Kuzey öndeki arabayı bir saniye bile göz kırpmadan takip ederken arkasındaki arabayı fark etti. "Yapma bunu, yapma bunu." diyerek sokurdanırken önündeki arabayı kaybetmemek için tekrardan önüne baktı. Polis aracı sağa Jeep sola dönünce Kuzey de hızla sola dönüp gaza bastı fakat arabasının önüne başka bir araba son hızla durmuştu. Kuzey direksiyona bir kez vurduktan sonra sinirlice arabasından inip Ateş'e doğru adımlamaya başladı. "Ne yapmaya çalışıyorsun sen!? Çekil önümden!"
"Nereye gidiyorsun Avukat Bey?"
"Bir şeyler bulmaya." diyerek arada fark atan arabaya bakmaya çalıştı Kuzey. "Ne diye önüme geçiyorsun sen?"
"Kendini tehlikeye atmanı izin vereceğini sana düşündüren ne?" Ateş tek elini pantolonunun cebine koyup diğer eliyle kendi arabasını gösterdi. "Bin, eve gidelim."
"Araba fark atmadan yetişmem lazım." diyerek kendi arabasına doğru adımlamaya başladı Kuzey ama Ateş onun bileğinden tutup kendisine çekince Kuzey derin bir nefes bıraktı dudaklarının arasından. "Ateş, çekil önümden."
"Neden onları takip ediyorsun?"
"Görmedin mi?" diyerek iki kaşını kaldırdı Kuzey. "Cenazenin ortasında havaya ateş açtı herifler, var bir şey belli."
Ateş hafifçe güldü ama belli bir alay ifadesi vardı yakışıklı yüzünde. "Sen onlardan bilgi isteyeceksin ve onlar da sana bu bilgiyi verecekler, öyle mi?"
Kuzey kendinden emin bir şekilde kafasını kaldırdı. "Ne yapar ne eder o bilgiyi alırım onlardan, meraklanma sen."
"Alamazsın, bunlar senin bildiğin insanlar gibi değiller. Pisliğin önde gidenleri hepsi. Herif kendi öz kızını düşmanın oğluyla hiç acımadan evlendirdi zorla. Bu buz dağının görünen kısmı, derinlerde daha iğrençler. Her türlü pislik var bunlarda."
"Ne tür pislikler?" diye sordu Kuzey, Ateş'in arabasına yaslanırken. "Sende Kör Mehmet'te o örgütün içinde midir?"
"İnsan ticareti mi?" Ateş de Kuzey gibi arabaya yaslanıp diğer elini de pantolonunun cebine soktu. "Çok büyük ihtimalle, eğer Mehmet hapse atılmazsa diğer hedef o olabilir."
"Adamları neden karakola geçmek yerine eve gidiyorlar?"
"Ortalığı karıştırmak istemiyorlar, başka bir planları var."
"Ne gibi planları var?"
Ateş sol omuzunu hafifçe silkti. "Bilmiyorum ama bu işe tek başına atılmayacağına söz verirsen öğrenmeye çalışırım."
Kuzey yaşlandığı arabadan çekilip Ateş'e doğru küçük bir adım attı. "Yapar mısın bunu gerçekten?"
"İlk başta söz ver."
"Pekâlâ." diyerek gülümsedi Kuzey. "Söz, tek başıma bir şeyler yapmaya çalışmayacağım."
Ateş iki adım atıp Kuzey'e yaklaştı ve işaret parmağının tersini Kuzey'in yeni tıraş olmuş yüzüne koyup hafif hafif okşamaya başladı. "Eğer bu sözünü tutmazsan.." orta parmağını da işaret parmağının yanına koyup adamın yanağını okşamaya devam etti. "Seni kurtarmaya gelmem."
Nefesi sıklaşan Kuzey'in göğsü hızla kalkıp inmeye başlamıştı. "Gelmezsin." diye fısıldadı Ateş'in gözlerinin içine bakarken. "Öyle mi?"
Ateş çok yavaş bir şekilde parmaklarını Kuzey'in yüzünden çekip arabasının kapısını açtı ve eliyle içeriyi gösterdi. "Buyrun Avukat Bey, arabanız akşam evin önünde olacak."
"Kendim gelebilirim."
"Biner misin?" diyerek iki kaşını kaldırdı Ateş. "Lütfen." Fakat ses tonu hafifçe emir vericiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hemofili , GAY
Fiksi Remaja"Hemofili hastalığı olan birine göre biraz fazla riskli birinin avukatlığını yapmıyor musun?" Kuzey birkaç saniye duraksadı, 'bu bilgiyi nereden öğrendin?' gibisinden sorular sormayacaktı. Kalıplı adama baktı, hafifçe gülümsedi. "Risk almaktan hiçbi...