Dört ay sonra 09/06/2024
Benim minik kelebeğim Selim bugün tam altı aylık olmuştu. Selim'in büyümesi ve ek gıdaya geçmesi ile artık iyice rahatlamıştık. Kendimize yeni bir ev alalı ise iki aya yakın bir zaman olmuştu. Benim ailem ile Emir'in ailesinin evlerinin arasında bir ev almıştık. İki aileye de yakındık ve sıkıntı çekmiyorduk.
Öte yandan Selim'in de altı aylık olması ile birlikte tam anlamıyla şirketime geri dönmüştüm fakat sadece hafta içi o da iki üç saat olacak şekilde çalışıyordum çünkü Selim beni o iki üç saatten sonra özlemeye ve dolayısıyla da huysuzlanmaya başlıyordu. Bu yüzden çalışma saatlerim sınırlıydı ama mutluydum çünkü şirketimi çok özlemiştim.
Bunun yanı sıra babam ben yokken şirketi çok iyi yönetmişti ve reklam gelirleri fazlasıyla iyiydi. Bu konuda hiç sıkıntı çekmiyordum çünkü düzenli olarak reklamını yaptığımız şirketler, market zincirleri gibi yerler vardı. Tek sıkıntı sekreterim Nihan'ın işten ayrılmış olmasıydı ama onu da anlıyordum. Benim yanımda çalışmak daha rahat olsa bile babamın yanında çalışmak çok daha fazla disiplin gerektiriyordu çünkü babam için şirkette eğlencenin pek de yeri yoktu.
...
Neyse ki bugün pazardı ve iş yoktu. Dolayısıyla ailemle güzel bir kahvaltı sofrası kuruyorduk. Emir domates ve salatalıkları dilimleyip sofraya koyduğunda ben de haşlanmış yumurtaları soymayı bitirmiştim. Hala daha Selim'i emzirdiğim için sağlıklı beslenmeye de ayrıyeten önem veriyordum. Onun büyürken en sağlıklı şekilde büyümesi için elimden geleni yapacaktım.
"Canım oradan bir ekmek uzatır mısın?" Emir'e ekmek sepetini uzattım. Daha sonra mama sandalyesinde oturan oğluma biberonundaki sütü içirmeye başladım.
Bir yandan ise aklım hala aylar öncesinde idi. Kamera kayıtları olmadığı için konunun üzerinde çok durulmamıştı ama orada bir şey gördüğüme emindim. Tabi kendimi Emir'e ispatlayamamak da ayrıyeten canımı sıkıyordu.
"Eve kamera taktıracaktık. Onu halledebildin mi Emir?"
"Evet, konuştum. Hafta içi gelip takacaklar. Sen de lütfen canını sıkma bir tanem. Burada güvendeyiz." Keşke ben de bundan o kadar emin olabilseydim. Nedensiz bir şekilde içimde bir huzursuzluk vardı ve bunu içimden atamıyordum.
"Evet, güvendeyiz fakat yine de emin olmak lazım."
"Sen nasıl istersen Defnem."
Emir kahvaltısını ettikten sonra ilk önce beni sonra da Selim'i öptükten sonra salona geçti. Ben de Selim'e mamasını yedirmeye başladım.
Tam o sırada mutfak çıkışındaki bahçeden bir ses geldiğini duydum. Sanki bir şey devrilmişti. Çekmeceden bir bıçak aldım ve mutfaktan çıkıp bahçeye yöneldim. Kimseyi göremedim fakat bahçedeki sandalye yere devrilmişti. Kedi veya köpek olabileceğini düşünmüştüm fakat bahçede hiçbir hayvan sesi veya belirtisi yoktu. Rüzgardan olabileceğini düşündüm fakat tek bir rüzgar bile esmiyordu.
Yani bu da demek oluyor ki biraz önce bahçede biri vardı ve bizi gözetliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Defne
Teen FictionDefne kendi kurduğu reklam şirketinin patronudur. Evinin ikinci ve son çocuğu olan Defne ablasının kıskançlık dolu hislerinin etkisinde büyümüş ve başarılı bir çocuk olduğu için rekabet duygusuna alışık bir kadındır. Defne şirketini geliştirmek içi...