Genç adam sonunda diplomasını almıştı işte. Babasını ve anasını gururlandıracak , abisinden onur verici sözler duyacaktı. Ne yaptıysa onlar içindi zaten.
Urfa’ya ayak bastığı anda derin bir nefes aldı. Memleket gibisi var mıydı şu cihanda?
Eşyalarını bir taksiye yükleyip konağın adresini verdi. Gelişinden haberleri olsaydı karşılarlardı elbet ama Barlas bu sefer sürpriz yapmak istemişti.
Taksi konağın önünde durduğunda sevinçli bir şekilde indi arabadan. Şoför eşyalarını indirdikten sonra ‘’ Hoş geldin ağam.’’ Demiş ve parasını alarak oradan ayrılmıştı. Barlas konağın ahşap ve gösterişli dış kapısını iterek açtı. Kahya kapı açılınca koşarak gelmiş ve Barlas’ı gördüğünde sevinerek eline uzanmıştı.‘’ Ağam hoş gelmişsiniz! Haber etseydiniz karşılamaya gelirdik.’’
Barlas kendinden en az yirmi yaş büyük olan adamdan elini zorla kurtararak ‘’ Hoş bulduk Rasim abi. Anamlara sürpriz yapayım dedim.’’ Diyerek gülümsemişti.Konağın avlusuna bakan balkonları işaret ederek ‘’ Oradalar mı? ‘’ diye sordu. Hala seslere çıkmamış olmaları şaşırtıcıydı.
‘’ Yok ağam , dünür ağamlara gittiler , akşam yemeğinden sonra gelirler.’’
Barlas memnuniyetsizce yüzünü ekşitti.
‘’ Haydi şu valizleri çıkartalım da ben de yanlarına gideyim.’’
Hiç gidesi yoktu ama hem ailesini özlemişti hem de annesi konakta olup da yanlarına gelmediğini öğrenirse dır dır yapardı. O konağı abisi evlendiğinden beri sevmiyordu. Babası da dünür ağası da ikinci kızlarını Barlas ile evlendirmek için az uğraşmamışlardı. Kızın da kendisinde gönlü olduğunu biliyordu ama işin aslı o daha adını bile bilmiyordu. Şimdiye kadar okulu bahane ederek babasını oyalamıştı da , bundan sonra ne der de kaçardı bilemiyordu.
On beş dakikalık bir duşun ardından üstünü giyinerek avluya çıktı. Kendi arabası yerinde duruyordu ama Barlas rüzgarı özlemişti. Rüzgarın üstünde olup , sıcak havaya inat rüzgarın yüzünü okşamasını özlemişti.
‘’ Rasim abi! ‘’ diye seslendi.
‘’ Rüzgarı getir.’’
Asil at üstündeki eğerden iç hoşlanmıyormuş gibi burnundan hızlı nefesler vererek avluya geldi. Adımları sert ve isteksizdi. Ta ki Barlas’ı görene kadar.
Genç adam atın yumuşayan gözlerine sevgiyle baktı. Altı senedir bu at onundu ve Barlas onu hayatındaki birçok şeyden daha fazla seviyordu.
‘’ Oğlum.’’ Diyerek yelelerini okşamaya başladı.‘’ Ben de seni çok özledim.’’
Bir süre onunla oyalandıktan sonra üstüne atlayarak kapıdan çıktı. Önce biraz hasret gidermeye ihtiyacı vardı. Rüzgar adı gibi esip geçiyordu. Bir saati aşkın bir sürenin sonunda konağın önüne gelmişti. Attan inip kapıya sert bir şekilde vurdu. Adını bilmediği adamlar onu görünce yeleklerinin önünü iliklemiş , içeri buyur etmişlerdi.
Avludaki büyük masada yemek yiyenler Barlas’ı gördüklerinde bir hayli şaşırmışlardı. Annesi masadan kalkarak ‘’ Oğlum!’’ diyerek kendisine koştuğunda eğilip sıkı sıkı sarıldı tombul kadına.
‘’ Anacığım..’’
Annesi hem mutluluktan ağlıyor hem de genç adama neden haber vermediği için sitem ediyordu. Barlas güldükten sonra annesinden kendini kurtarıp masadaki babasına gitti. Mehmet Ağa oğlunu özlemiş olsa da şanına yakışır şekilde yerinden kalmamış , onu ayağına beklemişti. Barlas yanına gittiğindeyse elini öpmesi için uzattı.
![](https://img.wattpad.com/cover/36105319-288-k853936.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YETİM (Ara Verildi)
Storie d'amoreKendini açıklamak için en doğru cümleleri ararken ne kadar zaman kaybettiğinin farkında değildi. Kendisine bakan bu ürkek gözler , aşık olduğu kadının ondan en azından bir cümle de olsa bir şeyler söylemesini istiyordu. En sonunda adamın herhangi bi...