4. Bölüm

12 0 0
                                    

Her gün erken uyanmanın etkisiyle bugün de erken uyanmıştım. Neyse ki bugün cumartesiydi ve işe öğleden sonra gidiyordum. Cumartesi sabahlarını ve pazar tatillerini ailemle vakit geçirmek için kullanırdım. Sonra aklıma bir şey geldi. Pazar gecesi yani yarın gece yılbaşıydı ve kahretsin ki ben bunu unutmuştum. Aklıma asistanım geldi ve hemen ona bir mesaj attım. Şirketin terasında bir parti düzenlemesini ve hem bizim şirkettekileri hem de babamın şirketindeki herkesi çağırmasını söyledim. İlk defa bir parti düzenleyecektim ve neredeyse bunu bile unutuyordum. Neyse ki çok geçmeden onayladığına dair mesaj geldi ve ben de derin bir nefes aldım. 

Kahvaltı kokuları odama kadar gelince yataktan çıkmam gerektiğini anladım. Hem yılbaşı partisi haberini de evdekilere bildirmem gerekiyordu. Hemen dolabıma gittim ve siyah eşofman takımımı ve beyaz çiçekli büstiyerimi çıkardım. Hızlıca giyindim ve aşağıya indim. 

Sofrada peynir, zeytin, çay gibi temel şeyler dışında börekler ve kızartmalarda vardı. Anlaşılan bugün herkesin keyfi yerindeydi. 

Annem ve ablam yine babamın sağında yer almışken ben babamın sol yanına geçtim. Ayşe abla tabaklarımıza birer börek ikram ettiğinde başımı sallayarak teşekkür ettim  ve bardağımdaki çayı yudumladım. Daha sonra fazla beklemeden konuya girdim.

"Biliyorsunuz ki yarın yılbaşı ve ben de şirketimde bir yılbaşı partisi veriyorum. Tabi sizi de yanımda görmek istiyorum." Babam bu duruma pek sevinmiş gibi görünmüyordu. 

"Kızım biliyorsun ki ben ve annen bu parti işlerini pek yapamayız. En iyisi sen ablanla katıl." Annem onaylarcasına başını salladığında itiraz ettim. 

"Babacığım seni anlıyorum fakat bu parti kesinlikle bir gençlik partisi değil. Hem sizin şirketteki çalışanlarda gelecek. Alkolsüz sade bir yeni yıl girişi yapacağız o kadar. Lütfen baba." dediğimde babam artık konuya daha ılımlıydı. Annem de bu fikri sevmişti. 

"Kız o kadar düşünmüş gidelim bence. Hem kızımızın yanında olmamız daha iyi olur sanki." annem babamı ikna etmeyi başarmıştı. Babam onaylamak için gülümseyerek başını salladığında çok mutlu olmuştum. İlk defa şirketimde bir parti veriyordum ve bu partiye ailem de katılacaktı. 

Daha sonra babam ablama baktı ve konuşmaya başladı. 

"Sen de geleceksin değil mi kızım?" Ablam önce babama sonra bana baktı. 

"Beni böyle lüzumsuz şeylerle meşgul etmeyin." dediğinde istemsizce kırıldım ama belli etmek istemedim. Ablam da yemeğini yemeğe devam etti. Babam kırıldığımı anlamış olacak ki eliyle yanağımı okşadı. Ben de o üzülmesin diye yalandan da olsa gülümsedim. 

Daha sonra kahvaltı masasından kalktım ve kendimi odama attım. İlk başta duşa girdim ve ferah bir duşa girmek bana iyi geldi. Sonra üzerime siyah bir pantolon, mavi bir gömlek giydim. Saçlarımı kurutunca tek balık sırtı örgü yaptım ve çalışma masamın başına geçtim. Yarıda kaldığım Dönüşüm adlı Franz Kafka kitabını okumaya başladım. İşten arta kalan zamanlarda kitap okumak ruhumu dinlendiriyordu. 

Kitap okumaktan başımı kaldırdığımda saatin on iki olduğunu fark edip kitabımı evrak çantama attım ve üzerime siyah kabanımı giydim. Evrak çantamı ve telefonumu da alınca hemen evden çıktım ve bahçedeki arabaya doğru yürüdüm. Şoförüm kapımı açtı ve arabaya binince şirket komutunu verdim. Yapılacak hazırlıklar için büyük bir heyecan yaşarken şirkete gitmek için yola çıkmıştık bile.

                                                                                   ...

Şirkete vardığımızda hiç beklemeden içeri girdim. Ön büro elemanlarından birine asistanım Nihan'ı yanıma göndermesini isteyip asansöre bindim. Asansör üçüncü kata geldiğinde asansörden indim ve terasa gittim. Teras çoktan süslenmiş masalar ve konuşma yapacağım  kürsüm bile yerini almıştı. Nihan ise beni bekliyordu. 

"Hoş geldiniz Defne hanım."

"Hoş buldum Nihan. Hazırlıklar nasıl gidiyor? Yiyecek içecek durumu nasıl?" 

"Her şey gayet iyi Defne hanım. Kürsü ve masalar yerleştirildi. Kürsü itinayla herkesin görebileceği şekilde yerleştirildi. Yiyecek olarak kurabiye ve atıştırmalıklar sipariş edildi. Kafeteryamızdan da sürekli olarak içecek ikramı verilecek. Garsonlarımız ikramlar için hazır vaziyette. Yılbaşı ağacını da özellikle kürsünün yanına yerleştirdim. Sizin öyle isteyeceğinizi düşündüm." Her ne kadar bu kadar şeyi bu kadar hızlı yapmış olmasına şaşırsam da Nihan'ı neden asistanım olarak aldığımı bir kez daha anlıyordum. Gerçekten de organizasyon konusunda şehrin en iyisiydi. 

"Uygun düşünmüşsün Nihan. Her şey çok iyi ve sen de işinde gayet iyisin. Bir de kürsünün arkasına iki bin yirmi üç yazısı asarsan benim için her şey uygun olur." dediğimde söylediklerime memnun olmuş bir şekilde başını salladı. Onu arkada bırakıp ilerlediğimde asansöre indim ve odama gittim. Yılbaşından önce şirketimizin gelirlerini hesaplamak ve yeni yıl hazırlığı yapmak şirket için önemliydi. Tabi bir de yılbaşı gecesi için konuşma hazırlamam gerekiyordu. 

  Ve içimdeki bir his bu yılın hem benim için hem de şirketim için harika geçeceğini söylüyordu. 

DefneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin