Onur: Beyler...
Onur: İrem yazdı...Çağlar: Aha yok artik
Çağlar: ALLAHIM GOOOOLLOnur: Allah belanı versin yazmis
Çağlar: Ofsayt hocam
Çağlar: yetmemis kirmizi kartla oyundan cikarmis seniFerdi: Kesin asik
Altay: Seviyo seviyo
Kerem: Aşık değilse ben de bisi bilmiyorum
Kerem: Kesin deli divane imza kaşe mühür falanCengiz: Naz yapiyo yaaaa
Merih: Ben bunun üstüne bi şarkı patlatırım.
Merih: DEMİR ATTIM YALNIZLIĞAAAAAAÇağlar: BİR HASRET DENİZİNDEEEE
Kerem: VE ŞİMDİ HAYALLEERİİİMM
Cengiz: çomar, lütfen.
Cengiz: niye öyle dedi ki şimdiOnur: Şey ya
Onur: En sevdiği kupasını yanlışlıkla kırdımKerem: Anadan doğma mı?
Onur: Anlamadim askim??
Kerem: Senin bu mallık diyorum
Kerem: Anadan doğma mı
Kerem: Yoksa kafana çok mu sert vurdular??Onur: ya bi siktir git
Onur: ben de ciddi ciddi ne diyo bu salak diyorumSiz: Ee sonra noldu ya
Onur: neyse işte
Onur: ben kupayı japon yapıştırıcısıyla yapıştırıp yerine koydum
Onur: sonra da evden çıktım
Onur: şimdi fark etmiş işteKerem: yok aga yok sen baya baya malsın
Onur: Biliyorum.
Onur: sus lütfen.Kerem: tamam.
Banyo kapısının açılmasıyla Bade odaya girmişti.
Islak saçlarını açık bırakmıştı. Telefonun ekranını kilitleyip onun yavaş hareketlerle beyaz tişörtünü giyişini izledim.
Hala orada olduğumu fark etmemişti.
Kurulamadığı saçlarından birkaç damla su yüzünden, çenesine ve ardından boynuna süzüldüğünde burnunun ucunun kızardığını fark ettim.
Diliyle dudaklarını ıslattığı sırada başını çevirip bana baktığında yüzünde bir gülümseme oluşmuştu."Burada olduğunu bilmiyordum."
Omuz silkip onu izlemeye devam ettim.
Beyaz tişörtü yer yer ıslak bedenine yapışınca beyaz teni ortaya çıkmıştı.
Islak saçları dağınık dursa da hala fazla güzellerdi.
Bade fazla güzeldi.Islak saçlarını eliyle kulağının arkasına itip cam kenarına ilerledi ve pencereyi açtıktan sonra biraz dışarıyı seyretti.
Oturduğum yerden ne yaptığını rahatlıkla görebiliyordum.
Cebinden bir sigara paketi çıkarıp içinden bir dal çıkardı ve elinde tuttuğunu fark etmediğim çakmakla yaktı.Derin bir nefes alıp onu izledim bir süre. Sigaranın ciğerlerini kirletmesine izin verdim birkaç saniye.
Sonra başımı iki yana sallayarak ayağa kalktım ve nazikçe kolundan tutup pencereden uzaklaştırdım ve dudakları arasındaki sigarayı elime alıp küllükte söndürdükten sonra pencereyi kapattım.
"Üşüyeceksin."Omuz silkip gözlerimin içine baktı.
"Ne var şu sigarada? Anlamıyorum gerçekten."
"Alışkanlık," dedi sakin bir sesle.
Sesinde hayatı boyunca istediğini yapmış bir insanın huzuru vardı sanki. Hani bazı yaşlı insanlar vardır, bütün hayallerini gerçekleştiren. Gururla anlatırlar hayatlarını. Onlar gibiydi işte sesi. Daha nasıl anlatabilirim bilmiyorum.
Huzurluydu işte."Böyle alışkanlık mı olur Bade ya?"
"Niye, her alışkanlığım senin gibi güzel olacak diye bi' kaide mi var? Seni özlediğimde başladım ben sigaraya, bırakamadım sonra da işte."
Kaşlarım anlamadığım bir nedenden ötürü havaya kalkarken ellerim Bade'nin ıslak saçları arasından boynunu buldu ve onu tutup kendime çektim.
Islak kokusu ciğerlerime dolarken yeryüzündeki en sakin insan bendim sanki.Ellerim boynundan ayrılıp ince tişörtünün altından beline sarıldığında çıplak bedeninin soğukluğu karşılamıştı beni.
Üşümüştü. Elimi ısıtmak istercesine beline yaslı tuttuğumda başını yasladı göğsüme.Kapı zilinin çaldığını duyduğumda derin bir nefes alıp duymazdan gelmeye karar verdiğimde ellerim hala Bade'nin beline sarılıydı.
Birkaç saniyenin ardından zil daha uzun çalmaya başlayınca sabır istercesine başımı tavana kaldırdım."Kapı çalıyor."
"Duydum," dedim sakin bir ses tonuyla.
"Açsan mı?"
"Açmasam mı?"
"Talha," dedi derin bir nefes aldığında. Bedenini benden uzaklaştırmaya çalıştığında belini daha sıkı kavradım ve gitmesine izin vermedim.
"Hm?"
"Kapıya bak Talha," dedi gülümsediğini belli eden bir sesle.
"Of ya," diyerek ellerimi belinden ayırdım ve gözlerine baktığım sırada zil bir kez daha çaldı.
Gözlerimi devirip ayaklarımı sürüyerek dış kapıya ilerleyip kapıyı açtığımda karşımda Onur'u görmeyi tabii ki de beklemiyordum."Şey hayatım ya, ben bugün burada kalsam olur mu?"
"Hayır," diyerek gözlerimi kısıp ona baktığımda Onur gözlerini devirip başını içeri uzattı ve arkamda olduğunu düşündüğüm Bade'ye gülümsedi.
"Soran mı oldu? Çekil bakayım," diyerek beni omzumdan ittirerek içeri girdi ve kollarını açarak Bade'ye sarıldı.
"Vay Bade'm, yengelerin gülü ya gülü," diyerek ondan ayrıldı. "Ee nasılsın?" diyerek Bade'nin koluna girdi ve salona ilerlemeye başladığında aralarında uzun bir sohbet başlamıştı bile.
"Allah'ım neydi günahım?" Başımı yukarı kaldırıp sabır dileyerek onların peşinden ilerledim.
"Of Bade ya, geçen antrenmanda bir asist yapmışım var ya, olay."
Onlar aralarında sohbet başlattığında onların karşısındaki koltuğa oturdum.•
yazdığım en kötü bölüm oldu ya
neyse simdi gidip aglicam
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yeis, tayyip talha sanuç
Fanfiction❝ Don't go there 'cause you'll never return ❞ 𝗜𝗡 𝗪𝗛𝗜𝗖𝗛... ( ─── ☄️ ) Talha soldurduğu çiçeklerin tekrar açması için elinden geleni ardına koymayacaktı. 𝐭. 𝐭𝐚𝐥𝐡𝐚 & 𝐟𝐞𝐦! 𝐨𝐜 ©𝐥𝐢𝐛𝐫𝐢𝐞𝐭𝐜𝐚𝐫𝐦𝐢𝐧𝐚 , 𝟮𝟬𝟮𝟯