Ateş bahçeye girdiği anda Kuzey'in bayıldığını gördü, sadece birkaç saniyeliğine göz göze gelebilmişlerdi. Hiç oyalanmadan belindeki iki silahı da çıkarıp adamlara tuttu. "Avukat Bey'i dikkatlice yere bırakın, kılına bile zarar gelirse buradan sağ çıkamazsınız."
"Sinan Bey'in mekanına gizlice girmiş." diyerek reddetti sol taraftaki adam. "Cezasını Sinan Bey kesecek."
"O zaman ben de Sinan Bey'in cezasını keserim." Ateş havaya bir el sıktıktan sonra iki kaşını kaldırdı. "Kararınız nedir beyler? Beni düşmanınız yapmak ister misiniz?"
Soldaki adam, büyük ihtimalle çetenin lideriydi, birkaç saniye baktıktan sonra adamlarına dönüp baş hareketi yaptı. Bununla beraber Kuzey'i tutan iki kişi onu dikkatlice yere bıraktılar. "Bu burada bitmez Ateş Bey." Adam silahlı eli yerdeki baygın yatan Kuzey'i gösterdi. "Ya adamının tasmasını sıkı tut ya da biz tutmasını biliriz."
Ateş sol elindeki silahı adamın bacağına çevirip bir adet kurşun sıktı. "Uzun süredir burada yokum diye kim olduğumu unutmuşsunuz anlaşılan, ben hatırlamasını bilirim."
Diğer üyeler silahlarını çekmediler, buna cesaret edemezlerdi. Yerde acı içinde kıvranan adamın kolundan tutup arabaya taşıdıktan sonra gözden kayboldular. Ateş ise uzaktan kendilerini izleyen garsona dönüp baktı. "Seni unuttum sanma, en kısa zamanda görüşeceğiz."
Adam hızla arkaya kaçtı, büyük ihtimalle kıyafetlerini toparlayıp buradan kaçacaktı. Ateş şu an onunla ilgilenmek yerine gözlerini yerde baygın yatan avukata çevirip elindeki silahları beline koydu ve onun yanına adımlayıp etrafa bakındı. Tepsiye girmiş bir bıçak, parçalanmış dondurma kasesi. "Anlaşılan senden kurtuluş yok Avukat Bey."
.
Kuzey gözlerini açtığında tanıdık bir tavana bakarken buldu kendini.
Ateş'in evinin tavanı.
Kafasını hafifçe kaldırdığında yatağının karşısındaki koltukta oturup kendisini pür dikkat izleyen Ateş'i gördü. Gözlerini kendi üstüne çevirdiğinde baksırı dışında tamamen çıplaktı. Kaşlarını çatıp hızla yataktan kalktı. "Ben neden çıplağım?"
"Herhangi bir yerinde kesik var mı diye kontrol ettim." dedi Ateş duruşunu hiç bozmazken. Bacak bacak üstüne atmış, kollarını koltuğun iki yanına koymuş dikkatlice Kuzey'e bakıyordu. "Kalçanda neden sigara yanığı izleri var?"
Kuzey'in çatık kaşları daha fazla çatıldı. "Kalçama mı baktın sen?"
Ateş oturduğu yerden kalkıp Kuzey'in üzerine doğru yürümeye başladı. "Neden baktığımı sana açıkladım, şimdi de sen açıkla. Neden kalçanda sigara yanağı izleri var Avukat Bey?"
"Fantezi." dedi Kuzey sakin bir şekilde. "Kız arkadaşımdan böyle bir şey yapmasını istemiştim."
Ateş, Kuzey'in yüzüne karşı derin bir nefes bıraktı. "Fantezi demek? Ne diyorsun kız arkadaşına? 'Kıçımın üzerinde sigaranı söndür' "
"Evet, tam olarak bunu söylüyordum." Kuzey kenarda duran pantolonunu ve gömleğini alıp hızlıca üzerine giydi. "Hayatımı kurtardığın için teşekkür ederim, bir daha seni böyle bir şeyle rahatsız etmeyeceğim."
Kuzey tam çıkacakken Ateş onu kolundan tutup durdurdu. "Hiçbir yere gidemezsin."
"Bu ne demek?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hemofili , GAY
Teen Fiction"Hemofili hastalığı olan birine göre biraz fazla riskli birinin avukatlığını yapmıyor musun?" Kuzey birkaç saniye duraksadı, 'bu bilgiyi nereden öğrendin?' gibisinden sorular sormayacaktı. Kalıplı adama baktı, hafifçe gülümsedi. "Risk almaktan hiçbi...