Akşam kızlara haftasonunu Barlas ile geçireceğini söylediğinde hiç şüphesiz onlar da Azra kadar heyecanlanmışlardı. Emine'nin görüştüğü birisi vardı ama öyle aman aman bir aşk yaşadıkları söylenemezdi. Zeliha ise bu işlere en meraklı olan ama hiçbir zaman kendi ilişkisi olmayan taraftı.
Azra bazen onun haline gülüyordu. Terzi kendi söküğünü dikemez misali Zeliha'nın da bir tek kendisine faydası olmuyordu. Emine'nin tıkanıp kaldığı yerlerde devreye Zeliha giriyor ve fikirleriyle öyle bir durum oluşturuyordu ki tartışmalarda haksız iken Emine bir anda haklı oluyor , bir şey rica ettiğinde karşı taraftan anında kabul görüyordu. Azra'yı da çoğunlukla o yönlendiriyordu. Yoksa genç kız çoktan yüzüne gözüne bulaştırırdı her şeyi. Çünkü Barlas'ın adı geçtiğinde bile heyecandan soluğu kesiliyordu.
Gece kafasını yastığa bıraktığında tavanla aşk yaşamaya başladı. Bütün gün koşturmuş , onlarca tepsi taşımış olsa da yarın Barlas ile vakit geçirecek olmak tüm yorgunluğunu silmişti. İçi kıpır kıpırdı. Sanki ertesi gün bayrammış da yeni ayakkabılarını giyecekmiş gibi heyecanlıydı.
Ellerini kalbinin üstüne götürüp gülümsedi.
Bazen düşünmüyor değildi. Yaptığının yanlış olup olmadığı kafasına takılıyor , yüreğini rahatsız ediyordu. Oraya Erdal amcası sayesinde gitmişti. Yanlış bir şey yaparsa onun başı öne eğilecekti. Baba nasıl sevilir bilmezdi ama herhalde bir babası olsa en az onun kadar severdi. Barlas ile ne olacağını kestiremiyor olsa da onu sevdiğinden adı kadar emindi. Böyle bir şey Erdal amcasının tepkisini çeker mi bilemiyordu. Hem Barlas'ın ailesi kendisi gibi bir yetimi kabul eder mi bu da aklını kurcalıyordu.
Karamsarlıkla iç geçirip yan döndü.
'' Kendi kendime ne senaryo kurdum ben de ya. Daha dur be kızım , adam sana vakit geçirelim dedi sen yarın evlenecekmiş gibi dertlendin.''
Saat neredeyse üç buçuktu gözleri kapandığında. Ve arkadaşı sağolsun dört saat sonra uyanmak zorunda kalmıştı. Şiş gözlerini ovalaya ovalaya salona girdiğinde neden uyandırıldığı için isyan etmekle meşguldü.
'' Ama balım Barlas'ın ne zaman geleceği belli değil. Böyle kurbağa gibi pörtlek gözlerle gidemezsin diye düşünüyorum. Hazırlanman lazım. Hadi naş , banyoya. Bir güzel duş al sonra da giyeceklerini seçelim , saçlarını yapalım.''
'' Ama ben hala uyuyorum..''
Zeliha kaşlarını yalandan çatarak Azra'ya baktı.
'' İyi , yat uyu! Barlas bey de artık şansına küssün. Uykun daha değerli olduğu için eminim seni anlayacaktır.''
Azra yüzünü düşürerek banyoya gitti. Ayaklarını sürümüş olsa da duş yapmak iyi gelmişti. Çıktığında Zeliha ile giyeceklerini seçtiler. Nereye gideceklerini bilmediği gibi çok da tercih hakkı yoktu zaten. Ardından saçlarını dalgalar halinde omuzlarına saldılar. Makyaj yapmayı kesinlikle reddetmişti. Barlas sevmiyordu yüzüne sürdüğü boyaları.
Saat dokuz buçuğa gelirken kahvaltı masasına oturmuşlardı. Daha iki lokma yemişti ki telefonunun mesaj sesiyle heyecanlandı.
'' Uyandın mı küçük hanım? ''
Mesaj Barlas'tan gelmişti. Zaten numarası Barlas dışında Emine , Zeliha ve Ceylan'dan başka kimsede yoktu.
Cümlenin tatlılığıyla kendi kendine gülümsedi.
'' Uyandım , günaydın.''
'' Günaydın. Eğer hazırsan seni yarım saate alırım.''
'' Hazırım , bekliyorum.'' dedikten sonra kahvaltısına geri döndü. Kızlar onun şapşal haline kendi aralarında gülmüşlerdi ama Azra'nın haberi bile olmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YETİM (Ara Verildi)
RomansaKendini açıklamak için en doğru cümleleri ararken ne kadar zaman kaybettiğinin farkında değildi. Kendisine bakan bu ürkek gözler , aşık olduğu kadının ondan en azından bir cümle de olsa bir şeyler söylemesini istiyordu. En sonunda adamın herhangi bi...