Kuzey gözlerini araladığında ne ara bayıldığını bile hatırlamıyordu. Koluna serum takılmıştı ve göğsünde de bandaj vardı. Kafasını hafifçe sola çevirip baktığında Ateş'i gördü, altına bir sandalye çekmiş kendisini izliyordu. "Ne oldu?"
Ateş uzanıp Kuzey'in elini tuttu ve hafifçe sıktı. "Arabada gelirken bir anda babanın kucağına bayıldın, burada da serum taktılar. İlaç da yaptılar. Serum çıktıktan sonra bir ilaç daha yapacaklar, kanının pıhtılaşması için."
"Babam nerede?"
"Burada, aşağıda seni bekliyorlar."
"Herkes burada mı?"
"Buradalar." diyerek kafasını salladı Ateş. "Annene endişelenmesin diye birkaç serseri ile tartıştığını söyledik."
"İyi yapmışsınız." Kuzey elinin üzerindeki eli diğer eliyle sıkı sıkı tuttu. "Ateş, katilin kim olduğunu öğrendim."
"Ben de öyle." dedi Ateş, sonra hızla devam etti. "En azından tahminim o yönde."
"Savcı mı?" diye sordu Kuzey. Ateş kafasını salladığında Kuzey de aynı şekilde kafasını salladı. "Doğru tahmin."
Ateş hafifçe öne eğildi. "Neden seni kaçırdı Kuzey? Seninle derdi ne Aslı Savcının?"
"Anlatacağım, söz veriyorum bu sefer anlatacağım." Kuzey gözlerini bitmiş serumuna çevirdi. "Hemşireyi çağırabilir misin? Bir an önce eve gitmek istiyorum."
"Elbette." Ateş ayağa kalktıktan sonra eğilip Kuzey'in alnından öptü ve dışarıya çıktı. Kapının önünde Melek bekliyordu. Kuzey kadını gördüğünde dudaklarına içten bir gülümseme yerleştirdi. "Kuzey uyandı, buyrun."
Melek hızla girdi odaya, kolundaki serum ile oynayan oğlunun yanına gelip elini yüzüne koydu. "Barış'ım, nasılsın?"
Kuzey ilk başta kendisini tuhaf hissetse de hızla toparlayıp gülümsedi. "İyiyim anne, önemli bir şey yok."
"Ne demek önemli bir şey yok oğlum?" Kadının yeşil gözleri Kuzey'in göğsündeki bandaja kayda. "Dikiş atacak kadar derin değilmiş kesik ama dikkatli hareket etmen lazım. Kanamaması için."
"Tamam anneciğim, dikkatli olurum." dedi Kuzey içeriye giren hemşireye bakarken.
Hemşire Kuzey'in kolundaki serumu çıkarttıktan sonra ilacı yaptı. "Yarım saat sonra çıkabilirsiniz Kuzey Bey. Hareketlerinize dikkat etmeniz lazım. Herhangi bir kanama durumunda acil hastaneye gelmeniz lazım."
"Teşekkürler." dedi Kuzey başını yastığa koyarak. Gözlerini kapıda kendisini izleyen Emir komisere çevirdi. "Neden orada duruyorsun?"
"Konuşmanızı bölmek istemedim." Emir komiser içeriye adımlamaya başladı. "Ateş aşağıda Ada ile beraber, bizi bekliyorlar."
Kuzey yüzünü Melek'e çevirdi. "Anne, bana su getirebilir misin? Çok susadım."
Melek, Kuzey'in saçına bir öpücük bıraktı. "Hemen getiriyorum."
Kuzey annesinin çıkmasını bekledi, kadın dışarıya çıktığında hızla babasına döndü. "Savcıdan bir haber var mı?"
"Maalesef." diyerek kafasını iki yana salladı Emir. "Kaç defa aradım ama açmadı, bugün başsavcının yanına gideceğim."
"Hayır." diyerek iki kaşını kalırdı Kuzey hızla. "En başta size anlatacaklarımı dinleyin, sonrasında ne yapacağımıza karar vereceğiz."
"Bu ne demek Kuzey?"
"Öğreneceksin baba." dedi Kuzey gözlerini beyaz tavana çevirirken. "Bugün her şeyi öğreneceksin."
"İlla gizem yapacaksın yani?" diye mırıldandandı Emir Komiser arkadaki tekli koltuğa otururken. "Yap bakalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hemofili , GAY
Ficção Adolescente"Hemofili hastalığı olan birine göre biraz fazla riskli birinin avukatlığını yapmıyor musun?" Kuzey birkaç saniye duraksadı, 'bu bilgiyi nereden öğrendin?' gibisinden sorular sormayacaktı. Kalıplı adama baktı, hafifçe gülümsedi. "Risk almaktan hiçbi...