01.01.2023 / 00:20 (Yazarın anlatımıyla)
Magazinciler güvenlikler tarafından dışarı atılmıştı. Murat bey sinirden küplere binmiş saldıracak yer arıyor Canan hanım ise baygınlık geçiriyordu fakat Sanem yaptığından hiç de pişman değildi. Murat bey karısıyla ilgilenmeyi bir personeline devredip Sanem'e baktı.
"Sen ne yaptığının farkında mısın Sanem?" Sanem oldukça sakin bir ses tonuyla cevap verdi.
"Farkındayım baba. Tolga ile nişanlandım." Murat bey bu pişkinliğe dayanamayıp Tolgaya baktı.
"Peki ya sen? Sen nasıl yapabildin bunu? Daha iki gün önceye kadar Defne ile evlenmek isteyen sen değil miydin şerefsiz herif! Ne ara diğer kızıma göz koydun?" Tolga edilen hakaretlere sinirlenmişti fakat sakinliğini korumaya çalışıyordu.
"Ben sizin bir diğer kızınıza göz koymadım. Sanem benim gözümü açtı, doğruyu yanlışı öğretti o kadar." dediğinde Murat bey artık sinirlerine hakim olamıyordu. Elini yumruk haline getirdi ama daha sonra atacağı yumruktan vazgeçerek Sanem'e döndü ve sakince konuştu.
"Ne fark ettim biliyor musun kızım?" dediğinde Sanem ve Tolga dikkatle onu dinliyorlardı. Sonra Murat bey devam etti.
"Aslında Tolga ile tam da birbirinize uygunmuşsunuz. İyi ki Defne Tolgayı reddetmiş." dediğinde Sanem sinirden ne diyeceğini bilemedi. Yüzü kıpkırmızı olmuştu. Tam bir şey söylemeye kalkmıştı ki Tolga onu durdurdu. Murat bey ikisinin de yüzüne iğrenircesine baktıktan sonra bayılan eşinin yanına geri döndü. Daha fazla onlarla vakit geçirmek istemiyordu. Tolga da Sanem'in elini tutarak onu şirketten çıkardı.
...
01.01.2023 00.35 (Defne'nin anlatımıyla)
Araba rezidansların bulunduğu bir yerin bahçesine girdi. Emir'e baktım.
"Nereye geldik? Burası neresi?" dediğimde gülümsedi ve aracı bagaja soktu.
"Benim evime geldik. Merak etme olaylar durulana kadar kalırsın. Sonra da ne zaman nereye gitmek istersen gidersin."
"Ailen bir şey demez mi? Benim yüzümden sorun çıkmaz umarım." dediğimde araçtan indi. Kapımın önüne gelip kapıyı açtı. Sonra tekrardan konuşmaya başladı.
"Annem babam ve kız kardeşim şehir dışındalar. Ben erkek kardeşimle burada kalıyorum."
"Anlıyorum." dediğimde bana asansörün olduğu alanı gösterdi.
Beraber asansöre bindik. On üçüncü katın düğmesine bastı. Çok geçmeden eve gelmiştik. Kapıya geldiğimizde cebinden anahtarı çıkardı ve içeriye davet etti.
"Can ben geldim." dediğinde içeriden yanıt gecikmedi.
"Tamam abi."
"Kardeşin odasından çıkmaz mı?" dediğimde Emir güldü.
"Can biraz asosyal bir çocuk. Liseyi bitirdiğinden beri odasında. Sürekli oyun oynar. Zamanla alışırsın." Zamanla alışırsın mı? Ne kadar zaman geçireceğiz de bu kadar iddialı konuştu acaba? Her neyse basit cümlelere takılma Defne!
"Sen salona geç ben de bir şeyler hazırlayıp geleyim." dediğinde hiç ikiletmeden salona geçtim. Bugün çok yorulmuştum ve ayakta duracak halim yoktu. Tabi bir de aklım ailemdeydi.
Telefonuma baktığımda babamın yirmi üç kere aradığını gördüm ve hemen babamı aradım. Telefon ikinci çalışında açıldı.
"Defne kızım neredesin sen? Bir anda nereye kayboldun?"
"Babacığım magazinciler gelince ne olduğunu anlayamadım. Kendimi dışarı attım. Kusura bakmayın ne olur." dediğimde babam sakinleşmişti.
"Neredeysen eve gel kızım. Biz annenle eve geçtik." dediğinde zamanın çok geç olduğunu fark ettim.
"Baba bir kız arkadaşımın evindeyim ama söz yarın geleceğim."
"Tamam ama yarın en erken saatte burada olacaksın. Beni merakta bırakma. Zaten başımıza neler geldi!"
"Tamam babacığım. Hoşça kalın." dediğimde babam eve gelmememe tepkili olacak ki cevap vermeden telefonu kapattı. Onu anlıyordum. Sonuçta bugün neler yaşamıştı fakat onun da beni anlaması gerekiyordu. Bugüne kadar hep ailem için, ailemin bekası için yaşamıştım. İlk defa kendim için bir şey yapıyordum.
Ben derin düşüncelere dalmışken mutfaktan yemek kokuları gelmeye başlamıştı bile. Kalkıp bakmak istedim fakat onun mutfağına kadar girmem doğru olmazmış gibi hissetmiştim.
Zaten fazla zaman geçmeden Emir elinde börek tepsisiyle yanıma gelmişti. Diğer elinde de kola şişesi vardı. Onları masaya bıraktıktan sonra bardakları da getirdi ve soframız artık hazırdı.
Böreklerden birini elime aldığımda o bardakları kola ile doldurmuştu. Börek tam da sevdiğim gibi ıspanaklı ve peynirliydi.
"E nasıl börekler? Hoşuna gitti mi?" diye sorduğunda başımı olumlu anlamda salladım. Sonra hiç beklemediğim bir anda hiç beklemediğim bir cümle duydum.
"Çocukken de ıspanaklı peynirli börek severdin." Emir benim çocukluğumu nereden hatırlıyordu?
Tabi ya! Emir kesin benim çocukluğumdaki biri ama ben onu hatırlamıyorum. Allah kahretsin!
Ne dediğini o da sonradan anlamış olacak ki ben ne söyledim dercesine duraksadı. Tam o sırada göz göze geldik. Emir daha fazla kaçamayacağını anlamıştı.
"Nereden biliyor..." dememe kalmadan lafa girdi.
"Ben çocukken sana aşıktım."
Ne yani ben Emir'in çocukluk aşkı mıydım? İyi ama bana aşık olan bu çocuğu ben niye hala hatırlamıyordum.
"Çocukken aynı mahalledeydik. Arkadaştık falan ama ben çocuk aklımla seni ilk gördüğümde sana vurulmuştum." dedi ve devam etti.
" Anlıyorum şaşkınsın ve haklısında ama durum böyle." dediğinde kafamda yeni yeni canlanıyordu her şey.
O yüzden yılbaşı konuşmamda ağlayan gözlerle beni alkışlıyordu.
Aslında emir çocukluk aşkıyla gurur duyuyordu. O alkış ve gözyaşları şirket sahibi Defne için değil küçük ve masum Defne içindi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Defne
Teen FictionDefne kendi kurduğu reklam şirketinin patronudur. Evinin ikinci ve son çocuğu olan Defne ablasının kıskançlık dolu hislerinin etkisinde büyümüş ve başarılı bir çocuk olduğu için rekabet duygusuna alışık bir kadındır. Defne şirketini geliştirmek içi...