1.5

1.1K 51 11
                                    

Koltukta boylu boyunca uzanmış Onur ayağını omzuma atmaya çalıştığında kendimi geri çekip ona kınayan bakışlarımı gönderdim.
Onur da bana aynı şekilde baktıktan sonra televizyondan gelen çığlık sesi üzerine yerinden sıçradı.

"Hay ananı s-"

Onur birkaç saniye içinde hemen eski haline dönüp ayağını kucağıma uzattığında oflayarak televizyondaki salak saçma korku filmini kapattım.

"Niye kapattın lan, izliyo'duk ne güzel?"

"Sıkıldım," dedim omuzlarımı silkip.

Aramızda bir sessizlik oluşurken sağ tarafıma bıraktığım çekirdek kasesindeki son çekirdeği aldım.
Onur izleyecek yeni bir film ararken ben de boş gözlerle ekrana bakıyordum.

"Talha bizim vaziyet çok vahim hayatım, farkındasın değil mi?"

Dönüp ona baktığımda sağ elini göğsünün üstüne bırakmış sol eliyle de televizyonun kumandasını tutuyordu.

"Niye öyle dedin ki?"

Bir an bana baktıktan sonra gözlerini odada gezdirdi.
"Şu halimize bi' baksana," dedi sakin bir sesle. "Bitik."
Ardından kısık sesle gülmeye başlayınca ben de onunla güldüm.

"Oğlum sen ne diye söylenip duruyorsun ki? Sevdiğin işi yapıyorsun, başarılısın, seni her zaman destekleyen dostların var," duraksayıp başımı eğdim. Eğmez olaydım çünkü Onur'un ayağıyla bakıştık resmen. Yüzümü ekşitip başımı tekrar kaldırdım. "Sevdiğin kadın yanında."

Onur ayağını sallayıp karnımı dürttükten sonra umursamaz bir sesle konuştu.
"O zaman sen de söylenme, senin de benden eksik yanın yok hani," duraksayıp ayağını bir kez daha salladı. "Yani var ama halledeceğiz be oğlum. Düzeleceksiniz inşallah."

Başımı sallayıp onu onayladım.
"Hem zaten aldığım bir duyuma göre Bade'yle barışmazsanız ikiniz de kendinizi sokak ortasında dans ederken bulabilirmişsiniz."

Söylediğine uzun uzun gülerken Onur rastgele filmlere bakmaya devam ediyordu.
"Titanik izleyelim mi seninle?"
Heyecanlı sesini duyunca dönüp ona baktım.

"Git İrem'le izle, ben izlemem Titanik falan."

Ayağıyla karnıma hafifçe vururken cıkladı. "Zevksiz."

Oflayarak birkaç filmi daha es geçti. Birkaç tane daha film gösterip ben reddedince derin bir nefes alıp bıkkın bir sesle konuştu.

"Talha okulda boş derste gelip zorla Aamir Khan filmi izleten o korkunç müdür yardımcısına dönüşeceğim şimdi he."

Gülerek "Sakın," dedim.

"İron Man izleyelim o zaman?"

Onaylayan mırıltılar çıkardığım sırada Onur'un telefonu çalmıştı.
Ağzıma bir parça cips atarken 'kim o?' dercesine göz kırptım.

"Naz."

Onur gülümseyerek telefonu açıp kulağına götürdü.
"He canım?"

Onur'un gülümsemesi kaybolurken ciddi bir yüz ifadesi takınıp bacaklarını yere indirdi ve doğrulup oturdu.
Yüzü endişeli bir hal alırken kaşlarını çattı.

"Ne!? Neredesiniz şimdi?"

Konuşmayı dinlemeyi denedim ancak ne söylediği asla anlaşılmıyordu.

"Tahliye ne zaman olacakmış?"

Onur gözlerini anlık kapatıp elini başıma götürdü ve alnını ovmaya başladı.
"Tamam orada oluruz, ben haber veririm diğerlerine. Sakin ol sen, tamam mı?"

yeis, tayyip talha sanuçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin