Hazır olan siparişleri aldıktan sonra seri bir şekilde mutfaktan çıktı. Ceylan'ın tatil günü olduğu için canı sıkılmıştı. Çünkü orada anlaşabildiği , daha doğrusu arkadaş olabildiği tek kişi oydu.
Aslında diğerleriyle de anlaşabilirdi o ama nedense kızlar ona karşı cephe almış gibilerdi. Erkek garsonlarla muhabbetini de seviyeli tutuyordu. İlk ay Sezgin'in çıkma teklifinden sonra böyle yapmaya karar vermişti. Barlas'ın duyup da çalışanına ters bir şey yapmasından endişeleniyordu. Kimsenin kendisi yüzünden azarlanmasını istemezdi.
Kızların onunla arkadaşlık etmeme sebebi de aşağı yukarı belliydi. Cengiz Bey'in gözüne girebilmek için ondan uzak duruyorlardı. O adama ne yaptığını anlayamıyordu zaten. Orada çalışmaya başlayalı neredeyse üç ay oluyordu ve geldi günden beri Cengiz Bey'in gözlerini üzerinde hissediyordu. Ki öyleydi de.
Siparişleri teslim ettikten sonra '' Afiyet olsun.'' Diyerek mutfağa yöneldi. Restoran yoğundu ve mutfak ile masalar arası koşturmaktan ayakları sızlamaya başlamıştı. Neyse ki yarım saat sonra mesaisi bitecekti.
Barlas ise heyecanlıydı. Bir hafta sonra Azra'ya büyük bir sürpriz yapacaktı ve onu çok mutlu edeceğini biliyordu. Azra'nın gamzelerine aşık bir adamdı o. Ve sırf onları görebilmek için bile ömrünü yoluna harcamaya hazırdı.
Sol kolundaki pahalı saate göz attıktan sonra gülümseyerek yerinden kalktı. Azra'yı tam altı saattir görmüyordu ve çok özlemişti. Merdivenleri hızlı hızlı indikten sonra boşalan restorana göz attı. Masalar temizlenmiş , ertesi güne hazır bir hale getirilmişti. Burayı seviyordu Barlas.
Babası burayı ona teslim edip gittikten sonra bir hayli değiştirmiş ve kendi zevkine uygun hae getirmişti. Az değil tam beş yıldır buranın sorumluluğu ondaydı ve baktığında yaptığı işten gurur duyuyordu. Tek gözüne batan Cengiz Bey'di. Ki o da Azra geldiğinden beri böyleydi. Önceden de her şeyi babasına yetiştirirdi ama son zamanlarda sanki arkasından iş çeviriyormuş gibi hissediyordu. Alt kattan gelen Cengiz Bey'i görünce içinde garip bir sıkıntı baş gösterdi. Adam gelip hemen önünde durduğundaysa omuzlarını dikleştirerek ona baktı.
'' İyi akşamlar Barlas Bey. Buyrun kasaya gidelim.'' Diyen adamın peşinden kasaya ilerledi. Günlük gelir-gider tablosuna bakıp gülümsedi.
'' Gittikçe daha da büyüyoruz. Bu güzel bir şey.'' Diyerek kafasını salladı. Restoran günlük gider miktarını üçe katlayacak şekilde kar yapıyordu ve bu Barlas'ın da babasının da göğsünü kabartacak kadar güzel bir durumdu.
'' Bunu benden beklemiyordunuz değil mi Cengiz Bey?'' diyerek güldü.
Cengiz Bey '' Hayır , olur mu öyle şey!'' dese de Barlas onun asıl fikirlerini biliyordu. Başından beri kararlarına karşı gelişi , her şeyi babasına yanlış aktararak istediğini yapmaya çalışması sırf bu yüzdendi.
Onun kendisine olan düşmanlığını da biliyordu Barlas. Ailesinden ayrı bir şehirde , canı nasıl isterse öyle yaşıyordu. Bu herkesin hakkıydı ama Cengiz Bey anlayamıyordu işte. O onaylamıyor diye de yaşam tarzını değiştirecek değildi. Babasına , amcalarına ve tanımadığı bir sürü adama rağmen değiştirmemişti de.
( Çünkü herkesin hayatına kimse karışamaz :) iğrençti biliyorum )
Azra yukarı çıktığında gülümseyerek kıza baktı. Ona doğru yürüdükten sonra '' Haydi çıkalım.'' Dedi. Gözleri hasretini bağırırcasına bakarken aklı da birkaç metre gerilerinde duran Cengiz Bey'i hatırlatıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YETİM (Ara Verildi)
RomanceKendini açıklamak için en doğru cümleleri ararken ne kadar zaman kaybettiğinin farkında değildi. Kendisine bakan bu ürkek gözler , aşık olduğu kadının ondan en azından bir cümle de olsa bir şeyler söylemesini istiyordu. En sonunda adamın herhangi bi...