1.0

1.3K 64 42
                                    


Siz: Anlamadım?

Hızlıca bir cevap yazıp telefonu cebime koyduktan sonra havaalanının çıkışına ilerledim.

                             * * *

Kalacağım otele gelip odaya çıktığımda derin bir nefes alıp bir süre öylece ayakta dikilip etrafı inceledim.

Sonunda valizimi alıp içeri girdim ve kapıyı kapattıktan sonra gidip koltuklardan birine oturdum dizlerimi kendime çekip kollarımı doladım.
Oturur oturmaz ne kadar yorgun olduğumu fark etmiştim.

Telefonuma bildirim geldiğinde içimden kendi kendime hattımı değiştirmediğim için sövmeye başlamıştım.
Bakmak istemiyordum fakat art arda gelen bildirimlerim ısrarıyla aklımdan geçirdiğim bir takım küfürleri yazan kişiye mesaj atmamak için zor duruyordum.

Arka cebimden telefonu çıkarıp ekrana baktığımda gözlerimi devirmiştim.

Trafo Talha: Ne bileyim
Trafo Talha: En azından bir vedayı hak etmiştik diye düşünüyordum
Trafo Talha: Bu kadar mı düşman kesildin, gideceğini haber vermeyecek kadar?

Siz: Pardon sana hesap vermem mi gerekiyordu?
Siz: Hangi vasıfla yani, kimsin ki sen?

Trafo Talha:

Trafo Talha: Ayrıca böyle diyorsun da numaramı da silmemişsinTrafo Talha: Profil foton duruyo

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Trafo Talha: Ayrıca böyle diyorsun da numaramı da silmemişsin
Trafo Talha: Profil foton duruyo

Gözlerimi devirip rehbere girdim ve numarasını sildim.
Siler silmez gelen bildirime tekrar göz devirdim.

0553****: Askim noldu ya profil foton gittiii

Siz: Ya sen manitanın yanına gitsene aq
Siz: Darlamıyo mu seni ilgi diye

0553***: Evde değil ki
0553***: Hem olsa da bisi demez
0553***: O sen mi de

Yazdığı son mesaja ağzımı açıp hayretle bir kahkaha attıktan sonra sinirden titreyen ellerimle hızla mesaj yazmaya koyuldum.

Siz: Dalga mı geçiyosun amk ya

0553***: Yo konusuyoruz iste

Siz: Ne münasebet?

0553***: Ne demek ne münasebet??

Yok, sakinim.

Siz: Allah aşkına siktir git yoluna

0553***: Bak aliniyorum.

Siz: Lan sen sınavım mısın benim?

0553***: Hande yüzünden mi böyle yapıyosun

Siz: Yol al ya kürkçü dükkanına mı benziyorum ae

0553***: Yalnız beni sen terk ettin
0553***: Bu durumda kürkçü dükkanı ben oluyorum

Siz: Sikseler dönmem dediği eski sevgilisine dönüp bi suratına tükürmediği kalan diğer eski sevgilisine yazan da sensin
Siz: Ben malmışım baya ya, söylesene hangi eski sevgilinin evine asılı üstün?
Siz: Tiksiniyorum senden ya

0553***: Ağır konuşuyorsun

Siz: En azından dürüstüm
Siz: Bana da yazamazsın kafana esti mi

0553***: Olmadı Bade, adam gibi unutamadım işte
0553***: Sen o uçağa binmeden önce biliyordum gideceğini
0553***: Diyemedim gitme diye

Siz: Neden Hande'ylesin o zaman

Bir süre cevap gelmeyince devam ettim yazmaya.

Siz: Boş versene
Siz: Hande'nin beline sarıl elbet unutursun
Siz: Dönemem ki geri kalbine başka biri girmişse

Mesaj görüldü oldu ancak cevap gelmedi.
Telefonu koltuğun üstüne bırakıp odanın banyosuna ilerledim.

Talha'dan...

Cebimdeki elimde tuttuğum anahtarı sıkarken 7. katta duran asansörden inip uzun koridorda ilerledim.
Evin kapısının önüne geldiğimde derin bir nefes alıp anahtarı cebimden çıkarıp kapıyı açtım.

Evin tanıdık şakayık kokusu ciğerlerimi doldururken kapıyı kapatıp ürkek adımlarla oturma odasına ilerledim.

Raflar kitaplarıyla doluydu.
Onları bile almamıştı yanına. Gerçekten uzaklaşmak istiyordu.
Kitapların olduğu rafta baş aşağı çevrilmiş çerçeveyi görmemle kaşlarım çatıldı.
Uzanıp çerçeveyi elime aldığımda Bade ile olan bir fotoğrafımızı olduğunu görmüştüm.

Gözlerimi fotoğrafta alamazken gözlerimin yanmaya başladığını hissettim.
Çok güzel bakıyordu bana. Bense muhtemelen yanımda oturan fakat kadrajda olmayan Cenk'in espirisine kahkaha atıyordum.

Fotoğrafı bırakmadan Bade'nin odasına yürüdüm.
Programlanmış robot misali keskin adımlarla yatağın ucuna oturduğumda gözümden bir damla yaş düşüp çerçeveye damladı.
Burnumu çekip rastgele atıldığı belli olan yastığa uzandığımda Bade'nin ezberimdeki kokusu dolduruyordu bu seferde ciğerlerimi.

Gözyaşlarım yastığa akarken dizlerimi karnıma çekmiş fotoğrafımıza bakıyordum.
Bana 'Hiç bırakmayacağım seni' derdi. Şimdi bakıyorum, nerdesin Bade? Söylediği her söze inanmıştım. Seviyorum demişti, şüphe bile duymadım. Çok sevsen de bırakıp gitmen mi gerekirdi? Oysa çabalamak gerekmez miydi? O hiç çaba göstermeden gitmişti benden alabildiğine uzağa. Yeni yeni fark ediyordum, onunla ilgili kurduğum her hayal bir imkansızdan ibaretti. Onda gördüğüm ümidi başka gözlerde aramıştım fakat benzeri yoktu.

Dışarıdaki rüzgarın uğultusu ve pencereye çarpan damlaların sesi yağmurun habercisiydi. Gecenin kasvetli dakikaları geçmez bilmezken gözlerimi bir an bile olsun fotoğraftan ayırmadım.

Bir yolunu buldum sanmışken fena halde yanılmıştım.

Göz kapaklarım yavaş yavaş kapanırken derin bir uykuya dalıyordum kokusuyla.

                                •

Gece gökyüzünden bir damla yaş düşünce...

yeis, tayyip talha sanuçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin