Hyunjin hastaneden kaçmanın verdiği keyifle sokakları dolaşıyordu. Üzerindeki -onun için- dehşet olan kıyafetleri biran evvel yakıp kül etmek istiyordu.
Gece olduğu için sessiz olan, sokak lambalarının aydınlatmasından ibaret olan caddeleri yüzündeki geniş gülümsemesiyle geziyordu.
Zaten fazla kişi yoktu kasabada.
Kafasının içinde dönen şarkıyla başını hareket ettirirken gözleri elbise mağazası arıyordu.
Sonunda bakış açısına, terk edildiği kırık tabelasından ve boyası dökülmüş duvarlarından net bir şekilde belli olan mağaza girdiğinde heyecanlanarak oraya yöneldi. Kilit ile korunduğunu görünce dudaklarını sarkıttı.
Yere eğilip kilidi eline aldı. Biraz inceledikten sonra etrafa bakındı. Çöpün yanında olduğu için etrafa saçılmış olan birkaç tahta çarptı gözüne.
Lanet insanlar, konteyner olduğu halde, anlamadan gıtmış gibi davranarak etrafa çöp atıyordu.
Hyunjin buna sinirlenmişti. O çöpleri, atan kişilere bir bir sokmak istedi. Ancak şuanda daha farklı işleri vardı.
Kalın ama sıska bir sopayı eline alıp kilidin üzerine tuttu. Doğru yeri bulduğundan emin olduğunda sert bir biçimde tahtayı, kilide geçirdi. İlk denemede açılmamıştı. Her ne kadar paslanmış olsa da sağlamlığı vardı. Birkaç kez daha denedikten sonra kilit kırıldı.
Demir korkuluğu yukarı kaldırdı. Tahta, camdan oluşan bir kilitli kapı daha çıkmıştı karşısına.
"Hadi ama!" Mızmız bir tını da söylenerek bu sefer tahtayı cama geçirdi. Kırılan camdan dikkat ederek elini geçirdi ve kapı kolunu aşağı indirdi.
Kapıyı tamamen açtı. Yere saçılan cam kırıklarına basmamaya özen göstererek, beyaz renkte olan hastane terlikleriyle içeri girdi. Demir askılıkların ve rafların çoğu boştu. Büyük bir ihtimalle dükkan sahibi çok satılan mallarını yanında götürdü diye düşündü.
"Sence burada güzel birşey bulabilir miyiz Jinnie?" Sesini tatlı bir tona sokup başını yana çevirerek arkadaşına sormuştu.
Ancak ondan başka kimse yoktu.
"Pek güzel birşey yok gibi Hyunnie."
Hyunjin'in gördüğü, kendi kafasında oluşturduğu arkadaşının cevabı kıkırdamasını sağlamıştı. Hayali arkadaşı 1.50 boylarında tatlı, pembe saçları ve diş telleri olan bir kızdı. Hyunjin'in hastalığı ne zaman başladıysa, arkadaşı da o zaman ortaya çıkıvermişti.
Bu durum bazı insanlar için ürkütücü gelse de, Hyunjin halinden fazlasıyla memnundu.
"Bende öyle düşünmüştüm."
Hyunjin var olan kıyafetlere bakarak 'idare eder' birşeyler arıyordu. Fazla dar olmayan, küçük bir esnaf mağazası olan bu yerde pek çeşit yoktu. Zaten yarıdan çoğu da yoktu.
Erkek ve kadın ayırt etmeden bakıyordu askılıklara. Onun için, bir kumaş parçasının erkek ve kadın olarak ayrılması saçmaydı. Bir kalıp içerisinde değerlendirilmemeliydi. Sınır koymak yerine, herkes istediğini rahatlıkla giymeliydi.
Lakin bilirsiniz... Bir kadının, erkeği sevmesi gayet normal iken, bir kadının hem cinsinden birisini sevmesi lanet olarak, iğrenç olarak görülen insan topluluğunda bu imkansız gibi birşeydi.
Ki bu da ayrı saçmalıktı onun için. Sonuçta duygularımıza sahip çıkamazdık. Siz aşık olacağınız kişiyi, dolabınızdan elbise seçer gibi mi seçip aşık oluyorsunuz yoksa?
Dikkatini çeken, beyaz ve siyah renklerinden oluşan leopar desenli ceketi eline aldı. Göğüs hizasında büktüğü koluna astı. Hemen arkasındaki askılıkta asılı olan pullu siyah tişörtü de koluna astı. Çarprazında bulunan kabine girdi.
Kabinin içinde olan boy aynasının karşısına geçti ve koluna asılı olan kıyafetleri üzerine tutarak nasıl göründüğüne baktı.
Pek hoşuna gitmese de şimdilik idare etmeliydi. Üzerindekileri çıkartıp yaralar ve morluklar ile süslenmiş olan vücuduna geçirdi koluna astıklarını.
Çıplak kalan bacaklarına baktı. Dudaklarını büzerek ellerini, bacaklarında gezdirdi.
Arkasını dönerek ayakkabı kutularının olduğu tarafa ilerledi. Yere düşmüş olan,krem ve siyah renklerden ibaret olan leopar desenli eteği eline alarak tekrar aynanın karşısına geçti.
Ceketi ile uyumlu olacağını düşünerek altına geçirdi eteği. Dizlerinin birkaç parmak üzerinde kalan eteğin uçlarını tuttu.
"Nasıl oldu?" Kendi etrafında dönerek eteğinin havalanmasına izin verdi. Polar olan bu etek onun hoşuna gitmişti.
"Her zaman ki gibi, harika oldun Hyunnie!"
Hyunjin geniş bir gülümsemeyle ellerini birbirine çarptı. Ceketinin uçlarını tutarak kollarını, vücuduna sarmaladı.
"Saçların pek güzel durmuyor ama." Küçük bir baş sallaması ile onayladı arkadaşını.
Kıyafetlerini hallettikten sonra direk olarak bakıma girmeli idi. Buralarda bir kuaför dükkanı bulacağından emindi.
Her ne kadar, hastanede onlarla özel olarak ilgilenip bakımlarını yapsalar da, Hyunjin'in kendi yaptığı bakımlar gibi olmuyordu. Hele ki şuan saçları korkunçtu ona göre.
Yıpranmış ve boyası akmış olan saçlarını eliyle karıştırdı. Raflardan, beğendiği birkaç kıyafeti daha aldı. Ayakkabı kutularının bulunduğu kısma doğru adımlarını attı. Ayak numarasına göre olan ayakkabıyı alarak tozlu zemine oturdu.
Bağıcıklı olması onun siniri bozmamış değildi doğrusu. Oldu olası sevememişti bağıcıklı ayakkabıları. Onun tercihi cırt cırtlı ayakkabılardı. Fakat başka seçeneği olmadığı için itiraz edemiyordu bu duruma.
Siyah ve beyaz renkte şeritleri olan spor ayakkabılar tam olmuştu ayağına. Ayağa kalkarak, yerinde birkaç kez zıpladı. Gayet rahattı.
Yeni aldığı kıyafetleri yanına alarak mağazadan çıkmak için kapıya yönelmişti ki, adım sesleri duydu. Kapıyı açmak için kırdığı camın üzerinde yürüyor olmalıydı gelen kişi.
Bu onu paniğe sürüklemişti.
Hızlı adımlarla çıktığı kabine tekrar girdi ve kapıyı hafif aralık bırakacak şekilde kapattı. Ses çıkarmamaya son derece dikkat ediyordu.
Nefesini ne ara tutmaya başladığını kendiside bilmiyordu.
Birkaç dakika kapının arkasında bekledikten sonra seslerin kesilmesiyle gitmiş olacağını düşündü. Başını kapı aralığından uzattı.
Ancak bu kötü bir fikirdi.
Daha ne olduğunu anlamadan boğazına sarılan elle, kendini aynaya yaslı bulmuştu. Eli refleksle boğazına sarılı olan ellere gitmişti.
Boğazındaki sıkı tutuş yüzünden kapalı olan gözlerini açmayı akıl ettiğinde, karşısındaki kişiyi görmesiyle atan kalbi kan pompalamayı bırakmıştı sanki.
Karşısındaki kişide bir o kadar şaşkınlıkla bakıyordu Hyunjin'e. Sonrasında Hyunjin'in ağzından fısıltı halinde bir kelime çıktı.
"Jeongin...?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
5- STAR
Random"Bir son dakika haberi ile karşınızdayız. Evlerinizden çıkmamanız, güvence altında olduğunuzdan emin olunuz. Onlar geri döndü. Evet, yanlış duymadınız. Tehlike tekrar kapımızda. Şah damarımızdan bile daha yakın o kişilerin hastaneden kaçtığı haberin...