'25'

4.8K 428 206
                                    


...

Felix ağzını kapatan ve kendisini sımsıkı saran ellerden kurtulmak için çırpınırken ellerin sahibinin sesini işitmişti.

"Nereye kaçacağını sanıyorsun küçüğüm?"

"Bırak lan beni aşağılık herif!"

"Hayır~. Şimdi evimize gitmeliyiz güzelim."

Felix çırpınmaya devam ederken Sam önce Felix'in elindeki silahı sonra ise onu kucağına almış ve arabaya doğru ilerlemişti. Ön koltuğa oturtup Felix'in kemerini takmış ve cebinden kelepçe çıkartıp bir ucunu bileğine, diğer ucunu da kapının tutma yerine takmıştı.

Kelepçeyi sıkabildiği kadar sıkmış ve kapıyı kapatıp sürücü koltuğuna geçmişti. Arabayı kilitlemiş ve çalıştırıp sürmeye devam etmişti.

Felix kelepçeyi zorlarken Sam konuşmaya başlamıştı.

"Daha fazla zorlama bileğini keseceksin."

Felix Sam'i dinlemeyip biraz daha zorlamıştı kelepçeyi. En sonunda yorulup bırakmıştı. Bileğine baktığında kanamaya başladığını ve kıpkırmızı olmuş tenini görmüştü.

Sam yola bakarken göz ucuyla Felix'e bakmış ve bileğinin kesildiğini görmüştü.

"Demiştim sana bileğini keseceksin diye. Hiç büyük sözü dinlemez misin sen?"

"Karşımdaki büyük şerefsiz olunca."

Felix sessizce söylemesine rağmen Sam duymuştu. Sam başını iki yana sallayıp direksiyon tutmayan eli ile cebinden bir mendil çıkarmış ve gözleri yolda iken mendili Felix'e uzatmıştı.

Felix önce mendile sonra Sam'e bakmış ve mendili almıştı, çünkü kesilen yer fazlasıyla kanıyordu. Ve o kana uzun süre bakamazdı.

__

"Soyeon, sana tek bir şey soracağım ve tek ve doğru bir cevap istiyorum."

"Tabi söyle"

"Ona mı çalışıyorsun?"

"Ne? Ne demek istiyorsun?"

"Diyorum ki Sam'e mi çalışıyorsun?"

"Oh hayır! Ona çalışmıyorum ben her zaman senin yanındayım."

"Doğru cevap istiyorum dedim."

"Yanlış değil. Gerçekten."

"O evi nasıl buldun o zaman!"

Hyunjin bağırarak bir hışımla ayağa kalkmış ve alev saçan gözlerini Soyeon'a dikmişti.

"Hyunjin... Dedim ya geçerken gördüm diye! Ama..."

"Ama ne Soyeon?!"

"Ama...Ahh siktir!!"

Soyeon hızla ayağa kalkıp hızlı adımlarla kapıya ulaşmış ve kendini dışarı atmıştı. Telefonunu çıkarıp Minho'yu aramıştı.

"Alo?"

"Sorguya çekildim!"

Demişti arabasına binerken.

"Ne? Kim?"

"Hyunjin."

Minho kısa bir kahkaha atmış ve gülerken de konuşmaya başlamıştı.

"Ne dedi?"

"Gülme! Sam'e mi çalışıyorsun dedi, göt gibi kaldım amına koyayım."

Minho dayanamamış ve daha büyük bir kahkaha atmıştı.

"Siktir git ya!"

Soyeon sinirlenip telefonu kapatmıştı. Tekrar aramlar kısmına girip Sam'i bulmuş ve aramıştı.

"Ne var Soyeon?"

"Kibar ol be densiz! Nerdesiniz evde yoktunuz?"

"N'oldu yine bu çocuğu kurtarmaya mı geleceksin?"

"İyi ki bir kere kurtarmaya çalıştık amına koyayım! Söyle nerdesiniz, önemli!"

"Hyosan sınırlarındaki ormana gidiyoruz yaklaşık 9 kilometre kaldı."

"Çok mu düşündün orayı."

"Hayır aklıma ilk gelen yer orası oldu."

"Ahh tamam geliyorum"

Soyeon telefonu kapatmış ve vites kolunun yanına koymuştu. Arabayı çalıştırıp sürmeye başlamıştı.

_

Sam arabayı park etmiş ve durdurmuştu. Kemerini çıkartıp Felix'e baktığında uyuduğunu görmüştü. Hafifçe gülüp kafasını sağa sola sallamış ve arabadan inmişti. Felix'in tarafına gelmiş ve kapısını açmıştı.

Felix'in de kemerini çıkartıp kucağına almıştı.

Kapıdaki korumalardan biri kapıyı sonuna kadar açmış ve Sam de kucağındaki küçük ile içeri girmişti.

Üst kata çıkıp bir odaya girmişti. Felix'i yatağa bırakmış ve üstünü örtüp odadan çıkmıştı. Aşağıya inmiş ve mutfağa doğru adımlamıştı.

Tezgahın üst köşesindeki dolaptan bir viski ile bir bardak çıkarmış ve viskiyi bardağa koyup kapağını kapatmadan bardağı almış ve salona geçmişti.

Kendisini koltuğa atmış ve bardaktaki viskiden bir yudum almış ve yutunca kafasını geriye atıp gözlerini kapatmıştı.

Merdivenlerden gelen adım sesleri ile gözlerini açıp tersten merdivenlere bakmıştı. Gözlerini ovuşturarak gelen Felix'e karşın belli belirsiz gülümsemişti.

Gözlerini yeniden kapatmıştı. Felix merdivenlerden inmeyi bitirdiğinde etrafına kısık gözlerle bakmış ve koltukta oturan Sam'i görmüştü.

Arkasını dönmüş ve merdivenlere doğru bir adım attığında işittiği ses ile yerinde durmuştu.

"Buraya gel"

Demişti Sam gözleri kapalı iken. Felix Sam'i dinlemeyip birinci basamağa adım atmıştı.

"İkiletilmekten nefret ederim demiştim diye hatırlıyorum."

Felix derince yutkunmuş ve çıktığı basamağı inerek Sam'e doğru yürümüştü. Sam'in karşısında durduğunda, Sam eli ile bacağını pat patlamıştı.

Felix gözlerini sıkıca kapatıp açmış ve Sam'in dizinin ucuna oturmuştu. Sam tek eli ile Felix'i belinden tutup kucağına doğru çekmişti.

Çalan telefon ile Sam gözlerini açıp kafasını kaldırmış ve yanından telefonunu alıp arayan kişiye bakmıştı.

...












suprise btch

143 ficini bittirdim..

neyse

kendinize çok iyi bakın yoksa bu yazar sizi ham yapar

oylamayi ve yorumlamayi unutmayin

gorusuruz opuldunuz muahhh<33

Did you miss your Daddy? | Hyunlix Daddykink ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin