Eve girdiklerinde Ateş bir odanın kapısını açıp kenara çekildi. "Adamlara söylerim akşama kadar odayı düzenlerler."
Kuzey şaşkın bir şekilde boş odaya baktı. Ne bir yatak ne bir dolap, sadece boş bir oda. "Kendi kaldığın oda dışında tüm odalar boş mu?"
"Sana evime kimsenin girmediğine izin vermediğimi söyledim."
"Anlıyorum ama.." sonrasında Kuzey omuz silkti. "Her neyse, benim problemim değil."
"Zekai ile çok mu yakındınız?"
Kuzey gözlerini Ateş'e çevirip kafasını usulca salladı. "Bana sahip çıktı. Sevgisini de şefkatini de hiç eksik etmedi." Hüzünlü bir şekilde tebessüm etti. "Baba derdim ben ona, bir sürü çocuğu vardı. Daha doğrusu, sokaktaki tüm çocukların babasıydı o."
"Başın sağ olsun."
"Sağ ol." Kuzey içine derin bir nefes çekti. "Çok avukatlığını yaptım onun."
"Zekai'yi çok tanınmam ama çevresinin iyi olmadığını bilirim. Uyuşturucu ile uğraşmıyor muydu o?"
"Uğraşırdı." diyerek kafasını salladı Kuzey. "Çok dedim yapma diye ama dinlemezdi beni. Başını durmadan belaya sokardı."
"Düşmanı çok o zaman. Senin iş pek kolay gibi gözükmüyor."
Kuzey kararlı bir şekilde gözlerini Ateş'in gözlerine dikti. "İster kolay ister zor olsun, onu bulacağım."
Kuzey'in mavi gözlerinin içindeki karanlığı gören Ateş sessizliği bozdu. "Bu bakışları iyi bilirim, intikam istiyorsun."
"Adalet istiyorum." diyerek iki kaşını kaldırdı Kuzey.
"Sen gözü çoktan karartmışsın." diyerek kafasını iki yana salladı Ateş. "Benim başıma bela açma yeter, ayrıca burada da uzun süre misafir olarak kalamazsın. Polislerin gözü üzerimden çekildiği anda sen de kendi yoluna bakarsın Avukat Bey."
"Çok uzun sürmeyeceği konusunda seni temin edebilirim." dedi Kuzey tek elini kumaş pantolonunun cebine sokarken. "Zaten katil veya katiller her kimse çok uzun süre kaçabileceklerini sanmıyorum." Mavi gözleri Ateş'in vücudunda yavaşça dolaştıktan sonra dudağının sol kısmını hafifçe kıvırarak Ateş'e baktı. "Yeraltı dünyasının en sert kayasına çarptılar."
"Artık bu işlerle uğraşmıyorum." Sakinlikle cevapladı Ateş. "Bırakalı çok oldu."
"Yine de benim imzamı kullansalar sakin kalmazsın."
"Şu an beni kışkırtmaya çalıştığını fark etmedim sanma." Kafası ile odadaki kahverengi kapıyı gösterdi. "Bir duşa gir, sen çıkana kadar odan hazır olmuş olacak."
Ateş tam gerisine dönmüştü ki Kuzey elindeki çantayı yere bıraktı. "Odadaki mikro kameraları söksem senin için bir ayıp olur mu?"
Ateş gülümseyerek gerisine döndü fakat sinir dolu bir gülüş olduğunu her ikisi de biliyordu. "Sökebilirsin tabii." dedi Ateş yüzüne tezat sakin bir sesle. "Bulabildiklerini sök."
Ateş'in odadan çıkışını izledi Kuzey, sonrasında odanın her bir köşesine konulmuş olan kameraları söküp banyoya gitti ve köşeye geçip kafasını yukarıya kaldırdı. "Müsaadenle bunları da söküyorum."
Odasında, bilgisayar ekranının seyreden Ateş sinirli bir şekilde bilgisayarının ekranını kapattı. "Çok da meraklıydım seni izlemeye." Alev alev yanan açık mavi gözlerini karşısında ayakta duran adamına çevirdi. "Bu adam hakkındaki her bilgiyi istiyorum, en ufak bilgileri de dahil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hemofili , GAY
Teen Fiction"Hemofili hastalığı olan birine göre biraz fazla riskli birinin avukatlığını yapmıyor musun?" Kuzey birkaç saniye duraksadı, 'bu bilgiyi nereden öğrendin?' gibisinden sorular sormayacaktı. Kalıplı adama baktı, hafifçe gülümsedi. "Risk almaktan hiçbi...