Elif'in annesi de beklemedikleri bu misafirler konusunda şaşkın kaldıktan hemen sonra kontrolü ele almaya karar vermişti. Açık açık bilmese de bu gelişin oldukça manidar bir anlamı olmalı ve bu farkındalık ile konuşuyor:
-''Hoş geldiniz kızlarrr! Yalnız mı geldiniz buraya?''
Sondaki soru, aklındaki olasılığın yoklayıcısı. Gülten yine çok bilmiş haliyle atılıyor:
-''Hayır teyzeciğim, eşim ve Aslı'nın ağabeyi ile geldik.''
-''Yaaaa! Onlar neden gelmedi pekiyi?!''
Gülten:
-''Biz önden geldik, malum daha sabah, uygun musunuz bilemedik de.''
-''Uygunuz uygunuz kızım, çağır kocanı ve o ağabeyi de gelsinler.''
Aslı:
-''Ben hemen gidip haber veririmmm!'' dedikten hemen sonra koşarak ayrılıyor yanlarından. Elif'in annesi annesi onları içeri davet etse de Gülten bahçeyi tercih ediyor:
-''Bahçede otursak olmaz mı?! Bayıldım buraya!''
-''Tabii kızım, nasıl istersen. Elif sen de git de bize kahve yap güzel kızım!''
Elif:
-''Yapayım anne.'' deyip mutfağa yönelse de aklı annesinde kalıyor. Nedeni yine aynı, annesini tanıyor ve onun neler yapabileceğini biliyor. Ya Can geldiğinde ona aksi bir halde davranırsa! Yaaa yine olmak üzereyken vuslat bozulacak! Anneee yaaaa, anne yaaa diye söyleniyor içinden ve mutfak penceresini ardına dek açıyor. Amaç bazen imkansız olsa da gidişata müdahale edebilmek. Bir gözü dışarıda cezveyi ve fincanları tezgahın üzerine alıyor, dolaptan kahve ve şeker kavanozunu çıkarıyor ama kalbi yine göğüs kafesine sığmıyor. Can burada, Can yanında! Oldukça heyecan yapsa da daha önceden kendine verdiği sözü anımsıyor Elif.
Kendisine haksız yere kesilen faturanın bir kısmını da Can ödemeli. Azıcık daha canı yanmalı ki bir daha aşkından kolay kolay vazgeçemesin. Nefesi kesilir gibi olsa da bu aklından hiç çıkmıyor. Ve Gülten'in sesi yeniden yükseliyor:
-''Beko aşkım gel hayatım.''
-''Hoş geldin oğlum geç buyur sen de şöyle!'' diyen yaşlı kadın aslında kızına bir mesaj veriyor gibi çünkü sesi oldukça değişik bir tonda dalgalanıyor. Elif, tüm algıları açık olduğundan hemen dikkat kesiliyor bahçeye ve kendini belli etmeden dışarıya bakmaya uğraşıyor. Meraklı ama Can ile de birden göz göze gelmemeli. Sonuçta bu kez kendini ağırdan satacak ona. Öyle kararlı ki alttan almamaya! Tamam kendi hataları var ama kimsenin günah keçisi de olmamalı! Hayret, gizlenerek baktığında bahçeye Can'ı göremiyor. Acaba diğer yanda mı? Bunu anlamak için annesini dinliyor sabırsızlıkla.
Beko:
-''Hoş bulduk teyzeciğim. Nasılsınız?!''
-''Nasıl olalım oğlum? İyi diyelim de iyi olsun! Burası dağ başı gibi bir yer. Bir şey olsa iki saatlik merkeze gitmek zorundayız.''
Beko:
-''Çok ilginç ya, burası turistik yer ama neden böyle kalmış ki?!''
-''Öyle diyorlar ama gerçek şu gördüğünüz, sit alanı mı it alanı mı neymiş burası, yeni bir şey inşa edilmesine izin yok.''
Gülten hınzırca söze karışıyor:
-''Teyzem bizim oraları özlemiş gibisiniz!''
-''Özlemek ne demek burnumda tütüyor! Eeee siz nasılsınız daha daha, evlilik nasıl gidiyor?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRILMA NOKTASI AŞK (Tamamlandı)
Literatura FemininaElif, genç bir öğretmendir ve çok şey yaşadığını düşünmektedir ama zaman ve gelişen olaylar, aslında yaşam deneyiminin ne kadar yetersiz olduğunu ona öğretecektir. Yaşamak, bazen dişle tırnakla direnmektir dünya denen yere.