Kuzey gözlerini açtığında kendisini birkaç saniyeliğine dünyanın en rahat yatağında yatıyormuş gibi hissetti. İlk dakikalar hareket etmeden durdu ama sonrasında Ateşin göğsünde yattığını hatırlayınca geriye çekilip Ateş'i kontrol etti. O çoktan uyanmış, tavanı seyrediyordu. "Çok oldu mu uyanalı?"
Ateş gülümseyerek yüzünü Kuzey'e çevirdi. "İki saat kadar oldu."
"Keşke beni de uyandırsaydın." diyerek telefonundan saate baktı Kuzey, öğlen on ikiye geliyordu. "Bu saate kadar uyudum mu ben?"
"İşte bundan dolayı uyandırmadım." Ateş yan dönüp dudaklarındaki gülümsemeyi silmeden Kuzey'e baktı. "Çok huzurlu bir şekilde uyuyordun."
Kuzey tebessüm ederek elini Ateş'in yanağına koydu ve yanağını okşamaya başladı. "Sevgili değiliz ama arkadaş da değiliz değil mi?"
"Akışına bırakalım." dedi Ateş elini yüzündeki elin üzerine koyarken. "İkimizin de bir ilişki için hazır olduğunu sanmıyorum."
"Haklısın." Kuzey yüzünü biraz daha onun yüzüne yaklaştırıp gözlerinin içine baktı. "Önder ile arkadaşlığınız neye dayanıyor? Ona neden bu kadar çok güveniyorsun?"
"Kolay zamanlar atlatmadım." diyerek yanağının içini hafifçe ısırdı Ateş. "Bir ara kontrolü tamamen kaybettim ve o zaman Önder bana yardımcı, ona can borçluyum. O benim abim gibi, ailem gibi. Çok değerli benim için."
"Öldürülenlerin hepsi ile arkadaş olduğunu söyledi, o da bu işin içinde olamaz değil mi? Sen bu kadar değer verdiğine göre olamaz diye düşünüyorum."
"Olmadığına eminim." dedi Ateş gülümseyerek. "Aslında Önder tüm hayatını değiştirdi. Önceden adı Önder bile değilmiş. On yıl önce bir trafik kazasında tüm ailesini kaybetmiş ve bu acıyla tüm hayatını değiştirmiş. İsmini, soyadını, adresini, aklına her ne gelirse."
Kuzey ağzını açmadan hafifçe güldü. "Ailesini kaybettiği için mi değiştirmiş gerçekten tüm hayatını?"
Ateş gözlerini hafifçe kıstı. "Neden alay eder gibi güldün?"
"Kendimi gördüm." diyerek omuz silkti Kuzey. "İnsan acı çekince bir şeyler değiştirmek istiyor hayatında, Önder tüm hayatını değiştirmiş."
"Hayatımın en zor anında yanımda olup toparlanmama yardımcı oldu." Ateş elini Kuzey'in yumuşak saçlarına sokup okşamaya başladı. "Mahvolmuştum, kendimi kaybetmiştim. Uçurumun ucundaydım, belki o uçurumdan düşecektim. Önder tuttu beni, çekip aldı uçurumun kenarından. Babamın yapmadığı babalığı yaptı bana, kaç defa hayatımı kurtardı emin bile değilim."
"Ne kadar iyi bir adammış." diye fısıldadı Kuzey gözlerini kırpmadan. "Ne büyük bir kalbi varmış."
Ateş onun donuklaşmış gözlerine baktı, sanki başka bir şeye bakar gibi bakıyordu Kuzey. Eski kötü bir anısına bakar gibi. Ateş buz kestiğini hissetti, o sıcak bakan gözler şimdi soğuk soğuk bakıyordu. "Kuzey." dedi kaşlarını çatarken. "Bana anlatmak istediğin bir şey var mı?"
Sonunda Kuzey'in gözbebekleri hareket etti, tekrardan günümüze gelmiş gibiydi. Hafifçe gülümsediğinde Ateş'in endişesi bir tık azaldı. "Önder gibi adamları gördüğümde başka adamları hatırlıyorum." dedi kısık bir sesle. "Bir tarafta Önder Cihan gibi iyi adamlar bir tarafta Karga Celal gibi kötü adamlar. Oysaki ikisi de mafya değil mi? Biri vicdanlı biri vicdansız."
"İnsanlar bir değil." diyerek dudaklarını birbirine bastırdı Ateş. "Özellikle bu camiada hiç değiller. Zevkine adam öldüren de var, öldürmemeye yemin eden de. Uyuşturucu ticareti yapan da var uyuşturucu satıcılarını öldüren de-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hemofili , GAY
Teen Fiction"Hemofili hastalığı olan birine göre biraz fazla riskli birinin avukatlığını yapmıyor musun?" Kuzey birkaç saniye duraksadı, 'bu bilgiyi nereden öğrendin?' gibisinden sorular sormayacaktı. Kalıplı adama baktı, hafifçe gülümsedi. "Risk almaktan hiçbi...