Ve sona geldik...
İyi okumalar <3
"Geçin hadi." dedi Emir komiser kenara çekilip Ateş ve Kuzey'in geçmesine müsaade ederek.
Kuzey eve girdiğinde ilk ayakkabısını daha sonra ceketini çıkarttı ve kenara astı. Bu sırada da annesi mutfaktan gelmişti. "Çocuklar, hoş geldiniz."
"Hoş bulduk anne." Kuzey gülümseyerek annesine sarıldıktan sonra mutfağa çevirdi gözlerini. "Ada nerede?"
"Odasında, ders çalışıyor. Çağırabilirim hemen -"
"Hayır, hayır." diyerek annesini durdurdu Kuzey. "Çalışsın dersine, ben uğrarım onun yanına birazdan." Bedenini sevgilisine çevirdi. "Ben elimi yüzümü yıkacağım."
"Ben de yüzüme soğuk su vursam iyi olur." diyerek Kuzey'i takip etti Ateş. İkisi de lavaboya girdiklerinde Ateş kapıyı kapattı ve Kuzey'i belinden tutup kendisine çekti. "Daha iyi misin?"
Kuzey, "Ben iyiyim." diyerek sağ elini Ateş'in yanağına koydu. "Asıl sen nasılsın?"
"Bebeğim, ben de sorun yok. C vitaminimi de aldım."
Kuzey gülmek istese de gülmedi, yüzünü Ateş'in boynuna sokup kokusunu içine çekti. "Hâlâ bacaklarım titriyor."
"Biliyorum." Ateş dudağını onun saçlarına bastırıp büyük bir öpücük bıraktı. "Hâlâ gelemedin kendine." Bir elini Kuzey'in vücudundan çekip suyu açtı ve avucuna aldığı suyla Kuzey'in yüzünü yıkamaya başladı.
Kuzey gözlerini Ateş'in yüzüne çevirdiğinde dudaklarında içten bir tebessüm vardı. Ateş bu bakışları ve tebessümü ilk başta fark etmemişti ama fark ettiğinde güldü. "Ne oldu?"
"Bir şey olmadı." diyerek bir iç çekti Kuzey. "Sadece ne kadar şanslı olduğumu düşünüyordum."
"Bebeğim benim." Ateş gülümseyerek onun alnına bir öpücük bıraktı. "Aileni daha fazla meraklandırmadan geçelim mi içeriye?"
"Geçelim." Kuzey ellerini yıkadıktan sonra havluya kuruladı ve Ateş'i bekledi. Sonrasında beraber lavabodan çıkıp salona geçtiler.
"Anne, biz toktuk. Neden zahmet ettin?"
"Olur mu öyle şey?" Melek gülümseyerek elindeki kaşığı koydu. "Yoğurtlu çorba içersin değil mi? Tabii en başta dondurman var."
"İçerim anneciğim." Kuzey annesinin uzattığı dondurma kasesini eline aldı. "Teşekkürler."
Melek gözlerini Ateş'e çevirdi. "Oğlum sen içer misin?"
"İçerim Melek hanım..." Melek tek kaşını kaldırınca Ateş hafifçe güldü. "Melek anne. Eline sağlık."
"Üstüne de imambayıldı yersiniz." Yüzünü eşine çevirdi. "Sen de yer misin?"
"Sağ ol canım, tokum ben."
Ateş ve Kuzey yemeklerini yerken Melek ile Emir komiser aralarında bir şeyler konuşuyorlardı. Bu sırada Kuzey ayağını Ateş'in bacağına sürtmeye başladı. "Bu sefer doğru bacağı bulduk galiba?"
Ateş sesli bir şekilde gülerek kafasını salladı. "Sonunda, bir an için bu döngü hiç kırılmayacak sandım."
Melek ve Emir komiser aynı anda kalkıp odadan çıktıklarında Kuzey iki kaşını kaldırarak onların arkasında baktı. "Neden gittiler onlar öyle?"
Ateş sandalyesini biraz geriye itip odadan dışarıya baktıktan sonra gözlerini tekrardan Kuzey'e çevirdi. "Mutfağa girdiler."
"Her neyse." diyerek çorbasını içmeye devam etti Kuzey. "Begüm ne yaptı ki acaba?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hemofili , GAY
Dla nastolatków"Hemofili hastalığı olan birine göre biraz fazla riskli birinin avukatlığını yapmıyor musun?" Kuzey birkaç saniye duraksadı, 'bu bilgiyi nereden öğrendin?' gibisinden sorular sormayacaktı. Kalıplı adama baktı, hafifçe gülümsedi. "Risk almaktan hiçbi...