Gün Doğmadan

82 4 2
                                    

Günler hızlıca geçti, Theo ve Isabelle birlikte odama daldılar ve beni sarsarak uyandırdılar.
"Yn..." dedi Isa gözünden bir damla yaş süzülürken.
"Ne oluyor?" diye sordum ardından yatağımda doğruldum.
Abim kapının eşeğinden seslendi;
"Pike trikrudan bizi korumaya gelenleri öldürmüş..."

Duyduklarıma inanamayarak bir süre olduğum gibi kaldım.
"Gitmeliyiz." dedim ve anında ayağa kalktım.
Çantamı hızlıca toparladıktan sonra merdivenlerden aşağıya indim.
Abim hala olduğu gibi bekliyordu.
"Ne bekliyorsun!" dedim gergin bir şekilde.
Abim hazırlanmaya başladığında Isa kolumdan hafifçe tutarak "Yn sakin olmalısın." dedi yumuşatıcı bir sesle.
Kolumu çekerek Isa'ya döndüm.
"Sakin kalamam, her şeyi mahvettiler."
Başıma müthiş bir ağrı saplandı elimi başıma götürerek bir süre öyle durdum.
Luna içeri girdi.
"Seninle geliyorum." dedi elimden tutarak.
"İyi de..."
Sözümü keserek araya girdi.
"Isa ve Theo burada kalacak, sorun olmaz."
Sıkıca ona sarıldım.
"Pike öldürdü dedi...Bellamy de bu işin içindedir." dedim ve kendimi daha fazla tutamayarak ağlamaya başladım.
"Onu öldürecekler. Bellamy'i öldürecekler..." diyebildim bir yandan ağlarken.

Jasper ve abim aynı anda odaya girerek "Hazırız." dediler.
Isa kucağında Mathew'la geldi.
Mathew'i kucağıma alıp öptüm.
Isa'ya sıkıca sarıldım.
"Geri döneceğim." dedim
"Burada olucağım."
Dönerek Theo'ya sarıldım.
"Dikkatli olun." dedi elini yanağıma koyarak.
"Siz de."

Luna tekneyi platforma doğru çekmiş, binmemiz için bekliyordu.
John ve Jasper da diğerleriyle vedalaşıp tekneye bindiler.
Karaya vardığımızda Luna'nın atları hazırlattığını gördüm.
Atlarını önemli bir mesele olmadıkça hazırlatmazdı.
Bunun için dönüp teşekkür ettim.

Gün doğmadan kampa vardık.
Luna kampa girmeden önce beni dürterek pek de uzak olmayan tepeyi gösterdi.
Tepenin çimenleri kanla boyanmıştı.
Abim "Tanrım." dedi nefesi kesilerek.
Daha fazla bakmaya dayanamayarak kampa girdim.

Bellamy uzaktan beni gördüğünde elindeki su dolu kovaları yere fırlatarak bana doğru koşmaya başladı.
Beni sıkıca kavrayarak sarıldı.
"Ben çok kötü bir şey yaptım..." diyerek hıçkırıklara boğuldu.
"Biliyorum." dedim saçlarını okşarken.
"Beni affet. Buna ihtiyacım var." diyebildi ağlamaktan kısılmış sesiyle.
"Bellamy..."
"Yalvarırım affet."

Abim sinirle, yere çökmüş ve belime sıkıca sarılmış Bellamy'i yerden kaldırdı.
"Kaç kişiyi öldürdünüz?" diye sordu soğuk bir edayla
"299"dedi titreyerek.
Luna şok olmuş bir şekilde eliyle ağzını kapadı.
Abim sertçe Bellamy'e tokat attı.
Bellamy karşılık vermedi.
"Öleceğin günü iple çekiyorum Blake." dedi abim.
"Ben de..." dedi kısık sesiyle Bellamy.
Bellamy bunu dediği an yüreğim daha fazla dayanamadı.
"Seni affediyorum." dedim çok da yüksek olmayan bir ses tonuyla.
Jasper bana doğru bir kaç adım attı.
"Yn!"
"Jasper sen karışma!" dedim sertçe.
"Seni beni öldürmek istediğin için affediyorum, diğer öldürdüğün insanlar için seni ben affedemem." diye ekledim.
Bellamy başını onaylayarak salladı bir yandan ardı ardına göz yaşı döküyordu.
"Bellamy ağlamayı kes." bunu sertçe söylediğimden Bellamy şaşkınlıkla bana baktı.
"Üzerinden atamayacağın çok şey yaptın, bebek gibi ağlaman seni masum kılmayacak."
"Sadece seni gördüğüme sevindim" diye yanıtladı duraksayarak.
"Ölmemi istediğin için gittim." diye düzeltim onu, ardından ekledim;
"Kalsaydım öldürecektin."

