Gözlerim endişeyle açıldığında gelen mesajı okumak için başını telefona uzatmış olan Naz'a baktım.
İçimde öfke mi yoksa korku mu olduğunu bilmediğim bir duygu belirirken Naz ile göz göze geldik."Ne bu şimdi?"
Başını iki yana sallayıp "Bilmiyorum Naz," diyebildim. Ardından yutkunmayı denedim be boğazımda değişik bir acı hissettim. "Bilmiyorum ama korkuyorum Naz. Her şeyi yoluna koymuşken," durup gözlerimi duvara diktim. "Bu olamaz, olmamalı."
Naz cevap vermeyip yanıma oturduğunda aramızda korkutucu bir sessizlik oluşmuştu.
Birkaç saniyenin ardından kısık bir sesle konuşan Naz'da ne diyeceğini bilmiyor gibiydi.
"Cevap vermeyecek misin?"Kaşlarım çatılırken omuz silktim.
"Ne diyebilirim ki?"
Derin bir nefes alıp telefonu kilitlediğimde "Tamam, neyse ne. Hadi filmi aç," demiştim.
Naz filmi açmak için televizyon kumandasına uzandığı sırada telefonumun ekranı bir kez daha gelen bildirimle aydınlandığında gözlerimi devirmemek için zor duruyordum.Naz'ın bakışları bana çevrilmişken telefonu bir kenara bırakıp sağ elimi devam etmesini istercesine havaya kaldırdım.
Naz başını iki yana sallayıp televizyonu kapattı ve yanıma yaklaşıp üstümden uzanarak telefonu alıp elime tutuşturdu."Ya sen bir şeyler yazarsın ya da ben engellerim bunu."
Telefonun ekranını açıp mesajlara girdiğimde hala bir şeyler yazıyor olduğunu gördüm.
0536***: Pekala, en azından mesaja baktın
0536***: Bu da bir gelişme
0536***: Cevap vermek istemezsen anlarım ama en azından mesajları okuSiz: Ne saçmalıyorsun ya
0536***: Demek cevap verebiliyormuşsun
Siz: Sadece beni rahat bıraksan olmaz mı?
Birkaç saniye boyunca mesaj görüldü olunca derin bir nefes aldım.
0536***: Sadece seninle konuşmayı özledim
0536***: O lanet olası kavgalarımızın bile kıymetini anladım
0536***: İnan banaSiz: Lütfen beni rahat bırak
Telefonu kilitleyip işaret parmağımın tırnağını ağzıma aldığımda ağlamamak için kendimi tutuyordum.
Gözlerimi duvara dikip hiçbir şey söylemediğim de Naz elini omzuma koymuştu destek olmak istercesine.
"İyi misin?"Başımı aşağı yukarı sallayıp "Uyuyalım mı artık?" diye sordum.
* * *
Naz'ın evinden ayrılıp doğruca eve gittiğimde Talha çoktan eve gelmiş kendine kahvaltı hazırlıyordu.
Mutfakta onu seyrederken arada sırada dönüp bana bakıyordu fakat benim gözlerim karşımdaki duvara dalmıştı."Hey, sen uykunu aldığına emin misin?"
Sorusuna başımı aşağı yukarı sallayarak yanıt verdiğimde bana dönüp bakmıştı ve bir yandan da domates doğramakla meşguldu."Neyin var Bade'm?"
Gözlerimi çevirip ona baktığımda hala bana bakıyordu.Sesim ister istemez yükselirken oldukça agresif bir hal takınıp yanıtlamıştım onu.
"Bir şeyim yok işte! Hem önüne baksana sen, elini keseceksin."Bir hışımla ayağa kalkıp mutfaktan çıkarken söylediklerime saniyesinde pişman olmuştum zaten.
Ne yapıyorum ben ya?
Üst kattaki yatak odasına girip duvara yaslanmış raflardaki kitaplarda göz gezdirdim bir süre.
Uzun zamandır kitap okumuyordum. Bir süre okumak için kitap aradım.
Birkaç dakika sonra hiçbirinde karar kılamayıp tekrar alt kata indim ve televizyonun karşısına kurulduğumda kesinlikle vakit geçmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yeis, tayyip talha sanuç
Fanfiction❝ Don't go there 'cause you'll never return ❞ 𝗜𝗡 𝗪𝗛𝗜𝗖𝗛... ( ─── ☄️ ) Talha soldurduğu çiçeklerin tekrar açması için elinden geleni ardına koymayacaktı. 𝐭. 𝐭𝐚𝐥𝐡𝐚 & 𝐟𝐞𝐦! 𝐨𝐜 ©𝐥𝐢𝐛𝐫𝐢𝐞𝐭𝐜𝐚𝐫𝐦𝐢𝐧𝐚 , 𝟮𝟬𝟮𝟯