Genç kadın, sessize aldığı telefonunun ısrarla aranan ekranına bakıyor dalgın dalgın. Beklediği arama bu değil. Bazı durumları gurur meselesi yapmış insanların eğlencesi olamaz. Bu kararında olduğu yerde hareketsiz aramanın bitmesini bekliyor. Sessiz bir savaşın içinde rakibini duyarsızlığı ile yok etmeye uğraşıyor. Fakat bir zaman sonra sıkılıyor çünkü karşısındaki hırs yapmış halde vazgeçmiyor.
Elif, telefonunu sıkıntıyla yere bırakıyor, Tatlış'a sokuluyor, onun yumuşacık tüylerine yüzünü sürüyor. Ona dokunduğu an başlayan mırıldanma sesini duyuyor. Bu tepki içindeki huzursuzluğa iyi geliyor. Acaba Can Sinan ile ne yaptı, neler konuştu? İşin komik yanı, Sinan'ın sabit fikirli halini de garip buluyor. Şahsen kendisini biri istemezse, kendi hiç istemez! Murat olayında bile ne kadar üzülse de asla yapışkan bir tutum göstermemişti. Çünkü bir şey bitmişse zorlamanın bir anlamı yok. Aşk da böyle bir şey, kendine has bir tılsımı var ve o tılsım kaybolursa ne yapsanız da bir daha eskisi gibi olmuyor. Yaşamın gerçeklerinden biri bu ve kabul etmeli, yoksa daha çok can sıkmaya devam ediyor.
Can'ın aramasını bekliyor ama bir süre daha aramazsa kendi arayacak onu. Ofluyor yattığı yerde ve hayatın çok sıkıcı olduğunu düşünüyor. Aslında bizim isteğimize göre ilerlese güzel ama öyle olmuyor işte. Mesela bugün klinikte otururken Sinan'ın kendini orada görebileceği aklının ucundan bile geçmemişti. Birden karşısında bitivermişti adam. Ya sonrası Canın hislerinin doğru çıkması! Umarım onu fazla hırpalamamıştır diye umut ediyor. Böyle giderse Sinen şamar oğlanına dönecek. Gelen vuruyor, giden vuruyor. Elif bozulan sinirlerinin etkisinde gülmeye başlıyor, en ilginci de Sinan yaşadıklarından hiç ders almıyor.
Elif sıkıntıyla diğer yanına dönüyor önce, sonra yüz üstü yatıyor ki telefonun ekranı bir daha aydınlanıyor. Bu kez yüzü parlıyor çünkü arayan Can. Hemen yanıt veriyor aramaya:
-"Selammmm!"
Elifin sesi neşeli ama Can'ı umduğu gibi bulamıyor.
Can:
-" Selam." sözcüğünde oldukça durgun ve ciddi. Elif onun bu gereksiz halini dağıtmak istiyor:
-" Sana söyledim, onunla aramda bir şey yaşanmadı. Neden bu kadar onu ciddiye aldığını anlamıyorum."
-Orası öyle de adam sinirlerimi bozdu. Adama niyetim ciddi diyorum o hâlâ seninle evleneceğini söylüyor, ölür müsün öldürür müsün?!"
-" Aha ha ha bırak şunu, sinirini bozduğuna değmez!"
-"Erkekler senin düşündüğün gibi bakmaz olaya. Ben seni seviyorsam seni her şekilde herkesten kıskanırım, doğanın kuralı bu. "
-"Yapma lütfen, sen cahil biri değilsin ki!"
Can:
-Bunun eğitimle ilgisi yok, yaratılış meselesi."
Elif ne dese de onun düşüncesini değiştiremeyeceği anlayınca konuyu değiştirmek istiyor, tam bunu yapmak üzereyken Can ondan önce davranıy8r ve genç kadına ilginç bir soru yöneltiyor:
-" Biz oradan ayrılırken seninle konuşan o adam kimdi?"
Elif sırtının ürettiğini hissediyor ve acele bir cevap veriyor ona:
-"Önemli değil, bir veli işte."
-İlginç, bana pek öyle görünmedi."
Elif üste çıkmak zorunda ve burada sesini yükseltiyor:
-" Ne yani yanımda her gördüğüne böyle şüpheyle mı yaklaşacaksın! Sana inanamıyorum!"
Can biraz sınırı aştığını düşünüyor konuşurken:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRILMA NOKTASI AŞK (Tamamlandı)
Literatura FemininaElif, genç bir öğretmendir ve çok şey yaşadığını düşünmektedir ama zaman ve gelişen olaylar, aslında yaşam deneyiminin ne kadar yetersiz olduğunu ona öğretecektir. Yaşamak, bazen dişle tırnakla direnmektir dünya denen yere.