32- Anılar

10K 725 71
                                    

Herkese merhabalar 🫶

Nasılsınız bebişler? Nasıl gidiyor ? 🧡

Yemin ediyorum hasretimden geberdimmm

Finale birkaç adımımız kaldığı için beğenilerinizin, yorumlarınızın, beklentilerinizin ne kadar önemli olduğunu söylememe gerek yok sanırımm 🧡

Hepinizi kocaman öpüyorum. Keyifli okumalar!

"Bir tabut düşün; içinde ben, içimde bir sen..."

Cahit Zarifoğlu

"Feride?" diye yükselen ses bu anda duyuldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




"Feride?" diye yükselen ses bu anda duyuldu.

Keskin bir bıçak tam ortalarına düşmüş gibi hızla ayrıldıklarında ikisinin de gözleri sesin geldiği o yöne, Ulaş'a o anda döndü.

"Abi?"

🕊️

Feride, eşi benzeri olmayan demekti. Eşsiz, tek demekti.

Küçükken, geldiği o konakta Kenan Soykan'a baba demeye başladığı o anlarda öğrenmişti bunu ilk. Babası her zamanki gibi onu dizlerine oturtup gülen gözlerle bakarken "Feride'm?" diye seslenmişti sürekli yaptığı gibi. "İsminin anlamını biliyor musun güzel kızım?" diye devam etmişti.

O gün çok utandığını hatırlıyordu Feride. İsminin anlamını bilmediği için, babasının sorusunu yanıtlayamadığı için çok utandığını hatırlıyordu. Çünkü o zamanlar babası öyle bir konumdaydı ki gözünde, eğer o soruyorsa muhakkak cevabını bilmesi gerekirdi.

İşte o gün babası "Aynı adın gibisin..." demişti saçlarını büyük bir şefkatle okşarken. "Eşsizsin, teksin. Hep de öyle kalacaksın Feride... Bu evde yerin hiç değişmeyecek. Sen her zaman bizim ilk önceliğimiz olacaksın. Benim, abilerinin..."

Sahiden öyle de olmuştu. Feride her zaman Soykan konağının inci tanesi, en hassas noktası olmuştu. Bir öz evlattan daha öte bir sevgi görmüştü, bunu hiçbir zaman inkâr etmezdi. Hatta ablasının yersiz kıskançlıkları birçok zaman tam da bundan sebep çıkmıştı ya.

Bu yüzden abilerinin, konu ne olursa olsun ona kıyamayacağını bilirdi. Gözünden bir damla yaşın aktığını görseler dayanamaz, dönerlerdi sözlerinden. Buna hep güvenirdi ancak bu sefer farklıydı.

Görebiliyordu, çok farklıydı.

Şimdi hiç olmadık bir halde Ertuğrul'la birlikte Ulaş abisinin tam karşısındayken dudaklarının arasından tek kelime çıkmıyordu. Öyle ki "Ulaş?" diyen Ertuğrul'u duymuş, hiçbir şey yapamamıştı.

NALEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin