Evdeki lambaları son kez kontrol edip girişteki kase şeklinde olan anahtarlıktan evin ve arabanın anahtarını alıp cebime attım.
Ayakkabılıktan rastgele beyaz bir ayakkabı alıp kapıdan dışarı çıktım.Ayakkabıları ayağıma geçirirken hava kararmaya başlamıştı bile.
Nihayet arabaya doğru ilerleyip arabanın kapısını açtım.
Emniyet kemerimi takıp arabayı çalıştırdım ve tanıdık sokaklardan bir zamanlar yuvam olan eve sürdüm.Tanıdık sokaklar bana düşmanmışçasına yabancı geliyordu artık. Bu sokaklardan geçmeyeli daha birkaç gün olmasına rağmen lambalarından bazıları patlamış yolun aydınlanması engelliyordu.
Radyoda hafif bir şarkı çalarken ezberimdeki sokak nihayet anılarla dolu bahçeye ulaştırmıştı beni.Arabayı bahçeye park edip birkaç defa derince nefes aldıktan sonra kapıyı açıp arabadan indim.
Kararlı adımlarla eve ilerlerken cebimdeki anahtarı çıkardım.Titreyem elim anahtarı yuvaya sokmayı zorlaştırırken birkaç denemeden sonra istediğimi başarmıştım. Kapıyı açıp ardımdan kapattıktan sonra evin tanıdık kokusu ciğerlerime dolmuştu. Çiçeklerimin kokusu...
Gözlerimdeki yaşların akmasına izin vermeden hızla merdivenlerden çıkıp bir zamanlar 'bize' ait olan yatak odasına girdim.
Gardrobun içinde olan valizi çıkarıp fermuarı açtım.
Dolaptaki giysileri çıkarıp gelişigüzel bir şekilde katlayıp rastgele bir şekilde dizdim.Kıyafetler bittiğinde valiz de dolmuştu. Bir sırt çantası çıkarıp makyaj masasındaki çekmecede duran takıları bir cüzdana koyup ardından çantaya bıraktım.
Ve kitaplarım...
Kitaplıktaki kitapları raftan özenle indirip çantanın içine bıraktım teker teker.Ne kadar süre geçti bilmiyorum fakat dış kapının açılma sesini duyunca duraksadım.
Sırası mıydı şimdi anasını satayım?
Çık git başka zaman gel kardeşim ya.Adam kendi evine gelirken senden mi izin alacak Bade'ciğim?
Evet.
Sıkıntıyla nefes alarak çantayı kapattım ve omzuma aldıktan sonra valizi sürükleyerek odadan çıktım. Teker teker merdivenlerden inerken Talha'yı mutfak kapısının önünde beni izlerken bulmuştum. Valiz oldukça ağırdı ve taşımakta zorlanıyorum diyebilirdim."Yardım ister misin?" Gözlerimi kısıp oma baktım. Kollarını göğsünde kavuşturmuş ve kapıya yaslanmış bir şekilde beni izliyordu.
Tabii ki de hayır, seni gerizekalı bunak herif."Hayır."
Başını aşağı yukarı sallayıp "İyi." dedi. Bu ne şimdi, atarlı ergen triplerine mi girecektik?
Gözlerimi devirip nihayet merdivenlerden kurtulduğumda soluklanmak için duraksadım bir süre.
Ben öylece ayakta dikilirken Talha çoktan ortadan kaybolmuştu. Şükür yani.Valizi alıp kapıya ilerlerken Talha'nın sesi adımalarımı bıçak gibi kesti.
"Hey, sence de bi' şey unutmadın mı?"
Hay ben böyle vaziyetin! Salsana beni kardeşim ya.
Derin bir nefes alıp arkamı döndüm.
Elinde en sevdiğim kupayı sallayarak işaret ediyordu.Valizi orada bırakıp hızla yanına gidip kupayı elinden çekip aldım.
Tekrar dönüp kapıya ilerlediğim sırada mırıltıyla da konuşsa sesini duymuştum."Rica ederim canım ya."
Sakin kalmaya çalışarak tekrar arkamı dönüp kaşlarımı çattım.
"Pardon?"
"Teşekkür ettin ya, rica ederim dedim ben de."
Kaşlarım daha da çatılırken gözlerimi kısıp ona baktım. Hiç bıkmayacaktı.
Dudaklarımı açıp tartışmaya hazırlandığım sırada zilin sesi duyuldu.Başımı hafifçe sağa eğip ona bakarken adımlarını kapıya yöneltmiş bir şekilde üstüme yürüdü.
"İzninle." Diyerek beni hafifçe kenara itti ve gidip kapıyı açtı. Gelenin kim olduğuna bakmak için arkamı döndüğümde ağzımdan büyük bir "Siktir lan oradan." çıktı.
Hande kapıda elinde küçük bir valizle dikilirken ben mal gibi ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.
Yok artık ya, ciddi miydi bunlar, yoksa kamera şakası falan mı?Hande Talha'nın boynuna yapışırken ben hala tabiri caizse öküzün trene baktığı gibi onlara bakıyordum ve sakin kalmaya çalışıyordum.
Hande Talha'nın omzuna başını yaslarken gözlerini kapatmıştı. Birkaç saniye sonra gözlerini açtığında benim gözlerime denk geldi gözleri.
Geri çekilip gözlerini benden ayırmadan konuşmaya başladı."Aşkım ben yanlış bir zaman da mı geldim?"
Aşkım mı?
Iy anasını satayım, ciddi mi bunlar?Talha gülümseyerek bana döndü ve kolunu Hande'nin boynuna doladı.
"Hayır, Bade'de gidiyordu zaten."
Gözleri kısıp iğrendiğimi belli eden bir surat ifadesi takınıp ardından yüzümü buruşturdum.
Birkaç saniye onların bu vıcık vıcık hallerine baktıktan sonra iğrendiğimi belli eden bir ses mırıldandıktan sonra konuşmaya başladım.
"Bu ne ya, lise aşıkları mısınız siz? Yapacık yapmacık sarılmalar falan?"
Talha'nın yüzündeki gülümseme gülümseme solarken bozulduğu her halinden belliydi.
"Bade böyle konuşma. Biz senin için de endişeleniyoruz. Yani Talha'yla hala arkadaş kalabilirsiniz, benim açımdan bir sorun yok." Hande tahammülüm olmayan sesiyle konuşurken cümlesini bitirdiğimde kahkaha atmamak için dudaklarımı birbirine bastırdım.
Ne kadar uğraşsam da sonunda kendimi gülerken bulmuştum. Aslında neden güldüğümü de bilmiyordum. Sinirden veya bu salak saçma tavırlarındandı.
Nihayet gülmeyi bırakırken aval aval bakan Hande'ye döndüm.
"Sağ ol ya, ben almayayım."
Valizimin yanına tekrar ilerlerken durup onlara baktım ve elimdeki kupayı başımın hizasına kaldırıp aşağı bıraktım.
Bir diğeri de Talha'daydı çünkü. Çıkan gürültüye Talha ve Hande eş zamanlı olarak yüzlerini buruşturdu."Çok pardon, elimden kaydı."
Dudaklarımı yapmacık bir hüzünle büzüp Hande'ye baktım.Sonra valizi tutup kapıya ilerlerken Hande'nin yanında durup başımı sağ tarafa çevirip ona baktım.
"Her tarafının bana ait olduğu, benim için döşenmiş, benim anılarımla süslü olan bu evde" Elimle duvarlara asılmış fotoğrafları gösterdim. "yaratacağın yeni anılarla mutluluklar."
Sonrasında da ardıma bile bakmadan çıktım bu evden. Valizi tekrar merdivenlerden indirirken evden gelen kırılan cam seslerini ve bağırışları gülümseyerek dinledim bir süre ve arabaya ilerledim.
Gitme vakti gelmişti.
•
evet ane calistim fizik sinavina
Neyse yesinler birbirlerini amk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yeis, tayyip talha sanuç
Fanfic❝ Don't go there 'cause you'll never return ❞ 𝗜𝗡 𝗪𝗛𝗜𝗖𝗛... ( ─── ☄️ ) Talha soldurduğu çiçeklerin tekrar açması için elinden geleni ardına koymayacaktı. 𝐭. 𝐭𝐚𝐥𝐡𝐚 & 𝐟𝐞𝐦! 𝐨𝐜 ©𝐥𝐢𝐛𝐫𝐢𝐞𝐭𝐜𝐚𝐫𝐦𝐢𝐧𝐚 , 𝟮𝟬𝟮𝟯