27. Bölüm

2 0 0
                                    

13.06.2024 13.30 (Emir'in anlatımıyla)

Defne uyanalı bugün tam bir gün olmuştu. Ben her ne kadar o uyandığı için her an şükretsem de o, uyanmayı hiç istemiyormuş gibi davranıyordu. 

Bebeğini kaybettiğini en başından beri bildiği içindi bu huzursuzluğu. Öyle ki bebeğimizi kaybettiğimizi söylediğimde bile biliyorum demek dışında hiçbir tepki vermemişti. Arada bir karnına dokunuyor, gözleri doluyor ve bazen de baktığı yere takılıp kalıyor fakat hiç ağlamıyordu. Acısını bile yaşamıyordu. 

Selim'i de vurulduğu andan beri görmemişti ama bir kere bile ismini telaffuz etmemişti. 

Defne için en iyi psikologları araştırıyordum. Onu böyle görmek beni mahvediyordu ve bir an önce iyileşmesi için elimden geleni yapmak istiyordum. İnsanın eşini bu durumda görmesi onu nasıl mahvedermiş bunu çok iyi anlıyordum. 

Öte yandan Defne'nin anne ve babası onu hiç yalnız bırakmıyorlardı. Gece geç saatlere kadar hastanede kalıyorlar ve sabah erkenden burada oluyorlardı. Sanem ise mümkün oldukça Selim ile ilgilenmeye çalışıyorlardı. 

Beni soracak olursanız kötüyüm. Polisler nefsi müdafaa olduğu için beni tutuklama gereği görmemişler yalnızca ifademi almışlardı ama Ayşe'nin hala uyanmıyor olması beni katil olmaya bir adım daha yaklaştırıyordu. Vicdanım susmayan bir insan gibi sol yanımdan vuruyordu beni. Yorulmuştum ama en çok da Defne'nin suskunluğu yoruyordu beni. 

13.06.2024 15.49

Kapının önünde annem ve Selim'i görünce hemen odadan çıktım. Annemin yüzü olabildiğince gülüyordu.

"Can'ı bugün eve çıkartıyoruz." dediğinde içime bir nebze de olsa su serpilmişti. Fakat Defne için aynı şeyleri söyleyemiyor oluşumuz üzücüydü.

"Güzel haber." diyebildim sadece. Annem içimdeki burukluğun farkındaydı. 

"Defne için Selim'i getirdim. Selim onu biraz da olsa mutlu eder." İyi bir fikir miydi kötü bir fikir miydi kestiremiyordum. 

"Ya daha kötü olursa?"

"Hiçbir evlat annesine kötü gelemez. Emin ol."

 Anneme güvendim ve Selim'i kucağıma alıp Defne'nin odasına girdim. Defne sırtı dönük bir şekilde uzanırken birkaç saniye durdum. Vereceği tepkiden korkmadığımı söylesem yalan olurdu. Daha sonra cesaretimi topladım.

"Defnem." ilk başta tepkisiz kaldı.

"Selim geldi." dediğimde ise hafifçe arkasını döndü ve doğruldu. Yine de sessizliğini koruyordu. 

"Oğlumuz seni çok özlemiş annesi. O yüzden gelmiş." Defne kollarını açtı. Selim'i kucaklamak istiyordu. 

Selim'i yarasına denk gelmeyecek şekilde Defne'nin dizlerine bıraktım. Gözleri doldu. Sonra birkaç damla gözyaşı süzüldü yanaklarından. En sonunda da Selim'e sarılıp hüngür hüngür ağladı. Saliseler, saniyeler, dakikalar geçti o ağlarken. Defne daha da çok ağladı.

 Sanmayın ki Defne bugün için ağlıyordu. Defne günler önce kaybettiği kızımız için ağlıyordu. 

Selim ağladı, Defne ağladı, ben ağladım. Aile olmak böyle bir şey değil miydi zaten? Eğer bir şeye ağlanacaksa bütün aile ağlardı. Anne de baba da evlatta... 

DefneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin