Thirty Five/ 5-Star (Final)

353 37 64
                                    


Chan şakağına bastırılan silahla gözlerini kapattı. Nasıl böyle bir hataya düşebilmişti? Cevap basit, sevmişti. Onun tek suçu sevmesiydi. Seungmin'in asıl hain olduğunu göremeyecek kadar çok sevmişti.

Aşk... Ne kadar tuhaf bir terimdir bu. Duygular, hisler,kalp çarpıntıları... Ve daha nicesi üç harflik bir terimde birleşmişti. Ama merak ettiği birşey vardı. Nasıl olurda bu üç harflik şey bu kadar canını yakabilirdi?

Lanet hisler. Hem güzel hissettirir, hem de canınızı yakardı.

Herşey güzel gidiyordu aslında. Mutluydu Chan, Seungmin'in de mutlu olduğunu sanıyordu. Fakat fena hâlde yanılmıştı. Seungmin en başında biliyordu onun olduğunu. Tuzağına düşürmüştü.

Sadece Chan'ı değil, diğerlerini de tuzağa düşürmüştü.

"Neden...? Neden bunu yaptın?" Gözlerinin dolmaması için büyük bir çaba veriyordu.

Seungmin sahtelik içeren üzgün bir surat ifadesiyle Chan'ın yüzüne eğildi. "Oow ağlayacak mısın? Zavallı."

Chan'ın gözlerinden ateş çıkıyor iken Seungmin'in yüzüne tükürdü. "Orospu çocuğu." Seungmin yüzüne gelen tükürükle gözlerini kapattı. Ardından silahın arka kısmını Chan'ın çenesine geçirdi.

"Seni kendi ellerimle geberteceğim! Dur biraz, zaten öyle yapacağım." Kahkaha atarak tekrar silahını Chan'ın şakağına dayadı.

"Nasıl onlara ihanet edebildin!? Ülkene ihanet ettinruje! Bana ihanet ettin sen!" Derin derin nefesler almaya başlamıştı.

"Tch" dilini yanağının iç kısmında gezdirdi. "Fazla safsın. Ölmeden önce arkadaşlarınla vedalaşmanı çok isterdim fakat onlarda seninle vedalaşamadan gidecekler."

"Ne demek istiyorsun?" Kaşlarını çattı.

"Diyorum ki planım tıkırında işledi. Seninle birlikte bu ekibi tamamen bitireceğim. Siz engel oldunuduxederuz, Minho'nun babasıyla öyle muhteşem planlarımız vardı ki. Ama siz hepsini bozdunuz! Onu öldürdünüz!"

"O şerefsiz hak ettiği için öldü!"

"Onun hakkında böyle konuşamazsın!"

"Anlamıyorum, neden bir insan böyle birşey yapar?" Bakışlarını yere çevirdi.

Seungmin hahlayarak gülümsedi. "Bu kadar aptal olma Chan. Biliyor musun, aslında seni zeki birisi sanmıştım. Özellikle de Hyunjin'i. Ama hayır, hepiniz bir avuç aptalsınız. Bunları yapan kişinin ben olduğumu anlamayacak kadar hem de."

Chan söylediği kelimelerden birşey anlamaz iken tek kaşını kaldırdı. Seungmin onu aydınlatmak adına anlatmaya başladı.

"Minho'nun kaza yapmasına neden olan kişi bendim. O gece arkasından gittiğimde arabasının tekerleklerine ateş ettim. O deponun patlamasına neden olan kişi de bendim. Cebimdeki kumandadan herşeyi hallettim." Kıkırdadı.

"Her birinizin hayatı benim ellerimde. Minho ve Jisung dün gece kavga etti. Minho muhtemelen şuanda silahını almış bir uçurumun kenarında duruyor. Jisung ise uyuşturucuya ve içkiye verdi kendini." Chan konuşmak için ağzını araladı. Seungmin işaret parmağını ona doğrultarak susmasını sağladı.

"Daha bitmedi bebeğim. Changbin evde yalnız, Felix'i çağırdı. Bende onlara ufak bir sürpriz hazırladım. Changbin muhtemelen Felix'e kurabiyelerden verecek, kendiside yiyecek." Boşta olan elini ağzına kapattı. Sahte bir şaşkınlıkla konuşmaya devam etti. "Kurabiyelerin içinde zehir olduğunu bilmiyorlar."

"Seni-" Seungmin'e atak yapmak için, kendisini tutan adamların arasında debelendi.

"Hyunjin ve Jeongin... Ah onlar en acısı olacak. Çünkü Jeongin bizzat sevdiği adam tarafından öldürülecek. Jeongin ve Minho'yu bulduğumuz sabah sizlere kurabiye yapmıştım, hatırladın mı? Hyunjin'in kurabiyesinin içinde hastalığını tetikleyecek yüksek dozda ilaç vardı." Chan, Hyunjin'in birkaç gündür tuhaf davrandığı gerçeğini kabul etmek istemese de anladı.

5- STARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin