(Defne'nin anlatımıyla)
Odamın kapısını çalan asistanım Nihandı. Elinde sabahları okuduğum birkaç dergi vardı. Yüzünde az sonra söyleyeceği cümlelerin gerginliğini taşıyordu. Çok beklemeden söze girdi.
"Günaydın Defne hanım. Size bugün istediğiniz dergileri getirdim." dedi ve onları masama bıraktı. Sonra yüzüme endişeyle baktı. Söyleyip söylememek arası gidip geldi ve sonunda söyleyeceklerini toparlamış olmalı ki tekrar konuşmaya başladı.
"Babanız sizi toplantı odasında bekliyor. Yanında... " dedi ama devam etmedi. Bu tavrı aşırı canımı sıkmıştı.
"Yanında kim var Nihan? Eğer babamın yanındaki adam azrail değilse bu kadar tedirgin olmana gerek yok." Yarım bırakılan cümleler kadar beni yoran başka bir şey olamazdı.
"Yanında babanızın şirketinden Tolga bey var. Sizi bekliyorlar." Bütün mesele şimdi anlaşılmıştı. Tolga babamın şirketinde olmanın verdiği şımarıklıkla beni de istiyordu. Babam her ne kadar benim iyiliğimi düşünse de Tolga o kadar iyi niyetli değildi.
"Beklemelerini söyle. Az sonra geleceğim." dediğimde sesim gergindi. Tolga ailemi yanına çekip beni elde edebileceğini düşünecek kadar ahmak bir adamdı. Ben ise bu numaraları anlayacak ve kanmayacak kadar tecrübeli biriydim.
Nihan odamdan çıktıktan sonra özellikle dakikaların geçmesini bekledim. Babamı bekletmek hoşuma gitmese de Tolga'nın yüzünü beş dakika daha geç görmek için her şeyi yapardım.
Biraz daha bekledikten sonra bu kadarının yeterli olacağını düşünüp odamdan çıktım ve toplantı odasının yolunu tuttum. Toplantı odasına vardığımda ise Tolga'nın sinsi gülüşünü görmek mide bulantımı arttırıyordu.
Babam ve Tolga masanın sağ tarafında otururlarken ben masanın soluna geçtim ve tam karşılarına oturdum. Soğuk bir ses tonu ile konuşmaya başladım.
"Hoş geldiniz fakat bugün girmem gereken toplantılarım ve imzalamam gereken sözleşmelerim var. Hemen konuya girersek sevinirim." Babam gülümsedi ve hızla konuya girdi.
"Kızım biliyorsun ki ben baban olarak senin iyiliğini istiyorum ve Tolga'nın ailemize yakışacak bir aday olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden uygun bir zamanda dışarıda ailecek bir yemek yemek istiyorum." Neyse ki babam konuyu fazla uzatmamıştı ve hemen istediğini dile getirmişti. Tabi ben de reddettiğimi fazla uzatmadan söyleyecektim. Neticede babamın kızıydım.
Tolgaya baktım ve gözlerinin içine baka baka alay edercesine gülerek tekrar babama döndüm.
"Ailecek yemek yiyeceksek sana olan saygımdan bile olsa katılırım babacığım fakat ailemizin içinde olmayan ve muhtemelen de hiçbir zaman olmayacak sırf beni elde etmek için sana yakın duran ve benim yanıma zerre kadar yakışmayacak insanları soframıza oturtacaksan ben o sofraya hiçbir zaman oturmam baba. Kusuruma bakma." dediğimde Tolga'nın renkten renge giren yüzünü izlemek keyfimi yerine getirmişti. Babam bu durumdan hoşnut değildi ama yine de kararıma saygı duyduğu için sessiz kalmayı tercih ediyordu.
İkisinden de ses çıkmayınca başımla babama selam verdim ve onun izniyle masadan kalktım. Tolga gibi bir adam yüzünden babama saygısızlık yapacak biri kesinlikle değildim.
Toplantı odasından çıkar çıkmaz kendi odama gittim ve asistanımın getirdiği dergileri okumaya başladım. Toplantı vakitlerine daha bir saat olduğu için biraz kendimle ilgilenmek ve yeni iş alanlarına göz gezdirmek bana iyi gelecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Defne
Teen FictionDefne kendi kurduğu reklam şirketinin patronudur. Evinin ikinci ve son çocuğu olan Defne ablasının kıskançlık dolu hislerinin etkisinde büyümüş ve başarılı bir çocuk olduğu için rekabet duygusuna alışık bir kadındır. Defne şirketini geliştirmek içi...