Azra personel için ayrılan soyunma odasına girerek dolabından üniformalarını aldı. Bir önceki günden kalan kıyafetlerini değiştirdikten sonra odadan çıkarak koridora yöneldi. Üst kata çıkmak için merdivenlerin başına geldiğinde ellerini arkasından bağlamış, keskin bir ifadeyle gözlerine bakan Cengiz beyle karşılaştı.
Dün de bu adamdan korkmuştu. Hele bir de şimdiki haliyle daha da ürkütücüydü.
Geçmek için çekilmesi gerekiyordu ve Cengiz beyin böyle bir niyeti yok gibiydi.
" Geçebilir miyim? " diye sordu en sonunda.
Bunun üzerine Cengiz bey Azra'yı baştan ayağa süzdü." Üstündeki kıyafetler dün giydiklerindi. Akşam Barlas beyle çıkıp, sabah onunla geldin. Bak kızım senin niyetinin ne olduğu çok belli. Ama benim sana diyeceğim ayağını denk al. Aklında ne varsa da unut. Gözüm sürekli üzerinde olacak , bir yanlışını görürsem gidiş biletini ellerimle keserim. Sakın Barlas beyin seni koruyacağını sanma. Sen gidersin , ruhu bile duymaz. "
Azra adamın cümlelerindeki anlamı idrak ettiğinde kafasını iki yana sallayarak " Yanlış anladınız. " dedi. Kimsenin gözünde kötü bir duruma düşmek istemiyordu. Ayrıca kendisine iyilik yapan insanları da mahcup etmek istemezdi.
Cengiz bey arkasını dönerek merdiveni tırmanmaya başladığında peşine takılarak derdini anlatmaya çalışıyordu. Üst kata daha yeni adım atmıştı ki Emine'nin sesini duydu.
"Azra , neredesin sen? Aklımız çıktı sana bir şey oldu diye."
Emine'nin yanına giderek kenara çekti.
" Ben akşam gelecektim ama evin yolunu hatırlayamadım bir türlü. Bana bir kağıda yazıp verirsen akşam ona göre gelebilirim."
Emine yüzünü ekşiterek " Nasıl unuttum ya ? " dedi. Bütün akşam gözüne uyku girmemişti. Erdal amcasını da telaşlanır diye arayamamıştı.
" Sana en kısa sürede bir telefon almamız lazım. Böyle olmaz. "
Azra gülümseyerek arkadaşının elini tuttu.
" Size zaten çok borçlandım. Onu da para kazanmaya başladıktan sonra alırız. " dediğinde Emine'nin kaşları çatılmıştı.
" Dua et Zeliha yok. " derken arkalarından bir ses duyuldu.
" Evet Azra , en kısa zamanda bir telefona ihtiyacın var. "
Azra utancla Barlas'a baktıktan sonra kolundaki acıyla gözlerini Emine'ye çevirdi. Genç kız kolunu öyle bir cimciklemisti ki.
" Siz de hoşgeldiniz, Azra evin adresini hatırlayamayınca misafirim olmak zorunda kaldı. Eğer adresi bana verirseniz akşam eve getirebilirim. "
Azra iki elini sallayarak " Yok Barlas bey , ben öğrendim artık. Minibüsle gider gelirim. " diye itiraz etti. Barlas ise duymazdan geliyordu.
Emine gülümseyerek " Tabi , hem bizim de gözümüz arkada kalmaz. " dedikten sonra çantasından çıkardığı not kağıdına adresi yazarak Barlas'a uzattı.
Genç adam gülümseyerek kağıdı ceketinin cebine koyduktan sonra " Vaktiniz varsa bir çayımızı için. Benim acil bir işim çıktı. Yoksa sizinle oturup sohbet etmek isterdim. " dedi.
Emine hayran hayran gülümsedikten sonra " Bir dahaki sefere inşallah, benim de işe yetişmem lazım. " demişti.
Barlas gülümseyerek " Beklerim. " dediğinde Azra sessizce onları izliyordu. Icinde oluşan kıpırtılara anlam veremese de bu durumdan rahatsızlık duyuyordu.
Genç adam Azra'nın omzuna dokunarak " Sen arkadaşınla ilgilen , ben çıkıyorum. " dediğinde dalgınca kafasını salladı. O çıkıp giderken arkasından bakakalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YETİM (Ara Verildi)
RomanceKendini açıklamak için en doğru cümleleri ararken ne kadar zaman kaybettiğinin farkında değildi. Kendisine bakan bu ürkek gözler , aşık olduğu kadının ondan en azından bir cümle de olsa bir şeyler söylemesini istiyordu. En sonunda adamın herhangi bi...