"İlk kimden başlasak?" Seungmin tüm belgeleri masanın üzerine koydu. Koltuğun ucuna oturarak, aralık olan bacaklarının üzerine dirseklerini yerleştirip ellerini birbirine kenetledi.
Minho son tabağa da ıslak kurabiye koyup eşinin yanına oturdu. Herkesin elinde kurabiye tabakları varken dosya inceliyorlardı.
"Yavaş ye ayı! Boğulacaksın." Seungmin yanında oturan, kurabiyeleri hızlı hızlı yiyen Changbin'i dürtükledi.
"Sanane ya!" Yanakları dolu olduğu için boğuk çıkmıştı sesi.
"Daha çok yaparım zaten, yavaş ye." Minho, Changbin'in kıvırcık ve kabarık saçlarını karıştırdı.
Changbin gülümseyerek onun yanına oturdu ve başını omzuna yasladı. Daha bebekken yetimhaneye bırakılan, aile şevkatini hiç görmemiş olan Changbin için, Minho o şevkati verip ailesi imiş gibi hissettiriyordu.
Minho kendi tabağındaki kurabiyeden bir çatal alıp Changbin'e uzattı. Changbin hemen kabul ederek yedi. Jisung kollarını göğsünde birleştirerek kanepede aşağı doğru kaydı. Minho kıkırdayarak eşine de bir çatal verdi.
"Hmm, benceee şundan başlayalım."
Changbin, kahverengi dosyayı önüne alıp kapağını açtı. Raporun baş köşesine, ataç ile tutturulmuş olan profili inceledi. Doğum tarihine baktığında görüntüsüyle alakasının olmadığını düşündü. Çocuk gibi duruyordu.
Kare fotoğraftan net bir şekilde belli olmasa da yüzünde bulunan benekler dikkatini çekti. Parmağını fotoğrafta gezdirdi. O çilleri daha yakından görüp dokunmak istedi. Changbin düşündüğü şeyin farkına vararak, kendine gelmek istercesine başını iki yana salladı.
"Pekala, bakalım bu kim." Jisung dosyayı eline alıp raporu okumaya başladı.
"Lee Yongbok. 15 Eylül 2000 mi?" Yanlış okuduğunu düşünerek dosyayı biraz daha yaklaştırdı kendine. "Woa... Çok daha genç duruyor."
"Çok tatlı çıkmış ama." Minho'nun dediği şey ile üçlü ona garip bir şekilde bakmıştı. Minho koltukta geriye yaslanıp kendini uzaklaştırmıştı.
"Sekiz yaşında ailesini trafik kazasında kaybetmiş. Sonrasında da görevliler tarafından yetimhaneye verilmiş. Orada da pek kalmamış zaten. Baksanıza" Raporu arkadaşlarına çevirdi. "Hem fiziksel, hem de psikolojik şiddete uğramış."
Changbin işittikleri ile başını aşağı eğerek elleriyle oynamaya başlamıştı. Yetimhanede kaldığı zamanlar o da aynı şekilde iki taraflı şiddete uğramıştı. Minho'nun bakışları anlık olarak onun ellerine kaymıştı. Kendine zarar vermemesi için ellerini, kendi elleri arasına almıştı.
"Neden tutuklanmış?" Seungmin, Changbin'in omzunu pat patlayarak diğer arkadaşından cevap beklercesine yüzüne bakmıştı.
"Kaldığı yetimhaneyi müdüresi ile birlikte ateşe vermiş. Tutuklanmış tabi sonra. Sağlık kontrollerinden geçtiğinde de akıl sağlığının yerinde olmadığı teşhisi konulmuş. "
"Zavallı... Ailesini kaybetmek ona ağır gelmiş olmalı." Minho'nun üzgün çıkan sesine gözlerini devirdi Jisung.
"Yaptıkları onu haklı çıkarmaz."
"Zaten haklı diye birşey söylemedim."
"Ne diye bir suçluya üzülüyorsun o zaman?" Jisung elindeki dosyayı masaya fırlatırcasına attı.
"Sorunun ne senin!?" Minho kaşlarını çatarak, Jisung'un omzuna vurmuştu.
"Hey! Sakin olun biraz." Seungmin, muhtemelen tartışmaya devam edecek olan çifte müdahale etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
5- STAR
Random"Bir son dakika haberi ile karşınızdayız. Evlerinizden çıkmamanız, güvence altında olduğunuzdan emin olunuz. Onlar geri döndü. Evet, yanlış duymadınız. Tehlike tekrar kapımızda. Şah damarımızdan bile daha yakın o kişilerin hastaneden kaçtığı haberin...
