Azra ne yapacağını bilemez bir şekilde Ceylan'a baktı. Ceylan da oldukça şaşkın görünüyordu.
'' Olur mu hiç Barlas Bey, biz Azra ile biner bir dolmuşa gideriz. Siz hiç zahmet etmeyin.''
Barlas kızın dediklerini duyunca kaşlarını çatarak ona baktı.
'' Zahmet olsaydı götüreyim demezdim. Şimdi itiraz etmeyin de gelin benimle.'' diyerek Azra'nın gözlerine baktı ve arkasını dönüp seri adımlarla restoranın çıkışına doğru ilerledi.
Ceylan aynı şaşkın bakışlarla Azra'ya bakıp '' Allah Allah , anlamadım ki hiç!'' dedi. Daha sonra da Barlas'ın gittiği yöne doğru yürümeye başladılar.
Barlas kendi yaptığına normal bir zamanda anlam veremeyecek olmasına rağmen o an için bunu düşünmüyordu. Aklında sadece birazdan gelip arabasına binecek olan güzel kız vardı.
Yaşı hissettiklerinin ne olduğunu anlamasına yetecek kadar büyüktü. O yüzden bana ne oluyor diye sorgulamamıştı. Bugün kafasını kaldırıp da karşısında gördüğü kız başkalarına göre normal bir güzellikte olabilirdi ama Barlas kızın gözlerine baktığında içinde ateşlenen bir sıcaklık hissetmişti. Kim olduğunu henüz bilmese de , bu bilgi eksikliğini büyük bir zevkle giderecekti.
Düşüncelerini arabanın kapısını yavaşça açan Ceylan böldü. Genç kız tedirginlikle koltuğa oturmuş , biraz yana kayınca da yanına Azra oturmuştu.
Barlas kızın her ne kadar öne oturmasını istese de elbette ne kadar uygunsuz bir istek olduğunu biliyordu.
Aynadan arkaya bakıp '' Ceylan , evini tarif et de önce seni bırakayım.'' dedi. Azra , adamla arabada yanlız kalacağı için tedirgin olsa da sesini çıkarmadı.
Ceylan evinin adresini verince , oraya varana kadar arabada başka bir şey konuşulmamıştı. Sokağın başına geldiklerinde Ceylan arabanın araya girmesini istemeyip inince Azra bir an kendini boşlukta gibi hissetti.
Hiç tanımadığı bir adamla , saat gece yarısına yaklaşırken , aynı arabadaydı ve bu , o saatte daha önce hiç dışarıda bulunmamış birine göre oldukça korkutucuydu.
Ellerini birleştirip kendinden destek almaya çalışırcasına tutarken öndeki adamında dikkatini çekmişti. Başını eğip dudaklarını ısırıyor oluşu elbette ki onu bu derece inceleyen Barlas'ın gözünden kaçmamıştı.
'' Şimdi seni bırakayım , Azra.'' dediğinde genç kız kafasını kaldırarak adama baktı. Aklındaki her şey silinmişti. Zaten evine yerleşeli yirmi dört saat bile olmamıştı ve o an verebileceği bir adres yoktu.
Barlas , kızın gözlerini kocaman açıp kendisine baktığı süreden oldukça memnundu. Böylelikle rahatça kızı izleyebiliyordu ama onun geçen iki dakikaya rağmen ağzını açıp hiçbir şey söylememiş olması dikkatini çekiyordu.
Azra en sonunda aptallığından utanarak konuştu.
'' Şey , ben adresimi bilmiyorum.''
Barlas'ın kaşları duyduğuyla havalanırken yanlış anladığını düşünerek sordu.
'' Adresini mi bilmiyorsun?''
Kafasını sallayıp '' Evet , bilmiyorum.'' diye mırıldanırken utancından ölmek üzereydi.Gözlerini öndeki koltuğunda kendisine doğru dönmüş olan Barlas'a çevirip açıklama yapma isteğiyle konuştu.
'' Ben eve daha dün gece yerleştim. Sabah da otobüsle geldim , geri dönüşü öyle yapacaktım. Ama şimdi evin ne tarafta olduğuyla ilgili bir fikrim yok.''
Tepesinden vuran küçük ışıkla kızın yanaklarının kıpkırmızı olduğunu görebiliyordu. O yanakları öpme isteğiyle karıncalanan dudaklarına inat ciddiyetini korudu.
'' Peki , anneni ya da babanı arasak , tarif etse..''
On sekiz yıldır yalnızlığa alışmış da olsa böyle anlarda anne babaya olan ihtiyacı her zamankini geçiyordu. Öyle ki arayabilecek kimsesi bile olmamak onun gibi bir genç kız için oldukça zordu.
'' Şey , benim anne babam yok.''
Barlas iyice şaşırmıştı.
'' Seni bizim restorana öneren ?''
Azra'nın yüzünde ufak bir gülümseme belirdi.
'' Erdal Amcam , yetimhaneden Zeynep Annemin eşi.''
Duyduğuyla derinden sarsılırken dilinin ucuna gelen Sen Yetim misin? sorusunu zorlukla yutup sesinin düzgün çıkması için boğazını temizledi.
'' Peki , taşındığın evde ev arkadaşın falan yok mu?''
'' Var ama numaraları yok bende..''
Azra artık bu ihmalkarlığına söyleyebilecek bir şey bulamıyordu. Yaptığı düpedüz aptallıktı.
'' Ev arkadaşlarının numarası nasıl olmaz , ev telefonu da mı yok?''
Sesi isteği dışında oldukça sert çıkmıştı. Kızmıştı Azra'ya. Eğer o bu gece götüreyim demeseydi dışarıda bir başına kalacaktı. Restoranın olduğu cadde oldukça işlekti ama durakta o saatte otobüs bekleyen bir kız için oldukça tehlikeliydi.
Azra , adamın başına bela olduğu için içten içe kendine kızarak '' Benim telefonum yok.' diye mırıldandı.
Barlas zeki bir adamdı. Telefonu olmamasını yurttan yeni çıkmış olmasına bağlayıp , kıza kızmaktan vazgeçmişti.
'' Söyle bakalım , şimdi seni evine nasıl bırakacağım?''
Daha fazla yük olmamak için '' Siz beni durağa bırakın , ben oradan sonrasını kendim hallederim.'' deyince Barlas gözlerindeki korkutucu ifadeyle ona bakıp '' Olmaz öyle şey. Sen bana emanet sayılırsın , eğer evini bulamıyorsak başka bir çare buluruz.'' diye kızdı.
Azra daha fazla rezil olmamak için usulca kafasını sallayınca araba tekrar hareket etmiş ve Azra'nın bilmediği bir yolda ilerlemeye başlamışlardı.
Barlas kendine fırsatçı olmakla ilgili kızsa da bu durumda hem kimseyi bırakamazdı hem de eline değerlendirebileceği bir zaman dilimi geçmişken boşa harcayamazdı. Arabasını kendi villasının önünde durdurduğunda tekrar arkaya doğru dönerek kıza baktı.
'' Evet , geldik.'' dediğinde Azra nasıl olup da geldiklerini anlayamadığı için önce adama daha sonra da dışarıya bakınca geldikleri yerin kendi oturduğu yer olmadığını anladı.
BÖLÜM SONU
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YETİM (Ara Verildi)
RomanceKendini açıklamak için en doğru cümleleri ararken ne kadar zaman kaybettiğinin farkında değildi. Kendisine bakan bu ürkek gözler , aşık olduğu kadının ondan en azından bir cümle de olsa bir şeyler söylemesini istiyordu. En sonunda adamın herhangi bi...