Minho bu soruya ne cevap vereceğini bilemedi. O yüzden de kısaca gülümseyerek omuz silkti. Hyunjin'in içindeki şüphe yerli yerinde dururken, Felix acıkmanın verdiği hisle çoktan yemeye başlamıştı.
"Teşekkürler. Buradan çıktığımız zaman sana pamuk şeker alacağım." Minho, Felix'in kurduğu cümleye kıkırdadı.
"Pamuk şekerleri sever misin?" Felix başını olumlu anlamda hızlı hızlı salladı. "Ben tüm şekerleri severim!" Minho ona aynı çocuk gibisin diyerek güldü.
Hyunjin içindeki şüpheyi bir kenara atmaya çalışarak sandiviçten bir ısırık alarak yemeye başladı.
Günün geri kalanında Minho onları kontrol etmeye gelmişti sık sık. Onlara sormak istediği sorular vardı ama şimdilik bunun erken olduğunu biliyordu.
Hyunjin ve Felix nezarethanede kalmaya devam ediyordu. Gece olmasıyla ve işlerinin bitmesiyle dörtlü evlerine gitmişlerdi.
Seungmin, Changbin'in yalnız uyumaktan korktuğu için yanında yatıyordu. Changbin'e yetimhanede kaldığı zamanlar zorbalık yapılıyordu. Gece o uyurken, diğer çocuklar ona türlü türlü kötü şakalar yapıyorlardı.
Onlar yaptıklarından fazlasıyla eğlenirken, Changbin korkuyla kalıyordu yetimhanede. Her an birşey olacak düşüncesiyle dolaşıyordu etrafta. Tetikte olmak için kendini zorlayarak uykusuz kalıyordu.
Changbin yorganın içine çoktan girmiş, birleştirdiği bacaklarını yorganın altından küçük bir çocuk gibi sağa sola sallayarak Seungmin'i bekliyordu.
"Hadi Minnie! Daha ne kadar bekleyeceğim seni!"
"Geldim geldim." Seungmin üzerini giymeyi bitirerek arkadaşının yanına uzandı.
Changbin direk olarak kollarını onun beline sarıp bir bacağını, Seungmin'in bacakları üzerine attı. İkisi de gözlerini kapatıp uyumaya hazırlanırken Seungmin'in telefonunun çalmasıyla pozisyonlarını bozmak zorunda kaldılar.
Seungmin telefonu alarak kayıtlı olmayan numaraya baktı. Tanıdığı numarayla farkında olmadan telefonu tutuşu sıkılaştı.
"O kim?"
"Eski nişanlım." Seungmin sinirli bir şekilde mırıldanarak telefonu sert olmasını umursamadan küçük komidine tekrar koydu.
Changbin olayları bildiği için burukça gülümseyerek arkadaşına sarıldı. İkisi de yatakta doğrularak sırtlarını başlığa dayamışlardı.
"Sikik herif bir türlü bırakmıyor peşimi. İki haftadan beri sürekli beni arayıp mesaj atıyor ve buluşmak istediğini, pişman olduğunu söylüyor." Seungmin kollarını sardığı Changbin'in göğsüne biraz daha sokuldu.
"Hah! Pişmanmış, ay götüm." Seungmin gözlerini kapatarak güldü arkadaşına.
Seungmin bundan 2 yıl önce, 6 aylık nişanlısı olan ve 4 yıldır sevgili olduğu adamla evlenecekti. Tabi yıllardır aldatıldığını öğrenip nikah masasında terk edilene kadar.
Halbuki ne de güzel hayallerle oturmuştu o masaya. Ancak adamın tek isteği Seungmin'in sahip olduğu zenginlikti. Onu parmağında oynatarak kandırmıştı resmen.
Seungmin o gün, nikah masasında yalnız kaldığı vakit yemin etmişti aşka. Artık o günden sonra aşk defterini kapatmış, işine odaklanmıştı. Şimdi ise işi herşeyden önce geliyordu.
Kendince bu eylemi doğruydu aslında. Çünkü insanlara güven olmazdı ona göre. Ne yapacakları belli olmayan bir avuç insandı onlar.
Tabi bu ne yapacakları belli olmayan, güven olmayan insanların içinde kendiside vardı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
5- STAR
Random"Bir son dakika haberi ile karşınızdayız. Evlerinizden çıkmamanız, güvence altında olduğunuzdan emin olunuz. Onlar geri döndü. Evet, yanlış duymadınız. Tehlike tekrar kapımızda. Şah damarımızdan bile daha yakın o kişilerin hastaneden kaçtığı haberin...