Bellamy sarsıldı, ne söyleyeceğini ve ne yapacağını bilemeyerek bana bakıyordu.
Luna da bir o kadar sarsılmıştı, Bellamy'nin hali onu da oldukça etkilemişti.
"Tanrım, yn bununla nasıl başa çıkıyor?" diye fısıldadı Jasper'a.

Ve uzaktan Raven'ın sesi duyuldu.
"John!" sesindeki sevinç hepimizin o yöne bakmasını sağladı.
"Raven!" dedi abim yüzündeki tüm ciddiyet silinip yerini gülümsemeye bırakarak.
Birbirlerine doğru önce yavaş adımlarla ardından hızlanarak koştular.
Abim onu kucakladı.
"Seni çok özledim." dedi Raven'ın yüzünün her bir yerine öpücük kondururken.
"Lütfen beni bir daha sensiz bırakma! Haftalardır haber alamıyorum senden." diye karşılık verdi.
Abim onu göğüsüne bastırdı.
"Bir saniye bile yanından ayrılmam Raven.
Bir saniye bile." saçını okşayarak.
Raven'ın başına bir öpücük kondurduktan sonra geri çekildi.

Raven beni görünce gülümsedi.
"Hoş geldin."
"Hoşbuldum." dedim ona sıkıca sarılarak.
"Bellamy çok kötü halde." diye ekledi kimsenin duyamayacağı bir tonda, sarılmaya devam ederken.
"Fark ettim." dedim kısaca.

Jasper ile Raven sarıldı.
"Seni de özledim sersem." dedi Raven bir yandan Jasper'ın saçlarını karıştırarak.
"Ben de seni özledim RayRay."
"RayRay mi?" dedi john gülerek.
"Ah, Monty içeride." dedi Raven.
Jasper bana döndü.
"Sen git ben geliyorum." dedim
Jasper içeriye gitti.

Luna Raven'a elini uzattı.
"Ben Luna, John'un dilinden düşmedin, kafamızı ütüledi." dedi tebessüm ederek.
Raven elini sıktıktan sonra onun neden bizimle geldiğini anlamak için bana döndü.
"Sevgilim..." dedim
Raven gülümseyerek yeniden Luna'ya döndü.

Bellamy ise kaşlarını kaldırdı.
"Ah" dedi duraksayarak.
Başka bir şey diyemeden arkasını dönerek gitti.

Abim, Luna ve Raven dönmüş bir ona bir bana bakıyorlardı.
"Ben Monty'i göreyim" diyerek yanlarından ayrıldım.

İçeri girdiğimde Monty ile Jasper'ı konuşurken buldum.
"Beni özledin mi M. ?" diye sordum kapıdan içeri girerken.
"Yn! Seni aptal, tabii ki özledim." diye cevapladı ayağa kalkıp yanıma geldiğinde.
Sıkıca sarıldık, yanağıma bir öpücük kondurdu.

Dakikalarca durmadan konuştuk
Üçümüzün bu kadar ayrı kalması alışılmış bir şey değildi.
Odaya aniden Luna, Octavia, Raven, Clarke ve abim girdi.
"Hoşgeldiniz..." dedi Clarke ve sırayla bana ve Jasper'a sarıldı.
"Sizi görmek çok güzel ancak konuşacak çok şey var." diye ekledi ardından

Clarke kısaca nasıl Jaha'nın insanlara çip yutturmaya çalıştığını anladı.
Octavia ise Bellamy'nin şu anda iyi olmadığını anlattı ardından göz yaşlarını tutamayarak Pike'ın Lincoln'u yakaladığını ve kodeste tuttuğunu anlattı.
"Onu öldürebilir..." dedi hıçkırarak.
"Onu öldürebilirler ve bunun suçlusu abim olabilir, sevgilimin üstüne abimi kaybedemem..."
"O. Lincoln'u kurtaracağım sen lütfen üzme kendini." dedim yüzünü avuç içlerime alarak.
"Kodese girişler kapalı." dedi.
"Benim için değil." dedim havalandırmayı göstererek.

Raven birden sinirle bağırdı.
Hepimiz ona şaşkınlıkla döndük.
"Kafamdan çık!" diye haykırdı Raven.
Clarke onun üstüne atılarak kulaklarını kapadı.
"Çipi almış." dedi Octavia korkuyla.

Hepimiz dehşete düşmüş bir şekilde birbirimize baktık.

Tüm yalnız insanlar||The100Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin