıyırıp geçmişti
Kalbim bir anlık durdu, neye uğradığımı şaşırmıştımBirden Bellamy ormanın içinden çıktı, elimi tutup koşmaya başladı
'Onlar kim?' dedim panikle koşarken
'dağ adamları' dedi nefes nefeseDeli gibi üzerimize ateş etmeye devam ediyorlardı
Başka bir yöne saptık izimizi bir süre kaybettiler
Birden durduk
Uçurumun kenarındaydık altta su vardı
'atla!' dedi Bellamy
'yüzme bilmiyorum' dedim korkudan titreyerek
'ben burdayım güvendesin' dedi
titriyordum
alnıma sakinleştirici bir öpücük kondurdu
yeniden ateş etmeye başladılar
Bellamy atladı
ardından ben atladımSuya çok yüksek bir yerden atladığımız için çok derine inmiştim ne denizin tabanını ne de yüzeyi görebiliyordum.
Ciğerlerimdeki hava nerdeyse tükenmişti
çırpınmayı bırakmıştım kendimi baygın gibi hissediyordumki belimi bir şey kavradı
gözümü açtığımda beni yüzeye çıkarmaya çalışan bellamy'i gördümGözümü yeniden açtığımda bellamy başımda beni sarsıyordu
öksürerek ciğerime dolan suyu çıkardım
Bellamy sıkıca sarıldı
'yaşıyoruz-' dedi mutlulukla
saçımı kulağımın arkasına doğru itti
hala kendime gelememiştim
yüzüme uzun uzun baktı.
'nolur bugün dediklerimi unut, çok özür dilerim' dedi
gülümseyerek 'seni iyi korkutmuşum galiba' dedim öksürerek
'sana bir şey oldu sandım' dedi karşılık olarak
gülümsüyordu ama gözleri dolmuştubirden farkına vardım
'sen nasıl buldun beni?'
'kamptan çıktığından beri seni takip ediyorum' dedi
doğruldum ve bir kayaya yaslandım
gözüm yerde oluşan kan birikintisine çarptı
'bellamy yaralısın!' dedim telaşla
bellamy'nin pantolonununda bir kurşun deliği vardi
'Vurulmuşsun!' diye ekledim
panikten gözlerim fal taşı gibi açılmıştı
yüzümü eliyle kavrayarak
'küçük bir şey sakin ol' dedinasıl başarıyor bilmiyordum ama beni her zaman rahatlatıyordu
burnum kanamaya başladı
'çok gerildin ondan oldu, merak etme bir şeyin yok' dedi eliyle burnumdan akan kanı temizleyerek
yaklaşıp yanağından öptüm
'iyi ki varsın bellamy' dedim
tebessüm ederek yüzüme baktı ve bir süre öyle durdu ardından başını iki yana ufak bir şekilde salladı
'hadi bakalım kampa dönüyoruz güvenli yoldan' dedi
ve beni kaldırdı
acı içinde inledim
'bileğim!' dedim
'suya atladığında burkmuş olmalısın' dedi
Bellamy ve beni kucakladı
'Bellamy bacağın yaralı, bir şekilde kendim yürürüm indirebilirsin' dedim
'Bakıcılığını yapmıyorum zaten küçük murphy, içimden geldiği için yapıyorum' dedi sırıtarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tüm yalnız insanlar||The100
FanfictionY/N Murphy, 100 çocuk suçlunun bulunduğu indirme gemisine gizlice binerek dünyaya iner. Dünyayı ve kendini hiç beklemediği bir halde bulacağından haberi yoktur...