Benimle yalnız kaldığı ilk anda hesap soracağını sanırken o bambaşka bir şey yaptı. Uzandı, tek seferde kendine çekti beni. Göğsüne sığmamı sağlarken yüreğini yüreğime geçirmek istercesine sıkıca sarıldı. Kanlı ellerim havada kalırken hasreti olduğu...
Nasılsınız? Ben gayet iyiyim. Hatta en sonunda buluşabildiğimiz için daha daha iyiyim 🧡
Açıkçası oy, yorum konusunda çok keyfim yok artık bu yüzden genel uyarıları yapmayacağım. Sadece yeni yaşımın ilk hatırasını buraya bıraktım ve satır aralarında buluşmak için gece boyunca burada olacağım 🥳💋
Ayrıcaaa bir önceki sınır geçilmemesine rağmen bu bölümün geldiğini de hatırlatmış olayım 🫶🙈
Hepinizi kocaman öpüyorum. Keyifli okumalar!
"Belki de yeni bir başlangıç yapmanın vaktidir. Yeni bir başlangıç için her şeyi yıkmanın vakti."
Sabahattin Ali
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bu gülümsemenin onları daha tedirgin edeceğini bile bile gülümsedim.
"Çünkü ona bir teklifim var..." dedim buram buram tehlike kokan sesimle. "Reddedemeyeceği bir teklif!"
🕊️
Güven, sanırım olduğum yerde varlığını hissetmek istediğim tek şey olmuştu her zaman. Baba sıcaklığından mahrum kaldığım, anne sadakatinden eksik olduğum yılların ardından ömrüme düşen olmuştu. Küçük bir çocukken bile hep aradığım olduğunda, farkında olmadan bu arayışı Özgür ile sonlandırmıştım. Küçük bir ağacın altında soluklanırken, aynı salıncağı paylaşırken, düştüğüm an ilk onun adını haykırırken... En güvendiğim, belki de tek güvendiğim olmuştu.
Ta ki Kadir gelene dek.
O hayatıma girdiği an doğrularım artık o kadar da doğru gelmemeye başlamıştı. Garipti. Sanki bildiğim, hissettiğim ne varsa eksikti. Özgür ile varlığını hissettiğim o güven duygusu bile. Çünkü Kadir'in yanındayken hissettiğim o şeye, daha önce rastlamamıştım sanki hiç. Fakat buna rağmen bir tek Özgür konusunda ona olan o güvenimi hiçe saymış, her seferinde aynı şeyi savunmuştum. Özgür'ün bu hayatta onunla beraber inanacağım tek kişi olduğunu...
Oysa bunun böyle olmadığını, iki düşmanın tam ortasına düştüğüm o anda bilmem gerekiyordu. Belki daha o zaman seçim yapsaydım, her şey çok daha kolay olacaktı. Şimdiki gibi ikisinden de ayrı ayrı sınanmayacaktı. Gerçi öyle ya, annem benim hayatımı değiştiren o mektubunda da "Benden geriye sana bir nasihat kalacaksa bu kalsın Mihre." demişti tam da bunu bana anlatmak istercesine. "Etrafındaki hiç kimseye güvenme..."
Bu yüzden derin bir nefes alıp karşımdaki adamın mavi gözlerine bakarken bir kez daha nerede hata yaptığımı, asıl sorunun nerede olduğunu sorgulamıştım ister istemez. Ne söylediğimi hatta belki de ne söyleyeceğimi bile bir an için unuttuğum anlarda tanıdık olan o huzursuzluğu bir kez daha yanım başımda görmüştüm.