Kuzey, Ateş'in çıplak göğsüne öpücükler bıraktığında Ateş'i uyandırmıştı. Gülümseyerek Ateş'in dudağına bir öpücük bıraktı. "Günaydın."
"Günaydın bebeğim." Ateş gözlerini her ne kadar tam anlamıyla açamasa da Kuzey'in öpücüğüne karşılık vermeyi ihmal etmedi. "Erkencisin?"
"Değilim, saat on bir oldu."
"Gerçekten mi?" Ateş gözlerini duvardaki altıgen saati çevirdi ve gülerek kafasını salladı. "Seninle yatmaya başladığımdan beri çok geç uyanıyorum."
"Ben de seninle yatmaya başladığımdan beri uyuyabiliyorum." Kuzey kendisini Ateş'e iyice yaklaştırıp yüzünü Ateş'in omuzu ve başı arasına bastırdı. "Harika kokuyorsun."
Ateş içini dolduran aşk hissiyle tüm bedenini Kuzey'e çevirip iki koluyla onu sarmaladı. "Bugün çok geç geleceğim, benim için endişelenme olur mu?"
"Ben de seninle gelsem." Kuzey yüzünü Ateş'in yüzüne yaklaştırıp gözlerinin içine baktı. "Söz ses etmeden otururum yanında. Hem zaten Önder ile de tanıştık, diğer adamla da tanışırım."
"Özel konuşacağımız konular olabilir." diye fısıldadı Ateş ve Kuzey yanlış anlamasın diye hemen ekledi. "Eğer konu benimle ilgili olsaydı seni de götürürdüm. Senden sakladığım ya da saklamak istediğim bir özelim yok fakat konu ben değilim bebeğim."
"Haklısın." diyerek derin bir nefes verdi Kuzey. "Ama yine de beni arada bir haberdar et olur mu?"
Ateş tebessüm ederek sevgilisinin alnına büyük bir öpücük bıraktı. "Çok tatlısın."
Kuzey'in yüzündeki endişeli hâl dağılmış, onun yerine huzur dolu bir ifade gelmişti. "Odama gitmem lazım, birkaç belge var incelemem gereken. Bir haftadır elime kalem almadım."
"Ne güzel işte, biraz kafanı dinle."
"Belki bir gün Kıbrıs'ta iki tane kumarhanem olursa kafamı dinlerim."
Ateş kahkaha atarak Kuzey'i altına aldı ve yalandan kaşlarını çattı. "Sen nereden biliyorsun benim Kıbrıs'ta iki tane kumarhanem olduğunu?"
"Bir yerden para akışı gelmeli sana." Kuzey elini Ateş'in saçlarına sokup hafifçe çekiştirmeye başladı. "Açıkçası şaşırdım."
"İkisi de babamdan kalma, ben de devam ettiriyorum."
"Gidiyor musun arada bir?"
"Seninle tanışmadan 3 gün önce oradaydım, aslında tekrar gitmem gerekiyor. Kontrol etmeliyim."
"Kıbrıs'ta iki kumarhanesi olan bir sevgilim var, ne kadar şanslıyım." Kuzey onun dudağına hızlı bir öpücük bıraktı. "Sen oyun oynamasını da biliyorsundur o zaman."
Ateş kafasını salladı. "Tüm şans oyunlarını iyi oynarım."
Kuzey hafifçe alt dudağını ısırdı. "Hile var diyorlar."
Ateş küçük bir kahkaha atıp dudağını Kuzey'in dudağına bastırarak sevgilisini susturdu. "Şhtt, ekmeğimizden mi edeceksin sen bizi?"
"Pokerde iyiyimdir."
Ateş geriye çekilip sehpanın üzerindeki telefonuna uzandı. "İyi olmadığın bir konu var mı bebeğim?"
"İllaki." diyerek yataktan kalktı Kuzey. "Henüz hangi konuda kötü olduğumu keşfedemedim."
"Bayılıyorum özgüvenini." diye fısıldadı Ateş telefonunu kapatıp tekrardan sehpanın üzerine bırakırken. "Öpmeden mi gideceksin odana?"
Kuzey onun dudağına hızlı bir öpücük bıraktıktan sonra Ateş'in odasından çıkıp kendi odana geldi ve günlerdir kapının arkasında duran çantasını alıp sephanın üzerine bıraktı. Hemen ardından da tabağın içindeki yeşil elma ve bıçağı alıp kesmeye başladı. "Alo, naber?" diyerek havaya doğru konuştu. "Sonunda adamı buldum." Elma diliminden fazla ses çıkarmayacak şekilde ısırdı. "Başkomiser ve Savcı da adamın peşinde, onlar sorgulamadan önce ben konuşmak istiyorum adamla. Bugün saat iki buçukta Aydos ormanında olacak adam, ben de orada olacağım." Elma diliminin diğer kısmını da ağzına atıp yavaşça çiğnedi. "Sana gelmişmelerden bahsederim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hemofili , GAY
Teen Fiction"Hemofili hastalığı olan birine göre biraz fazla riskli birinin avukatlığını yapmıyor musun?" Kuzey birkaç saniye duraksadı, 'bu bilgiyi nereden öğrendin?' gibisinden sorular sormayacaktı. Kalıplı adama baktı, hafifçe gülümsedi. "Risk almaktan hiçbi...