Elif gözünü açtığında bir an aklını toparlayamıyor. Eli otomatikman yatağının yanındaki ufak sehpanın üzerindeki telefonuna uzanıyor. Saatin on olduğunu görünce dehşetle yerinden fırlıyor. İlk defa okula geç kalmıştı. Hızla banyoya gidip yüzünü yıkarken annesinin neden kendini uyarmadığını düşünüyor ve bunu aklı almıyor, biraz da öfkeleniyor. Tam kurulanmamış yüzüyle banyodan çıkarken annesinin sesini duyuyor:
-" Elif kahvaltı hazır! Daha uyuyacak mısın?!"
Elif üzerindeki gerginlikle mutfağa girerken söyleniyor:
-"-Geç kaldım geç, ne kahvaltısı!"
Annesi şaşkın şaşkın ona bakıp soruyor:
-"Nereye geç kaldın?"
-"İşe tabii!"
-" E cumartesi ya bugün!"
Elif, dağınık saçlarını elleriyle arkaya doğru toplayıp mutfak masasının sandalyesine çöküyor adeta ve bu hâline şaşırıyor. Yaşananlar akıl bırakmamıştı ki genç kadında! Annesi halden anlar halinde ona bakıp konuşuyor:
-"Olur öyle arada, haydi kahvaltı yapalım!"
-"Yapalım anne! Sonra duşa gireyim!"
Elif kahvaltı masasına bakınca annesinin gerçekten döktürdüğünü görüyor. Her şey var, o çok sevdiği hamur kızartmasından bile yapılmış. Sabahki dağınık haliyle fark edemediği o güzel kızartma kokusu şimdi burnuna en güzel haliyle doluyor. Çabucak üzerindeki endişeyi atıyor ve hafta sonunun tatlı atmosferine geçiş yapıyor. Annesi çaylarını getirdiğinde Elif çoktan hamurundan bir iki lokma almıştı bile. Ağzında çiğnediği lezzetin tadında:
-"Offfff harika olmuş anne, ellerine sağlık!"
-"-Afiyet olsun yavruma, ye, ye de biraz et tutsun vücudun!"
Elif keyifle yemesine devam ederken kapı zilini duyuyor, annesinin kalkmasına fırsat vermeden yerinden fırlıyor:
-"-Ben bakarım!"
Annesinin bir şey demesine vakit kalmıyor. Elif kapıyı açtığında karşısında en sinsi gülümsemesiyle Gülten'i buluyor, bir an enerjisi düşüyor ama ona açık vermemeye çalışıyor. Gülten gayet pişkin konuşuyor:
-"Günaydın şekerim! Annem nefis bir börek yaptı, size de getirdim!"
Gültenin asıl derdini çok iyi anlayan Elif, bir şey anlamamış gibi davranmaya karar veriyor:
-"Günaydın! Teşekkür ederim, annenin ellerine sağlık!"
Elif kızın elindeki tabağı almak için uzandığında Gülten, kendini biraz geri çekip imalı bir soruya geçiyor:
-"Kız beni içeri davet etmeyecek misin?!"
-"Haaaa geç buyur!" karşılığında Elif onun yaşananları veya yaşanabilecekleri öğrenmek için gönderilmiş bir öncü birlik olduğunun farkında. Az sonra kesinlikle annesi de damlar diye düşünüyor. Fakat gerilip sinirli görünürse üzerine daha çok geleceklerdi kesin. Ve bu yüzden salağa yatmaya karar veriyor genç kadın. Gülten elindeki tabakla hemen mutfak masasının baş köşesinde yerini alıyor.
-"Hoş geldin kızım!" sözlerinde yaşlı kadın da durumun farkında. Gülten'e çay vermek için yerinden kalkarken Elif'e, ne yapalım idare edeceğiz artık tarzında bakıyor. Gülten öylesine rahat ki hemen hep zirvede olan iştahıyla masada ne varsa yemeye başlıyor. Elif kaybettiği yeme isteği ile bir süre onu seyrediyor. Sanki kendi evinde gibi hadsiz. Evet misafir ama misafirliğin de bir adabı vardır. Annesi çay bardağını getirip kızın önüne koyuyor. O kısa sürede Gülten kızartmaların neredeyse yarıya yakınını halletmişti. Elif hayretle onun her parçayı tek lokmada yutuşuna bakarken kapının zili yeniden duyuluyor. Kadro tamamlandı diye düşünerek kapıyı açmaya gidiyor. Karşısında tam da beklediği gibi Nesrin Hanım teyze duruyor. Yüzünde yalandan bir merak maskesi ile konuşuyor yaşlı kadın:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRILMA NOKTASI AŞK (Tamamlandı)
Chick-LitElif, genç bir öğretmendir ve çok şey yaşadığını düşünmektedir ama zaman ve gelişen olaylar, aslında yaşam deneyiminin ne kadar yetersiz olduğunu ona öğretecektir. Yaşamak, bazen dişle tırnakla direnmektir dünya denen yere.