Odama geçip alelacele üzerimi giyindikten sonra evden çıktım. Üzerime bir siyah pantolon ve beyaz gömlek giymiştim. Evrak çantam, telefonum ve kabanımı da alınca tamamlanmıştım.
Yaklaşık on beş yirmi dakika sonra araba şirketin önünde durdu. Koşarak şirkete girdiğimde Nihan'ı karşımda bulmuştum.
"Geç kaldınız Defne hanım. Bir sorun mu var?" Telaşlanmış olması benim ne olursa olsun işime hiç geç kalmamamdı ve haklıydı.
"Akşam evde kalmadım. Bu yüzden sabah buraya gelmek yerine ilk eve gittim." Gözleri parlamıştı. Kimin evinde kaldığımı tahmin ediyor olmalıydı.
Onun bu konuyu irdelemesine izin vermeden odama doğru ilerlemeye başladım. O da arkamdan ilerliyordu.
"Bir saat sonra dergi çekimi var." dediğinde durdum.
"Bu kadar erken mi?" Nihan şaşırdı.
"Mail atmışlar dün gece. Görmediniz mi?" dediğinde olayı anlamıştım. Dün Emirde kalmıştım ve dolayısıyla bilgisayarımda yanımda değildi. Telefonumdan okuyabilirdim ama aklıma bile gelmemişti. İlk defa maillerimi kontrol etmeyi unutmuştum.
"Nerede yapılacak çekimler? Hazırlıkları tamamladınız mı?"
"Teras katında yapmayı planladık. Hazırlıklarımızda tamamlandı fakat onayınız gerekiyor."
"Benim için teras kat uygun. Çekimden birkaç dakika önce gelir kontrol ederim." dedim ve odama geçtim."
Dolunay Dergisi hem bizim reklamımız için hem de çalıştığımız kurum için oldukça iyi bir çalışma idi. Fakat ben bu dergi ile yeterince ilgilenememiştim. Basım işini babam ile yapacaktık ve babam buna itiraz etmezdi ama ben bunu bile onunla konuşamamıştım.
Telefon rehberine girip babamı aradım. Onun haberi olmadan onun şirketi adına iş yapamazdım. Telefon ikinci çalışında açıldı.
"Efendim kızım."
"Baba öncelikle merhaba. Bugün çekini yapacağımız bir dergi var ve bu dergi benim şirketimin ismiyle yani Dolunay ismi ile çıkacak ve bu dergi hem bizim hem de çalıştığımız kurum için büyük bir fırsat. Fakat basım için senin şirketini düşündüğümüz için senin onayın gerekli. Eğer onay verirsen akşam sana imzalanacak evrakları getireceğim." Babam biraz duraksadıktan sonra cevabını verdi.
"Senin içine sindiyse benim için uygundur kızım. Akşam evrakları getir halledelim. Bu arada işlere kendini kaptırıp sabah konuştuklarımızı da unutma." dediğinde sıkıntılı bir nefes verdim.
"Tamamdır babacığım. Görüşmek üzere."
"Görüşmek üzere."
Babamla konuşmak beni rahatlatmıştı fakat aramam gereken bir kişi daha vardı ve evet o kişi Emirdi.
Rehberimde biraz daha aşağılara inince Emir'i buldum ve aradım. Her ne kadar ona öfkeli olsam da ve aklımda binlerce soru olsa bile şu an ona ihtiyacım vardı. Telefon nasıl olduysa ilk çalışında açıldı.
"Defnem..." dediğinde kalp atışlarımı duymalıydınız. Çocukken bana alınan pamuk şeker kadar heyecanlandırıyordu bu adam beni.
"O kadınla evli misiniz?" demiş bulundum. En merak ettiğim şey buydu. Sonuçta evli bir adam ile konuşmam bile doğru değildi.
"Boşanalı üç yıl oluyor. Zaten sadece çocuk için görüştüğümüz için nadiren geliyor yanıma. Ayda bir kere falan. Tabi sana bunları detaylıca anlatacağım." dediğinde rahatlamıştım. En azından bir evliliğin bitiminden sorumlu değildim. Vicdan azabı çekeceğim bir şey yoktu ve en önemlisi Emir beni kandırmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Defne
Teen FictionDefne kendi kurduğu reklam şirketinin patronudur. Evinin ikinci ve son çocuğu olan Defne ablasının kıskançlık dolu hislerinin etkisinde büyümüş ve başarılı bir çocuk olduğu için rekabet duygusuna alışık bir kadındır. Defne şirketini geliştirmek içi...