Bebeklerim, bölüme başlamadan önce şöyle ufak bir açıklama yapmak istiyorum.
Kuzey geçmişinden bir türlü bahsedemiyor, bahsedeceği sırada olaylar oluyor çünkü fark ettiyseniz Kuzey tüm bu olayların kilit noktası ve Kuzey geçmişinden bahsettiği anda kilit açılacak, kitap bitecek.
Kitabın finaline kadar her şey hazır kafamda. Geçmiş bölümlerdeki sizin fark edemediğiniz en ufak ayrıntılar, en ufak kelimeler bile gelecek bölümlerde karşınıza çıkacak. Attıkları tek bir adım bile planlı benim zihnimde.
Galiba bu biraz sıkmaya başladı sizleri. Kuzey'in geçmişini bir türlü anlatamaması falan. Ama gerçekten de her şey birbirleri ile bağlantılı şeyler. Örnek olarak göreceksiniz ki kitabın başlarındaki ufak bir detay bu bölüm de karşınıza çıkacak.
Kafanızın karıştığını da biliyorum, ki haklısınız da dkahskahskah
Her şey tereyağdan kıl çeker gibi çözülecek, emin olabilirsiniz. Kafanızda soru işareti kalmayacak. Tüm taşlar yerine oturacak birkaç bölüme.
Büyük ihtimalle 40. bölüm final olur gibi duruyor, belki 42-43'e uzayabilir istinai durumlarda. Olayları bir tık hızlandıracağım zaten.
Yani en yakın zamanda gerçekler ortaya çıkacak ✨
O zaman bölüme başlayalım aşklarım.
İyi okumalar <3 <3 <3
.
Ateş, Emir Komiser ile buluştuktan sonra eve geldiğinde üstünü değiştirmek için odasına çıktı ve yatağında uyuyan sevgilisini gördü. Anında dudaklarına bir tebessüm yayılırken adımlarını sevgilisinin yanına çevirip elini onun alnına doğru saçılmış sarı saçlarına soktu ve usul usul okşamaya başladı.
Yataktan kalkmadan önce eğilip Kuzey'in alnına bir öpücük bıraktı. Ardından bir öpücük daha. Burnunu onun saçlarında gezdirip kokusunu içine fazla fazla çekerken gözleri kapanmıştı. "Seni çok seviyorum." diye kıpırdadı dudakları.
Yataktan kalkıp üstünü değiştirdikten sonra ellerini yıkadı ve mutfağa geçti. Neredeyse bir buçuk saat mutfakta oyanlanmıştı. Bolonez soslu spagetti yaptıktan sonra masayı salona hazırladı ve iki büyük kaseye vişneli dondurmalarını koydu. Masaya göz attı, her şey mükemmel duruyordu.
Adımlarını üst kata çevirip odasına girdi ve hâlâ derin bir uykuda olsa sevgilisinin yanına oturdu. "Bebeğim, uyan hadi."
Kuzey hareket etse de uyanmadı, başının altındaki yastığa sarılıp yüzüstü yattı. "Biraz daha, lütfen."
Ateş gülümsemeden edemedi, eğilip Kuzeyin çıplak sırtına üç tane öpücük bıraktı. "Akşam yemeğini hazırladım, dondurmalar erimesin."
Kuzey onun dudaklarına sırtında hissettiğinde anda açmıştı gözlerini. Tekrardan sırtüstü dönüp Ateş'in gözlerinin içine baktı. "Saat kaç?"
"On bir buçuk."
"Ne zaman geldin eve?"
"Bir saati epey geçti." Ateş elini Kuzey'in elinin arasına geçirip yatağa bastırdı. "Uyuyuşunu izlemeyi seviyorum ama şimdi uyanman lazım. Yemeğimizi yiyelim, eminim hiçbir şey yemeden yattın."
Kuzey yattığı yerde doğrulup kafasını hafifçe omuzuna doğru yatırdı. "Babanla konuşman nasıl geçti?"
"Sinir bozucu." diyerek güldü Ateş, sonrasında dilini dudaklarının üzerinde gezdirdi. "Bu gece moral bozucu şeylerden bahsetmek istemiyorum. İnelim mi aşağıya?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hemofili , GAY
Novela Juvenil"Hemofili hastalığı olan birine göre biraz fazla riskli birinin avukatlığını yapmıyor musun?" Kuzey birkaç saniye duraksadı, 'bu bilgiyi nereden öğrendin?' gibisinden sorular sormayacaktı. Kalıplı adama baktı, hafifçe gülümsedi. "Risk almaktan hiçbi...