Talha'dan...
Hastane odasında uzanmış tavanı seyrederken Cenk yanımdaki koltuğa oturmuş telefonda Ece abla ile görüntülü konuşuyordu.
Bir süre sonra veda edip aramayı kapattıktan sonra koltuğu biraz daha yakınıma çekip etrafa baktı."Selam söyledi sana." Sesindeki gülümsemeyi sezebiliyordum. İkisi çok güzellerdi, mutlulardı ve hep öyle kalacaklarını biliyordum, birbirleri için yaratılmıştı onlar.
Başımı aşağı yukarı sallarken gözüm hala tavandaydı.
"Senin moralin mi bozuk?" Cenk ciddi bir ses tonuna bürünmüştü.
Başımı iki yana salladım usulca.
Göz ucuyla Cenk'in doğrulup etrafa baktığını gördüm."Bade niye gelmedi? Hemen en ufak şeye damlardı yanımıza."
İsmini duyduğum anda gözlerimi sıkı sıkı kapatma ihtiyacı hissettim. Odayı sessizlik kaplarken gözlerimi hiç açmak istemedim. Anlamıştı bir şeyleri.
"Talha sen ciddi misin?"
Gözlerimi açıp yavaşça doğruldum ve arkamdaki yastığa yaslandım. Başımı eğip tırnak kenarlarımdaki derilerle uğraşırken başımı onaylarcasına yavaşça aşağı yukarı salladım.
"Bilmiyorum abi, öyle söyledi ama..."
"Nasıl, ne zaman oldu bu?"
Cenk oldukça şaşırmıştı çünkü o da biliyordu bizim ne kadar güzel bir ilişkimiz olduğunu."Birkaç gün önceydi. Üzüyoruz birbirimizi, dedi. Sıradan hallerimiz sanmıştım da bayağı ciddiymiş." Duraksadım. Başımı kaldırıp Cenk'e baktığımda pür dikkat beni dinliyordu. Derin bir nefes alıp devam ettim konuşmaya. "Çok kırdı kalbimi abi. Bir suratıma tükürmediği kalmıştı. Ben hiç bu kadar üzülmemiştim. Seven biri yapar mı bunu ya?"
"Sevmedi mi hiç seni?"
Durdum, kaşlarım çatıldı. Hiç düşünmemiştim ki. Fakat gözler, gözler her zaman doğruyu söylemez mi? O halde sevmişti.
"Sevdi, yani sanırım sevdi."
"Sanırım mı?"
Omuz silktim.
"Hep sevdiğini söylerdi, çok sevdiğini. Deliler gibi değil de gayet aklı başında seviyorum, derdi. Sonra beni asla bırakma derdi?"Cenk cevabı tahmin edebildiği halde sordu.
"Sonra ne oldu?"Gözlerinin içine bakarak önce yutkundum sonra da dilimin ucundaki kelimeleri döktüm.
"O beni bıraktı."Bazı şeyleri bekleseniz de gerçekleştiğin zaman şaşırırdınız. Cenk de şaşırmıştı.
"Nasıl yani oğlum?""Basbaya bıraktı abi beni."
Cenk derin bir nefes alıp başını iki yana salladı hızlıca.
"Bu kızın bizim Bade olduğuna emin misin sen ya? Bade hayatta bırakmazdı seni."Gözlerim yanmaya başlamıştı.
"Bıraktı işte.""Durup dururken mi?"
"Durup dururken."
"Hayatta inanmam." Elini 'hayır' anlamında salladı ve başını hızla iki yana salladıktan sonra inanamaz bir ses tonuyla konuşmaya devam etti. "Bade bırakmaz seni. Yapmışsındır sen bi' öküzlük anasını satayım."
Gözlerimi devirirken ben de tüm bunlara inanmak istemiyordum.
"Yapmadım bir şey diyorum. Saat akşam 5 gibiydi geldiğinde. Olmuyor Talha, dedi. Niye sevmiyor musun, dedim; her şey sevmekle olmuyor anlamıyor musun, dedi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yeis, tayyip talha sanuç
Fanfiction❝ Don't go there 'cause you'll never return ❞ 𝗜𝗡 𝗪𝗛𝗜𝗖𝗛... ( ─── ☄️ ) Talha soldurduğu çiçeklerin tekrar açması için elinden geleni ardına koymayacaktı. 𝐭. 𝐭𝐚𝐥𝐡𝐚 & 𝐟𝐞𝐦! 𝐨𝐜 ©𝐥𝐢𝐛𝐫𝐢𝐞𝐭𝐜𝐚𝐫𝐦𝐢𝐧𝐚 , 𝟮𝟬𝟮𝟯