30 - Ateş

12.5K 991 173
                                    

Herkese yeniden merhabalar 🫶

Nasılsınız? İyi misiniz? 🧡

Sizi çok çok özledim ben. Sabırsızlandım ama anca şimdi gelebildimm çok üzgünüm 🫶

Satır arası yorumlarınızı  bekliyorum.

Hepinizi kocaman öpüyorum. Keyifli okumalar!

"Gel seninle bir daha ağlayalım; yaşanmışlara, yaşanmamışlara, bir de hiç yaşanamayacaklara..."

Oğuz Atay

Oğuz Atay

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




"Abla?"

Ne olduğunu algılamak için kendime fırsat tanımadım. Feride'nin odaklandığı o yere baktım ve hayatımın zehri olan o gözlerle doğrudan denk düştüm. Yetmezmiş gibi, sesini duydum.

Varlığından bir kez daha emin oldum.

"Bir hoş geldin demek yok mu sevgili ailem?"

Bu hayatta bir insanın başına gelebilecek en kötü şey birine düş kırıklığı olmaktı bence. Seni yükseklerde bir yere koyan, üzerine hayallerini döşeyen, beklentilerle zamana yayan sevdiklerine karşı düş kırıklığı olmaktı. Bunun bir telafisi yoktu. Bir tedbiri, bir geri dönüşü yoktu.

Kendimden bilirdim.

Düş kırıklığı olduğunu fark ettiğin o ana geldiğinde bir geri dönüşü olmadığını kendimden bilir, kendimden tanırdım. Üstelik benim hikayemdeki düş kırıklığı çok başkaydı. Bir evlat olarak, bir kardeş olarak veya bir dost olarak düş kırıklığı olmamıştım ben. Çünkü kendim dışımda, Kadir dışında kimseye yanlış yapmamıştım.

Bir kendime, bir Kadir'e...

Şimdi tanıdığım, aşinası olduğum o düş kırıklığının tam karşısındaydım. Bir an olsun bu bakışlarını aklımdan çıkaramadığım, nefes aldığım her anda lanet ettiğim o kadının tam karşısındaydım.

Annesine, kardeşine ve geride bıraktığı herkese düş kırıklığından başka bir şey olmayan Ebru Soykan'ın tam karşısında...

"Ebru?"

Masadan birilerinin ayaklandığını hissettim ancak dönemedim. Hatta bu seslenişi kimin yaptığını bile ayırt edemedim. Sadece ama sadece bir an olsun unutmadığım o gözlere baktım. Buram buram nefret o kokan o gözlerin beni en derinimden sarsmasına müsaade ettim. Oysa hapishanede karşı karşıya geldiğim o saniyeden beri bunu bekliyordum. Onunla yeniden karşı karşıya gelmeyi bekliyordum.

Belki de bu yüzden masada nasıl bir bomba etkisi yarattığını fark edemedim. Nasıl ayaklandıklarını, bir anda o uğultunun nasıl kesildiğini ya da Tuba Hanım'ın ne tepki verdiğini. Öyle odaklandım ki kimin ne halde olduğunu göremedim.

NALEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin