9. Bölüm

7 0 0
                                    

Arabam evin bahçesine girdiğinde sıkıntılı bir nefes verdim. Emir ile kahve içip sohbet etmiştik ve bu çok güzel bir anıydı fakat günün sonunda eve gelmek beni geriyordu. Sonuçta birazdan beni kendine rakip olarak gören bir abla ile tekrardan karşılaşmak can sıkıcıydı. Keşke ben eve geldiğimde onun ortalıktan kaybolmak gibi bir şansı olabilseydi. 

Kapının önüne geldiğimde zile bastım ve hizmetlimize selam verdikten sonra odama geçtim. Daha sonra duşa girdim ve günün yorgunluğunu üzerimden attım. Üzerime çok sevdiğim koyu mavi eşofman takımımı giydikten sonra akşam yemeğine hazırdım. 

Çok geçmeden hizmetlimiz Ayşe hanım odamın kapısını çaldı ve beni yemeğe çağırdı. Merdivenlerden aşağı inerken sofradan gelen güzel kokuları duymamak imkansızdı ve karnım da çok acıkmıştı. 

Annem ve ablam babamın sağ yanına oturmuştu. Ben de babamın sol yanındaki sandalyeyi çektim ve her zaman ki yerime oturdum. Bakalım bugün yemek mi yiyecektik yoksa birbirimizi mi...? 

Ayşe hanım tabağıma çorbamı koyduğunda hızlı bir şekilde içmeye başladım. O sırada annem söze girdi. 

"Sanem ve Tolga nikah günü almışlar. Yedi ocak cumartesi günü nikah salonunda hayatlarını birleştireceklermiş." Annemin elinde bir davetiye vardı. Ne ara tarih almışlardı ve ne ara davetiye bastırmışlardı bilmiyordum. Bilmek de istemiyordum. İkisi de gözünü hırs bürümüş zavallı insanlardı gözümde. 

"Yüzük takarken bize sormadılar da davetiyeyi mi getirmişler?" dediğinde babamın haklılığı karşısında sessizliğimi koruyordum. Ablam ise öfkeden delirecek gibi bakıyordu. 

"Neden ne yaparsak yapalım senin için değerli olmuyor baba?" dediğinde ablamın yüzüne karşı anlamsızca bakıyordum. Tolga ile babamdan habersiz evlenmeye karar veren oydu bir de zerre kadar utanmadan babama hesap soruyordu. Yüzsüzlüğün kaçıncı seviyesiydi bu! 

"Ben seni bu yaşına getirene kadar ne emekler verdim. Hasta oldun kollarımda hastaneye taşıdım. Kavga ettin arkanda durdum. Okumak istedin okuttum. Senin için o kadar emek vermişken parmağına nişan yüzüğü takılırken bunu görmek benim hakkımdı ama sen benden gizli taktın o yüzüğü. Bir de bana hesap mı soruyorsun hadsiz!" Babam ablama bir cevap hakkı bile tanımadan masadan kalktı ve çalışma odasına gitti. Daha sonra bende sofradan kalktım çünkü bu gerginlik beni fazlası ile yoruyordu. 

Tam  masadan kalkmıştım ki ablamın sözü ile durmak zorunda kaldım. 

"Hoşuna gidiyor değil mi babamın bana böyle davranması?" dediğinde şaşkındım. Sanki ben git babamdan gizli iş çevir dedim bu kıza!

"Babamdan gizli iş yapman benim hatam olmadığı için azar yemen de beni etkileyecek bir durum değil." dediğimde cevap verecekti fakat annem ablamı engelledi ve ben de annem sayesinde tek bir cümle daha duymadan odama geçtim. 

Kendimi yatağın üzerine bıraktım ve yorganımı üzerime çektim. Zaten yarın işe gidip akşama kadar çalışacaktım bir de evdekilerin kaprisleri yüzünden güzelim uykumu mahvedemezdim. 

DefneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin