2.3

666 37 8
                                    

Naz'dan...

Eğer geçen seneki Naz'a bir sokak köşesinde oturup yalnızlıktan ağlayacağını söyleseydiniz yüzünüze bakarak kahkaha atardım.
Daha geçen seneye kadar herkesle konuşan Naz, şimdi bir sokak kenarındaki banka oturmuş yoldan geçen insanları seyrediyordu.
Belki de hep böyle olacaktım.
Bir sokak köşesinde oturan yabancı gibiydim hayatımda olan herkese karşı.
Burada böylece oturuyor, insanları seyrediyor, tesadüfen göz göze geldiğim birkaç insan nezaketen gülümsüyor sonra da çıkıp gidiyordu.

Ben hep bir yan karakter olarak kalacaktım mesela. Kimsenin hayatında ne olduğunu sorgulamadığı, nasıl hissettiğini umursamadığı bir karakter olacaktım bu hikayede.

Her zaman o eğlenceli arkadaş olacaktım ben. Sadece gülümseyecek ve sadece bana ihtiyaç duyulduğunda ortaya çıkacak sonrasındaysa yokluğumu kimse sorgulamayacaktı.

Bazen sadece oturup bunları düşünüyordum.
Bade kadar güzel olmayı diliyordum mesela. Bade kadar güzel olsaydım beni de severler miydi?
İsterseniz kıskançlık diyebilirsiniz buna. Doğrusunu söylemek gerekirse bunu inkar da etmezdim.
Mesela Bade'nin hayatı boyunca dış görünüşü hakkında endişeleneceği tek şey 'en güzeli' olmaktı. Bense hep onun gölgesinde kalacak ve asla onun kadar güzelliğe sahip olamayacaktım. Ben, ona her baktığımda onun kadar güzel olmayı dileyecektim.

Ben de üzülecektim, kırılacaktım, kanayacaktı yaralarım. Kimse umursamayacaktı.
Çünkü Naz'dım ben.
Ben her zaman gülümserdim.
Ben de özleyecektim birilerini, üzülecektim, ağlayacak, yıpranacaktım ancak soran olursa da 'dün gece geç uyudum, o yüzden böyleyim' diyecektim.

Şimdi bir bankta oturup tanıdığım insanların tanımadığım insanlara dönüşmesini düşünecektim.
Çevremde olan herkes gitmişti, ben yalnızdım ve bu alışık olduğum bir şey değildi. Aslında bu hep böyleymiş ama insan görmezden geldikçe daha sert bir tokat olarak iniyormuş. Hepsi benden nefret ediyormuş meğerse, ben geç fark etmişim.
Ve en çok can yakan kısmıysa sevdiğiniz herkesin bırakın sizden nefret etmesini size karşı hiçbir duygu beslememesiydi.

Ben bundan ibaret olacaktım. Kimsenin bana ihtiyacı olmadığı zamanlarda bir bankta oturup eğer ölürsem kimin mezarımın başında daha uzun kalacağını düşünecek sonra da kendi kendime gülecektim.
Günün birinde bir yabancı arkadaşlık hakkında soru sorduğunda gülümseyerek geçiştirecektim.

Mesela ben hep bir zaman diliminde sıkışıp kalacaktım. Ben yaşayamasam da zaman akıp gidecekti.

Benim günün sonunda gidebileceğim bir yuvam yoktu.
Hiç olmamıştı, görünüşe bakılırsa olamayacakta.

                                •

şu kurgu işini bırakıcam galiba

yeis, tayyip talha sanuçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin