Beko, tam giriş kapısına geldiğinde birden duruyor, sanki genel durumu kontrol ediyor. Can, hala durumun aciliyetini pek idrak idrak etmiş değil çünkü. Bir an önce Elif'e ulaşmaları lazım. Gülten ile çok endişeleniyorlar bu hale. Can bu konuda istekli olsa da yeterince hızlı görünmüyor. Tam da bu yüzde ona bugün Gülten'in taktiğini uygulayacak. Bu, biraz zalimce ama uygulanması gereken bir yöntem. Evde aldığı aklın etkisiyle derin bir nefes çekiyor ve artık hazırım diye düşünüyor. Can umduğu gibi yine ufak masanı başında dertli dertli sigarasını tüttürüyor. Buna da canı sıkılıyor. Hem yaptığından pişman hem de böylesine rahat ve yavaş.
-''Günaydınnn dostum!''
Can:
-''Sana da günaydın ama gün aymıyor bugünlerde bana.''
Beko:
-''Aaaaa! Neden acaba?!''
Can bir an ona ters ters bakıyor ve konuşuyor onunla:
-''Sen benimle dalga mı geçiyorsun?!''
-''Evet, çok yavaşsın çokkkk! Ben senin yerinde olsan şimdi Gülten'i bulmak için en az birkaç dağı delmiştim!''
Can:
-'' Hala alay ediyorsun benimle ve beni suçluyorsun!''
-''Aynen öyle! Kızı bulmamız lazım ama senin yaptığın tek şey böyle oturup sigara içmek! Kalk, ara, sor, soruştur!''
Can:
-''Kime sorayım? Acaba müdürlüğe sorsak öğrenir miyiz?''
Beko:
-''Gülten onu çoktan yaptı ama bilgi vermiyorlar.''
Can:
-''Saçma! Neden ki?!''
-''Bence saçma değil, ya arayanın kötü bir niyeti varsa!''
Can:
-''Doğru, ben işin o yanını hiç düşünmedim.'' dedikten sonra biten sigarasının izmaritini kül tablasında bırakıyor, hemen bir yenisini yakıyor. Beko ise aynı taktiğin etkisinde ona bakıyor önce ve başlıyor sözlerine:
-''Umarım kızın aklına başka biri girmemiştir.''
Beko bu sözleri öylesine söylemiş gibi uzaklara bakıyor önce, ardından arkadaşının tepkisini ölçmek için ona bakıyor. Can'ın yüzü bir anda sapsarı oluyor ve dehşet içinde soruyor ona:
-''Aaa olur mu öyle şey?!''
Beko gayet acımasız ona yanıt veriyor:
-''Neden olmasın?! Genç ve güzel bir kadın, ayrıca senin tarafından haksızlığa uğradı. Vallahi ben onun yerinde olsam kendime yeni birini bulurdum.''
Can iyice geriliyor:
-''Bekooooo!''
-''Neeeee?! Gerçekleri söylüyorum ben sana. Aslında senin yüzüne bile bakmamak lazım.''
Can:
-''Oha öldür bir de beni üzerine! Bana haksızlık etmiyor musun?!''
-''Hayır! İnsan kızın konuşmasına bir kere izin verirdi. Kendimi onun yerine koyuyorum da kim bilir nasıl kalbi kırılmıştır. Senden nefret ederdim ben hatta.''
Can bu kez korkuyla soruyor:
-''Hadi yaa! Sence benden nefret etmiş midir?!''
Beko, yüzünde sinsi bir ifade ile onu cevaplıyor:
-''Olabilir. Kız çok acı çekti çünkü.''
Can:
-''Eyvah! Onu bulup ona onu ne kadar sevdiğimi söylemem lazım!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRILMA NOKTASI AŞK (Tamamlandı)
ChickLitElif, genç bir öğretmendir ve çok şey yaşadığını düşünmektedir ama zaman ve gelişen olaylar, aslında yaşam deneyiminin ne kadar yetersiz olduğunu ona öğretecektir. Yaşamak, bazen dişle tırnakla direnmektir dünya denen yere.