21.07.2024 10.25
İlkay bir aydır bizimle kalıyor ve halinden memnun görünüyordu. Selim ile aralarının iyi olması da beni ayrıyeten mutlu etmişti. İlkay için özel bir ilkokul bulmuştum fakat okula tek başıma karar veremezdim. Bu yüzden çocukları arabaya oturttum ve yola çıktım. İstikametimiz Demirhan şirketi idi.
Kendi işlerimle ilgilenmekten Emir'in şirketine uğrayamaz olmuştum. Bu da bir nevi ona sürpriz olacaktı. Daha sonra da birlikte okul seçmeye gidecektik.
Şirketin önüne vardığımızda hesap edemediğim bir sorunla karşılaşmıştım: magazinciler. Emir basına müdahale etmeyi seven biri değildi. Onları önemsemezdi fakat ben ve şirketim magazinden uzak durmaktan yanaydık. Bu yüzden onları görmek beni geriyordu.
Arabadan indiğimde çocukları indirmek için arka kapıya yönelmiştim ki yanıma geldiler.
"Defne hanım, Emir beyin kızını sahiplendiğiniz doğru mu?"
"Sizi vuran kadının kızına bakıyor musunuz gerçekten?" dediklerinde sinirden cinnet geçirecektim. Küçük bir kızı nasıl magazine düşürürlerdi aklım almıyordu.
ilk başta cevap vermek istemedim fakat cevap vermezsem olay daha da büyüyecekti. Bu yüzden ufak bir açıklama yapmak en iyisiydi.
"Arkadaşlar, sakin olalım!" dediğimde herkes beni dinlemeye başlamıştı.
"İlkay benim ve eşimin biricik kızı. Onun annesinin kim olduğuyla ilgilenmiyorum. Selim ve İlkay benim için eşit düzeydeler. Şimdi izin verirseniz çocuklarımı alıp eşimin yanına gitmek istiyorum." Magazincilerin açıklama yapmama rağmen soru sormaya devam etmeleri tahammül seviyemi oldukça düşürüyordu. Neyse ki ben açıklamamı yaptıktan kısa bir süre sonra şirketin önündeki güvenlikler olaya müdahil oldu ve ben de çocukları alıp şirkete girdim. Çok geçmeden de Emir'in odasına varmıştık zaten.
"Emir." Geldiğimizi görünce yüzü gülmeye başlamıştı. İlkay ise baba diyerek Emir'in kollarına koştu. Selim ise kucağımda saçlarımla oynuyordu. Tam o sırada beklemediğimiz bir şey oldu: Selim konuştu. İlk kelimesi ise ba - ba oldu. Emir ve ben şaşkınlık içinde Selim'i izlerken İlkay "Kardeşim ilk defa konuştu." Farkında değildi belki ama İlkay ilk defa Selim'e kardeşim diye hitap etmişti. Bir baba ile annenin en mutlu, en gurur dolu anlarından bir tanesiydi.
...
21.07.2024 13.35
İlkay'ı Denizli'nin en prestijli okullarından birine kaydettirmiştik. Neyse ki ilk baktığımız okul fazlasıyla içimize sinmişti.
Şimdi ise birlikte yola koyulmuştuk. İlkay'ın ilkokula kaydolduğu günü kutlamak için hamburger yemeğe gidiyorduk. Çünkü İlkay'ın en sevdiği şey hamburger yemekti.
Araba alışveriş merkezinin önünde durduğunda Emir İlkay'ı ben ise Selim'i arabadan indirmiştim. Alışveriş merkezine girdiğimizde ilk katta bebek ve çocuk kıyafetleri satan bir mağaza gördük. İlkay koştura koştura mağazanın camındaki vitrine gitti. Vitrinde beyaz üzerinde çilek figürleri olan bir elbise duruyordu.
"Anne, bunu alalım mı?" dediğinde şoka girmiştim. İlkay bana anne demişti. Evet belki bir ay kısa bir süreydi fakat ona bakabilmek için elimden gelen her şeyi yapmıştım. Mükafatını alabilmek ise bambaşka bir duyguydu.
"Alalım kızım." İlkay'a doğru ilerlemek için Selim'i Emir'in kucağına verdiğimde Emir gözleri dolu dolu bizi izliyordu. Onun saçlarına dokunup yanağına bir öpücük kondurduktan sonra tekrar İlkay'a döndüm.
"Hadi deneyelim bu elbiseyi." İlkay mağazaya girdi. Peşinden de ben girdim. Neyse ki elbisenin bedenini bulduk ve aldık. Daha sonra elbisesine uygun beyaz ve kırmızı renk bir prenses tacı ile bugünü süsledik.
Alışverişimiz bittiğinde ise hep birlikte hamburger yemeğe gittik. Ailecek yemeğimizi yedikten sonra da alışveriş merkezinden ayrıldık.
Bugün benim için tarihi bir gündü. Selim'in ilk kelimesi baba olmuştu. İlkay ise bana ilk defa anne demişti.
Zor yollardan geçmiştik fakat aile olmayı başarmıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Defne
Teen FictionDefne kendi kurduğu reklam şirketinin patronudur. Evinin ikinci ve son çocuğu olan Defne ablasının kıskançlık dolu hislerinin etkisinde büyümüş ve başarılı bir çocuk olduğu için rekabet duygusuna alışık bir kadındır. Defne şirketini geliştirmek içi...