Restorana girdiklerinde Ateş olduğu yerde durup en köşedeki masaya baktı ve hızlı bir şekilde Kuzey'in kolunu tutup onu kendisine sertçe çekti. "Beni buraya bilerek getirdin."
"Bu kadar çabuk fark edeceğini düşünmemiştim." Kuzey kolunu onun elinden çekmeye çalıştı fakat sıkı tutuşundan kurtulamamıştı. Girişteki kadının onlara baktığını fark edince güldü. "Merhaba, Ateş Kara adına rezervasyon yaptırmıştım."
"Bir de benim adımı mı verdin?"
"Kendimi mi riske atsaydım?" Ateş'in bir anlık bocalamasından fırsat bilen Kuzey kolunu onun elinden çekip kadını takip etmeye başladı. Peşinden de Ateş'in geldiğini görebiliyordu. Kadının gösterdiği masaya oturduktan sonra Ateş'in oturmasını bekledi. "Bu kadar güçlü olduğunu sanmıyordum."
"Sadece iki masa arkamızda uyuşturucu baronları var. Sadece uyuşturucu değil. Kaçak silah ve kara para ile uğraşıyorlar, ayrıca beni de tanıyorlar." Yanlarından biri geçtiğinde birkaç saniyeliğine sustu. "Kendimi geçtim Avukat Bey, herhangi bir silahlı çatışmada hayatı en riske girecek olan kişi sensin. Kurşun benim omuzuma girse bir şey olmaz ama senin omuzuna girse sen ölürsün."
Kuzey önündeki menüyü okuduktan sonra sakince Ateş'e baktı. "Neden bir çatışmaya gireceğiz ki? Sen o karanlık işleri bırakmadın mı?"
"Ne iş çeviriyorsun sen Avukat Bey?"
"Çinekop ızgara." dedi Kuzey gözlerini yanlarına gelen garsona çevirirken. "İki porsi.." Ateş'in yemediğini hatırladığında düzeltti. "Bir porsiyon, yanında da kırmızı şarap açalım. Porta Caeli 2018, bu kadar."
Garson gittikten sonra Ateş sağ elini masanın üzerine koyup hafifçe eğildi. "Avukat Bey-"
"Avukat Bey'in yesin seni, söyle." diyerek gözlerini elindeki peçete ve çataldan Ateş'e çevirdi Kuzey. Onun ağzını hafifçe aralık gördüğünde iki kaşını kaldırdı. "Dinliyorum."
Ateş sabır dilenir gibi gözlerini kapatıp içine üç kez art ardına nefes çekti. "Planından bana da bahsetmek ister misin yoksa spontane mi gireceğim olaya?"
"Plan hiçbir şey yapmaman." dedi Kuzey bu sefer de bıçağını silerken, parlaklığını kontrol etmek için bıçağı havaya kaldırıp baktı. "Uslu uslu balığımızı yiyeceğiz ve gideceğiz, bu kadar."
"Neden sana hiç inanmıyorum?"
"Fazla şüphecisin." Kuzey dikkatli bir şekilde bıçağı tabağın sağ tarafına yerleştirdikten sonra gözlerini Ateş'e çevirdi. "Eve gidince sana bir papatya çayı yapayım, sinirlerini gevşetir."
"Emin ol son bir yıl iki ayım çok sakin geçiyordu, ta ki hayatıma geveze bir avukat girene kadar."
"Çok sıkıcı geçen son bir yıl iki ayından sonra hayatına renk kattım." Kuzey gözlerini Ateş'in arkasındaki masaya çevirdi ve dikkatlice izlemeye başladı. "Bu şekilde mi teşekkür ediyorsun?"
"Buraya uslu uslu balık yemeye gelmedik." diye tısladı Ateş kısık bir sesle. "Bir planın var senin. Ya hemen bana planından bahsedersin ya da şimdi çeker giderim."
Kuzey gözlerini Ateş'in alev alev sinirden yanan gözlerine çevirdi. "Korktun mu?"
Ateş çok sert bir şekilde elini masaya vurduğunda birkaç kişinin yüzleri onlara dönmüştü, Kuzey etrafına bakınırken Ateş kendisini izleyen gözleri umursamadan Kuzey'e bakmaya devam etti. "Bana bak Avukat Bey, sınırlarını çok fazla zorluyorsun. Ben senin arkadaşın değilim, benimle dikkatli konuşacaksın. Bu seni son uyarışım."
"Anlatsam planı bu kadar iyi gerçekleştiremezdin." diyerek gözlerini kendilerine doğru gelen adama çevirdi Kuzey. "Bazen spontane olmak iyidir Ateş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hemofili , GAY
Teen Fiction"Hemofili hastalığı olan birine göre biraz fazla riskli birinin avukatlığını yapmıyor musun?" Kuzey birkaç saniye duraksadı, 'bu bilgiyi nereden öğrendin?' gibisinden sorular sormayacaktı. Kalıplı adama baktı, hafifçe gülümsedi. "Risk almaktan hiçbi...