Zaman habersizce akıp giderken üst katlardan birinin kapısı açılıp kapandı. Çıkan yok ses ikisinin de sanki rüyadaymış gibi uyanmasına sebep olmuştu.
Genç kız utanarak çözdü kollarını adamın belinden. Bir üst basamağa çıkarak aralarına ufak bir mesafe koydu aklınca. Ama adamın umrunda bile değildi aralarına kilometreler girse. Kokusu sinmişti ya ciğerlerine, bir ömür onunla idare edebilirdi. O hayale kapılıp yaşayabilirdi sanki.
Barlas gülümseyen gözlerini Azra'nın o ne eğdiği elâlarına çevirdi. Sağ eli izinsizce uzanıp genç kızın yanağına konarken " Neden habersizce gittin?" diye sordu.
Azra o temasla olmasa da duyduğu soruyla şaşkınca gözlerini Barlas'a çevirdi.
" Ne yapmalıydım ki, kovulduğum halde sebebini mi sormalıydım? Biliyorum haddimi aştım. Ama yemin ederim ben o adama bir şey söylemedim. Cengiz bey bana çok kızdı ama ben bir saygısızlık yapmamıştım ki! Ben sadece.."
Barlas kaşlarını çatarak Azra'ya baktı. Kendini açıklama çabası canını sıkmıştı. O suçlu değildi ki. O yüzden "Şşt.." diyerek genç kızın sözünü kesti.
" Cengiz bey sana ne söyledi? "
Azra adamı şikayet ediyormuş gibi görünmemek için kafasını iki yana salladı.
" Bir şey söylemedi. Siz ne istediyseniz onun dışına çıkmadı. "
" Ben ne istemişim?"
Azra şaşkın şaşkın Barlas'a baktı.
" Deneme süremi başarıyla tamamlayamadım. O adam sizin daimi müşterilerinizdenmiş. Benim yüzümden bir tatsızlık çıkacağına benim ayrılmam daha uygundu. Size hak veriyorum. Benim hatam."
Barlas sinirle gülümseyerek " Ne hatası Azra?" diye sordu. Sesi biraz sert çıkınca gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı.
" Keşke gitmeden önce bir düşünseydin. Ben o adamı alıp dışarı neden çıkmış olabilirim sence? Cevabını ben vereyim. Ağzını burnunu kırmak için. Kimse benim çatımın altında birisine rahatsızlık veremez. İsterse babamın oğlu olsun Azra. O adam seni taciz etti ve sen haksız olduğunu mu söylüyorsun? Allah aşkına yapma !"
Azra duydukları karşısında şok olmuştu. Demek ki Mert denen adam Barlas'tan dayak yemişti ve sebebi de kendisiydi. Son cümle ile kaşlarını çattı bu kez.
" Iyi de kovulan ben oldum. Siz Cengiz beyin bana neler dediğini bilmiyorsunuz. Ben oraya Erdal amcam sayesinde geldim. Onun başını öne eğecek hiçbir şey yapamam. "
Barlas Azra'nın kolunu tutarak gözlerine baktı.
" Tamam haklısın. Cengiz beyin ne dediğini bilmiyorum ama o iş bende. Orası benim , Azra. Ben demeden kimse bir yere gidemez. Ve sen , bundan sonra hiçbir yere gidemezsin. Anladın mı? Bundan sonra senin muhatabın benim. Ben ne dersem o. Yarın sabah onda seni kapıda bekliyor olacağım. Sakın geç kalma."
Azra daha tepki bile veremeden Barlas elini tutup bırakmış ve uçarcasına inmişti merdivenleri. Genç kız olduğu yerde öylece kalakalmıştı. Yüzüne sersem bir gülücük oturunca arkasını dönüp yukarı çıktı. Eve girdiğinde kızların oturma odasında onu beklediğini görünce kocaman gülümsedi. Onlar merakla ne olduğunu anlatmasını beklerken " Bana Azram dedi!" diye çığlık atarak aralarına atladı.
***
Barlas arabasına bindiğinde kafasını koltuğa yaslayarak gözlerini yumdu. Dünyası siyaha boyanırken kollarında Azra'nın varlığını hissediyordu sanki. Onun o kendine has bahar kokusu doluyordu bronşlarına. Saçları dağılıyordu göğsüne ve sanki kolları sarılıyordu beline. Öyle gerçek hissediyordu işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YETİM (Ara Verildi)
RomanceKendini açıklamak için en doğru cümleleri ararken ne kadar zaman kaybettiğinin farkında değildi. Kendisine bakan bu ürkek gözler , aşık olduğu kadının ondan en azından bir cümle de olsa bir şeyler söylemesini istiyordu. En sonunda adamın herhangi bi...