Elif, okuldan çıkacağı an, aklına o ana dek gelemeyen bir ihtimalin dehşetine düşüyor. Ya Mert kendini bekliyorsa?! Böyle bir şeyin olmaması için adeta evrene yalvarıyor. Ama işini de şansa bırakamaz. kalbindeki kişinin kim olduğuna dair acayip bir merak besleyen Mert elbet onun kim olduğunu öğrenmeye çalışacak. Can ile karşı karşıya gelmeleri ise bir felaket anlamına gelebilir. Henüz ilk yaprağını veren aşkının hoyrat bir elle başlamadan yok edilmesine izin veremez! Aşkını korumalı!
Bu sıkıntılı ruh hali ile okulun bahçesine varıyor. Çıkış yine karmakarışık. Bazı veliler lüks araçlarıyla çocuklarını almak için dizilmiş halde. Elif, belli etmeden o araç kalabalığı içinde malum kişinin olup olmadığını kontrol ediyor. İlk bakışta onu görmemek epey iyi geliyor genç kadına. Bir anlığına yitirdiği huzuru yeniden bulup kendini caddeye atıyor.
O kalabalıktan birkaç metre uzaklaşınca derin bir nefes alıyor çünkü artık seyrelen trafikte eğer geldiyse onu tespit etmek daha kolay olacak. Galiba şansı yardım ediyor diye düşünüyor. Ve ilginçtir ki Mert gibi birinin olayı bu kadar sürdürmesi hiç hesap etmediği bir durum. Zamanla sıkılıp uzaklaşacağından emin. Nasıl olsa çevresinde dikkatini çekip onu oyalayacak pek çok güzel kadın mevcut.
-''Merhabaaaa!''sözcüğü ufak bir nida ile kulağına çalınınca Elif, başını yerden kaldırıyor. Bu hali de normal değil. Sanki başı öne eğik yürüdüğünde kendini kamufle edecek. Bazı sıkıntılı anların tutarsız tepkilerinden biri bu aslında. Elif, sesle irkilip başını kaldırıyor ve Sinan ile göz göze geliyor. İlk karşılığı sadece susmak oluyor ona.
Sinan yine aynı şablonun içinde. Saçları annelerin ilkokul yıllarında oğullarının saçlarını yaptığı gibi. Yana ayrılmış ve özenle yapıştırılmış. Hatta kalıp gibi duruyor, bu haliyle garip bir peruğu andırmıyor da değil. Kaliteli takım elbisesinin içinde, gömleği son düğmesine dek kapalı, kravatı sıkı sıkı bağlı. Sinan bu haliyle otuz, kırk yıl öncesinin kalem efendilerini anımsatıyor genç kadına. Kuralcı, titiz, işgüzar ve pimpirikli. Kısacası tarihi çoktan geçmiş bir halde.
-''Biliyorum böyle pat diye karşına çıkmam biraz garip oldu ama ben seni bir daha görmek istedim. Değişik değil mi?!!
Elif, ilk şaşkınlığından kurtuluyor ve biraz alaycı bir tondan ona soruyor:
-''Annenizin buraya geldiğinizden haberi var mı?''
Sinan, biraz köşeye sıkıştırılmış gibi rahatsız konuşuyor:
-''Yani ama her şeyi bilmesine gerek yok bence.''
Genç adam, özgürlüğünü ilan etmek isteğinde kendince büyük bir adım atmıştı ama bu annesini bertaraf etmeye asla yeterli değil. Elif bunun farkında. Eğer biraz deneyimi varsa annesinin bu cüret karşısında elinden gelen her şeyi yapacağına emin ve zaten asla böyle bir karmaşada kalmayı kabul edemez.
-''Anlıyorum sizi. Ama öğrenince sizin için hiç iyi olmaz. Bildiğim kadarıyla en son onu gördüğümde kendinin hakarete uğradığını düşünüp koparıp atmıştı her şeyi. Aha ha ha şimdi sizin böyle yaptığınızı duyarsa vay halinize!''
Sinan, Elif'in söylediklerini gayet iyi anlıyor ama yine de erkekliğine b.. sürdürmek istemiyor:
-''O kadar da değil canım! Yetişkin bir erkeğim, işim de var! Kendi irademle karar verebilirim!''
Elif, hala onun karşısında alaycı bir gülümseyişle duruyor.
-''İnşaallah!'' derken ona hiç inanmadığını gayet net belli ediyor. Hem zaten Sinan ile aşk babında bir araya gelebilmeleri de imkansız. Kalbinin verdiği adam kendi gibi tuttuğunu koparmalı ve daima kendi olmalı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRILMA NOKTASI AŞK (Tamamlandı)
ChickLitElif, genç bir öğretmendir ve çok şey yaşadığını düşünmektedir ama zaman ve gelişen olaylar, aslında yaşam deneyiminin ne kadar yetersiz olduğunu ona öğretecektir. Yaşamak, bazen dişle tırnakla direnmektir dünya denen yere.